Vikipedi:Günün maddeleri/Ekim 2016
Bu sayfada ana sayfaya çıkmış veya çıkacak olan maddeler gösterilmektedir.
Günün maddesini kullanıcı veya kullanıcı tartışma sayfalarınızda {{Anasayfa dinamik içerik}}
şablonunu kullanarak çıkartabilirsiniz. Çıkacak olan maddelerle ilgili teklif, öneri düzeltme gibi istekleri Vikipedi:Günün maddesi sayfasında belirtebilirsiniz.
Ekim 1 - Cts
![]() Kırk iki ülkenin katıldığı yarışmaya, en son 2009 yarışmasına katılan Karadağ geri dönerken, Azerbaycan ile Karabağ Savaşı'ndan bu yana çözülemeyen sorunlar ve güvenlik kaygısı nedeniyle Ermenistan ve Eurovision yerine 2012 Avrupa Futbol Şampiyonası (Ukrayna ile birlikte ev sahipliği yaptığı) ve 2012 Yaz Olimpiyatları'na odaklanılacağı gerekçeleriyle Polonya katılmaktan vazgeçti. Öte yandan pek çok insan hakları savunucusu, Azerbaycan'daki hükûmetle ilgili endişelerin ifade edilmesinin kısıtlanmasını protesto etti. Yarışmanın tasarımı, Azerbaycan'ın bilinen yaygın takma adı "Odlar Yurdu"ndan ilham alınarak oluşturulan "Ateşini Yak!" sloganı etrafında inşa edildi ve 1998'den 2009'a kadar kullanılan oylama sistemine geri dönüldü. Oylama, performanslar sona erdikten sonraki 15 dakika içinde yapıldı. Her ülkenin oyu 50:50 sistemiyle belirlendi; oyların yarısını televoting sonuçları, yarısını ulusal jüri puanı oluşturdu. İsveç adına yarışan Loreen; Thomas G:son ve Peter Boström tarafından yazılan ve 372 puan toplamayı başaran "Euphoria" şarkısıyla birinci oldu. Rusya'yı temsil eden Buranovskiye Babuşki "Party for Everybody" adlı şarkısıyla ikinci, "Nije ljubav stvar" adlı şarkıyı seslendiren ve Sırbistan adına yarışan Željko Joksimović üçüncü oldu. "Büyük Beşli" grubunun üyelerinden Almanya, İtalya ve İspanya, ilk 10 içinde yer alarak sırasıyla sekizinci, dokuzuncu ve onuncu oldular. (Devamı...) |
![]() Mali bunalıma düşmüş Norveçli bir tüccarın oğlu olan Ibsen, Kristiania'ya giderek üniversite adayları için düzenlenen eğitim kurslarına katılır. 1850'de ilk oyunu "Katelina"'yı yazar. Bir yıl aradan sonra Bergen'de Den Nationale Scene'ye Sahne Ozanı olarak atandıktan sonra oyun yazarlığı daha ağırlık kazanır. 188 oyunun sahnelenmesinde yer alır. Norveç Tiyatrosu'nun sanat yönetmeni olur. Tiyatro iflas edince maddi güçlükler yaşar ve kendisine yardım bağlanması için Norveç Parlamentosu'na başvurur. 1863’te Norveç'te Kristiana Tiyatrosu'nda sanat danışmanı olur ve burs için yine hükümete başvurduğunda kendisine "burs değil, iyi bir dayak gerektiği" yanıtını alır. "Tatlı İsteyenler" adlı oyunun başarı kazanması üzerine hükümet yurt dışına geziye gidebilmesi için kendisine bu sefer mali yardımda bulunur. Dönemin en ünlü yazarı Björnstjerne Björnson'dan mali destek görerek 1864'te İtalya'ya gider ve zaman zaman Norveç'e dönse de uzun süre yurt dışında kalır. (Devamı...) |
görüntüle - değiştir - korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu
ekleyip kaydedin.
Ekim 2 - Paz
![]() Milan, UEFA ve FIFA tarafından organize edilen turnuvalarda kazanmış olduğu 18 uluslararası kupayla, Boca Juniors ile beraber dünya futbolunun en başarılı kulüplerinden birisi olmuştur. Milan, daha önce Kıtalararası Kupa olarak bilinen, günümüzde ise FIFA Kulüpler Dünya Kupası olarak organize edilen kupayı dört kez kazanarak bu alanda bir rekor kırmıştır. Bunun yanında, Şampiyonlar Ligi'nde elde ettiği yedi şampiyonluk ile Real Madrid'in ardından en başarılı ikinci takım olmuştur. Diğer taraftan, UEFA Süper Kupası'nı beş kez(bu alandaki rekor), UEFA Kupa Galipleri Kupası'nı ise iki kez kazanma başarısı göstermiştir. Milan, Avrupa Ligi dışında, mücadele ettiği bütün uluslararası turnuvalarda şampiyonluk kazanmıştır. Ulusal düzeyde ise Serie A'da kazandığı 18 lig şampiyonluğu ile Juventus'un ardından en başarılı ikinci futbol kulübüdür. Bunun dışında beş kez Coppa Italia'yı, ve yine beş kez Supercoppa Italiana'yı kazanma başarısı göstermiştir. Milan, kendi evindeki maçlarını Stadio Giuseppe Meazza olarak da bilinen Giuseppe Meazza Stadyumu'nda oynamaktadır. FC Internazionale Milano ile paylaşımlı olarak kullanılan stad, 80.018 seyirci kapasitesiyle İtalya'nın en büyük stadıdır. Milan ile en büyük rakibi olarak kabul edilen FC Internazionale Milano arasında oynanan ve Derby della Madonnina olarak bilinen maçlar dünya futbolunun en önemli derbi maçları arasında sayılmaktadır. 2010 yılı itibarıyla İtalya'da en çok desteklenen üçüncü takım olan Milan, Avrupa'da ise bu alanda yedinci sıradadır. (Devamı...) |
![]() Boz, solo kariyerine 2006 yılında çıkardığı "Aşkı Bulamam Ben" single'ı ile adım attı. Bir sonraki yıl ilk stüdyo albümü Maximum'u satışa sundu ve çıkışını öven pek çok ödül kazandı. Ardından Şans (2009), Aşklarım Büyük Benden (2011) ve Janti (2016) albümleriyle kariyerini sürdürdü. Bu albümlerde yer alan "Maximum", "Uçurum", "Para Yok", "Özledim" ve "Sallana Sallana" şarkıları Türkiye Resmî Listesi'nde ilk beş başarısı gösterirken "Geri Dönüş Olsa" ve "Kalamam Arkadaş" zirveye yerleşti. Şarkıcı, müzikal kariyerinin yanı sıra 2014'ten itibaren oyunculuk kariyerine de odaklanarak Hadi İnşallah (2014) ve Kardeşim Benim (2016) filmlerinde başrol oynadı. Piyano, keman, davul ve ney çalabilen Murat Boz, müzikal kariyerinin yanı sıra çeşitli firmaların reklam yüzüdür ve bu firmaların reklam filminde rol almıştır. O Ses Türkiye programının dört jüri üyesinden biridir ve ilk sezonun kazanan jüri üyesidir. Ödülleri arasında üç Altın Kelebek Ödülü ve iki Kral Müzik Ödülü bulunmaktadır. Murat Boz, 7 Mart 1980'de Türkiye'nin Zonguldak ilinin Karadeniz Ereğli ilçesinde, Ayşe Nedret ve Cafer Boz çiftinin Ali adındaki ilk çocuğundan sonra ikinci çocuğu olarak dünyaya geldi. İlk ve orta öğrenimini bu ilçede tamamladıktan sonra annesi, Boz'u müzik yarışmalarına yönlendirdi ve güzel sanatlar lisesine gitmesi için hazırladı. Boz, 1995 yılında girdiği yetenek sınavlarını kazanarak İstanbul Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi'ne başladı ve burada 4 yıl yatılı okudu. Okulda, piyano ve keman dersleri aldı. 1998'de Milliyet gazetesi tarafından düzenlenen Liseler Arası Müzik ve Halk Oyunları Yarışması'nın birincisi oldu, daha sonra İstanbul Bilgi Üniversitesi'nin Caz Vokal bölümüne katıldı. (Devamı...) |
görüntüle - değiştir - korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu
ekleyip kaydedin.
Ekim 3 - Pzt
![]() Maçtan bir gün önce, cumartesi etkinlikleri içinde smaç yarışması (NBA Slam Dunk Contest) ve üçlük yarışması yer aldı. Üçüncü kez düzenlenen şut yarışmasını, Celtics'ten Larry Bird, Dale Ellis'ı finalde 17-15'lik sonuçla yenerek kazandı. Smaç yarışmasında ise, Chicago'nun yıldızı Michael Jordan kendi seyircisi önünde finalde Dominique Wilkins'i 147-145 ile geçti. (Devamı...) |
![]() İsveç başbakanı (1914-1917) ve Nobel Vakfı başkanı (1929-1947) Hjalmar Hammarskjöld'ün oğlu olan Dag Hammarskjöld, Uppsala ve Stokholm üniversitelerinde hukuk ve iktisat öğrenimi gördü. 1933-1936 arasında Stokholm Üniversitesi'nde siyasal iktisat dersleri verdi. Ardından Maliye bakanlığında daimi müsteşar olarak devlet hizmetine girdi, daha sonra da İsveç Merkez Bankası yönetim kurulu başkanı oldu. 1947'den sonra Dışişleri Bakanlığı'nda görev yaptı. 1951'de BM Genel Kurulu'ndaki İsveç delegasyonunun başkan yardımcılığına, 1952'de de başkanlığına getirildi. Norveçli Trygve Lie'nin BM genel sekreterliğinden istifa etmesinden beş ay sonra, 10 Nisan 1953'te beş yıl süreyle bu göreve seçildi. Eylül 1957'de yapılan seçimle beş yıllık bir dönem için yeniden aynı göreve getirildi. Genel sekreterliğinin ilk yıllarında ağırlıklı olarak Ortadoğu'da İsrail ile Arap devletleri arasındaki savaş ve savaş tehlikesi konularıyla ilgilendi. 1957 Nobel Barış Ödülü'nün sahibi, Kanadalı devlet adamı Lester Pearson'la birlikte, 1956'da patlak veren Süveyş Krizi'nin çözülmesi için yürütülen çalışmalara katıldı. Ayrıca 1958'de Lübnan ve Ürdün'de baş gösteren bunalımın çözümünde önemli rol oynadı. Belçika Kongosu'nun 30 Haziran 1960'ta bağımsızlığını kazanmasından kısa bir süre sonra başlayan ve bütün ülkeyi saran karışıklıkları durdurmak amacıyla bölgeye BM'ye bağlı birlikler gönderdi. (Devamı...) |
görüntüle - değiştir - korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu
ekleyip kaydedin.
Ekim 4 - Sal
![]() Günlük hayat, resim, arkadaşlık, cinsellik,yalnızlık, mutluluk, gazeteler ve televizyon, aile gibi konuları barındıran roman, Pamuk'un on yıllık çalışması sonucu oluşturuldu . Roman, Türkiye'de piyasaya çıktıktan sonraki ilk üç günde en çok satanlar listesinde birinci sıraya yerleşti. 1975 yılı ile başlayan kitapta, tekstil zengini Basmacı ailesinin okumuş 30 yaşındaki oğulları Kemal ile uzak akrabaları, yoksul Keskin ailesinin 18 yaşındaki güzel kızı, tezgahtarlık yapan Füsun arasındaki aşk anlatılmaktadır. Romanın çeviri hakları kitap basılmadan satıldı ve Türkiye'den sonra ilk kez Almanya'da Das Museum der Unschuld adıyla yüz bin adet basılacağı bildirildi. New York Times tarafından "2009'un en iyi kitapları" listesinde yer aldı. Ayrıca kitaptan esinlenerek bir müze oluşturuldu ve bu müze, 28 Nisan 2012'de açıldı. Orhan Pamuk'un küratörlüğünü yaptığı ve aynı zamanda İstanbul'un ilk şehir müzesi olma özelliğini taşıyan müze, Çukurcuma'da yer alan 1897 yapımı üç katlı tarihi binadan oluşmaktadır. Orhan Pamuk, kitabın fikri Masumiyet Müzesi'ni yazmaya başlamadan on yıl önce ortaya çıktı ve Kar'ı yayımladıktan sonra kitabı yazmaya başladı. Fakat bir yıl sonra romanı yazmayı bıraktı ve İstanbul: Hatıralar ve Şehir adlı anı kitabını yazdı. Ardından tekrar Masumiyet Müzesi'ne döndü ve kitabı toplamda yedi yıl kitap ile uğraştı. Romanı bitiren yazarın Nobel ödülü sonrası programının yoğunluğu nedeniyle, kitabın yayımı gecikti. Yazar, romanın toplamak, saklamak, koleksiyon yapmakla ilgili olan kısımları için müzecilik tarihini araştırdı. Avrupa ve Asya'da birçok müze gezdi. (Devamı...) |
![]() İmparatorlar Licinius ve Konstantin, Roma İmparatorluğu'nda zamanın Hristiyanlığını meşru ve resmi hale getirdikten sonra, yeni tanınan Katolik Kilisesi tek ve berrak teoloji arayışına girdi. İskenderiyeli Athanasius'da aralarında olduğu Teslis savunucuları, Arius ve Aryanizm'i, Tanrı Baba ile Nasıralı İsa'nın "aynı mahiyetten" eş-tözlü ve eş-ebedi/ezeli olduklarını söyleyen denklik üzerine kurulu Teslis inancı Kristolojisi ile aynı fikirde olmayanları tanımlamakta kullanmışlardır. Arius'un teolojisini destekleyen bütün yazılar ortadan kaldırılmış veya gizlenmiş olsalar da, karşı olanların yazıları Arius'un teolojisini "Baba Tanrı"nın, "Oğul"dan önce var olduğu bir dönem olduğu şeklinde tanımlamaktadır. Birlikte hareket eden tüm muhalefete rağmen, 'Arian' ya da teslis karşıtı kiliseler, Gotlar arasında ve Alman krallıklarında, Avrupa ve Kuzey Afrika'da yaşamışlardır. Beşinci ve yedinci yüzyıllardan sonra askeri fetihler ile bastırılmışlar ya da kraliyetler gönüllü olarak Katolik inancına dönmüşlerdir. "Aryanizm" isim olarak öğretinin kaynağının Arius olduğuna işaret etse de, Oğul'un Baba ile kesin ilişkisi üzerine tartışma Arius ile başlamamıştır. Bu konu, onun gelişinden onlarca yıl tartışılmıştır, Arius, ihtilafı toparlamış ve İzmitli Eusebius gibi "Arian" destekçileri uzun erimde daha etkili kanıtlıyabilecekleri kilise çapındaki izleyicilere taşımıştır. İzmitli Eusebius, Kayseryalı Eusebius ile karıştırılmamalıdır. Gerçekten bazı sonradan gelen "Arian" destekçileri bu ismi öğretilerinin kendileri ile ilişkili olmadıklarını beyan ederek, inkar etmişlerdir. Arius ve hasımları arasındaki tartışma bu konuyu teolojik olarak öne getirmiş ve Arius'un ilan ettiği doktrin onun tarafından oluşturulmasa da "onun" olarak kullanılmıştır. (Devamı...) |
görüntüle - değiştir - korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu
ekleyip kaydedin.
Ekim 5 - Çrş
![]() Antik Akdeniz toplumlarında, kehribar çubuğunun kedi kürküne sürtüldüğünde tüy gibi hafif nesneleri çektiği bilinirdi. MÖ 600'de Miletli Thales statik elektrik üzerine bir takım gözlemler yaptı. Gördüğü şeyi, sürtünmenin mıknatıs görevi gördüğüne yordu. Buna karşın manyetit gibi minerallerin sürtünmeye ihtiyacı yoktu. Thales, bu çekim olayının manyetik alandan dolayı olduğu konusunda yanılıyordu fakat bilim daha sonra manyetizma ve elektriklenme arasında bir bağlantı olduğunu kanıtladı. Elektrik 17. Yüzyıla kadar bir merak olarak kalmıştır. Ardından William Gilbert adında bir İngiliz bilim adamı, mıknatıs taşını kehribarla sürterek oluşan statik elektrikle ilgili elektrik ve manyetizma hakkında araştırmalar yaptı ve bilime Latince bir kelime kazandırdı: electricus. Electricus küçük objelerin sürtündükten sonra birbirini çekme özelliği anlamına geliyordu. 18. Yüzyılın ilk araştırmacıları, elektriksel kuvvetin yerçekim kuvveti olayında olduğu gibi(ters kare yasası) uzaklıkla azaldığını saptamışlardır. Elektrikle yüklenmiş olan küreler üzerinde yapılan deneylere dayanarak, İngiliz bilim adamı Joseph Priestley ise elektriksel kuvvetin ters kare yasasına uyduğunu ileri süren ilk kişiydi. Fakat bu konunun detaylarına inemedi. (Devamı...) |
![]() Haziran 2005'te Destiny's Child'ın dağılmasının ardından "Déjà Vu", "Irreplaceable" ve "Beautiful Liar" hitlerinin de bulunduğu ikinci solo albümü B'Day (2006) yayımlandı. Öte yandan Beyoncé, performansıyla Altın Küre'ye aday gösterildiği Rüya Kızlar (2006) ile Pembe Panter (2006) ve Obsessed (2009) filmlerindeki başrolleriyle oyunculuğa adım attı. Rapçi Jay-Z ile evliliği ve Cadillac Records (2008) filminde Etta James'i canlandırması üçüncü albümü I Am... Sasha Fierce'ı (2008) etkiledi. Şarkıcının ikinci kişiliği Sasha Fierce'ın ortaya çıkmasına neden olan albüm, 2010'da "Single Ladies (Put a Ring on It)" ile Yılın Şarkısı dahil altı Grammy Ödülü elde ederek rekor kırdı. Beyoncé aynı yıl müziğe ara verdi ve kariyerinin yönetimini devraldı. Dördüncü albümü 4 (2011); 1970'lerin funk, 1980'lerin pop ve 1990'ların soul müziğine yer verdi. Sanatçının beşinci albümü Beyoncé (2013), deneysel yapımı ve daha karanlık temaları işlemesiyle önceki kayıtlardan ayrıldı. Kendi deyimiyle "çağdaş bir feminist" olan Beyoncé'nin şarkıları genelde aşk, ilişkiler, tek eşlilik ile kadın cinselliği ve güçlendirmesi temaları çevresinde şekillenmektedir. 18 yıla yayılan kariyerinde solo sanatçı olarak 75 milyondan fazla, Destiny's Child ile birlikte 60 milyon albüm sattı ve tüm zamanların en çok satan şarkıcılarından biri oldu. Bugüne kadar 20 Grammy Ödülü kazandı ve bu ödüle en çok aday gösterilen kadın oldu. Amerika Kayıt Endüstrisi Birliği, Beyoncé'yi Amerika'da 2000'lerin En Çok Sertifika Alan Sanatçısı kabul etti. 2009'da Billboard tarafından Onyılın En İyi Radyo Şarkıları Sanatçısı, 2000'lerin En İyi Kadın Sanatçısı ve 2011'de Milenyumun Sanatçısı seçildi. (Devamı...) |
görüntüle - değiştir - korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu
ekleyip kaydedin.
Ekim 6 - Prş
![]() Bir grup roket motorları olarak en yüksek itme kuvvetine sahip, şimdiye kadar en hafifi, fakat jet motorların bütün türlerinin en düşük itme gücü( en düşük itme dürtü var). İdeal egzoz hidrojendir fakat kimyasal roketler egzoz hızının etkisini azaltarak ağır türlerin bir karışımını üretir. Roket motorları çok yüksek hızlarda daha fazla etkili olurlar(Oberth etkisi). Havadan yarar sağlamadıkları için onların kullanımları yüksek uzay ve yüksek atmosfer içinde daha uygundur. Kimyasal roketler, yakıtın kimyasal reaksiyonları tarafından ortaya çıkarılan ısı ile güçlendirilmiş roketlerdir. Roket motoru (katı yakıtlı roket motoru) genellikle katı roket motorları anlamına gelen roket motoruna benzer bir terimdir. Sıvı roketler (sıvı yakıtlı roket motoru) öncellikle tankların içinde yakılan sıvıların kullanıldığı roketlerdir. Karma roketler yanma odasının içinde katı bir yakıta sahiptir ve ikinci sıvı ya da gaz oksitleyicisi veya yakıtı yanması amacıyla bu gaz odasına eklenir. Devamı... |
![]() Babası İngiliz asıllı heykeltıraş, annesi ise İrlandalı]]ydı. İrlanda dilinin korunması ve yaygınlaştırılması amacıyla 1893'te kurulan Gael Birliği'nin (Gaelic League, Conradh na Gaeilge) yöneticisi oldu. 1903-09 arasında birliğin An Claidheamh Soluis adlı haftalık gazetesinin yayın yönetmenliğini yaptı. İrlanda dilini Britanya egemenliğine karşı bir silah olarak kullanabilmek amacıyla eski İrlanda el yazmalarından öykülerle kendi şiirlerinden oluşan bir derlemeyi (1914) çağdaş İrlanda dilinde yayımladı. 1908'de Dublin yakınlarında, İrlanda gelenekleri ve kültürüne dayalı, iki dilde öğretim yapan St. Enda's College'ı kurdu. İrlanda'nın Britanya ile birliğini savunan Ulster Gönüllüleri'ne karşı Kasım 1913'te İrlanda Gönüllüleri'nin kurulması üzerine, örgütün geçici komitesine üye oldu ve The Irish Volunteer adlı gazetesinde şiir ve makaleler yayımladı. Temmuz 1914'te İrlanda Cumhuriyetçi Kardeşlik Birliği'nin (Irish Republican Brotherhood) yüksek konsey üyeliğine seçildi. İrlanda Gönüllüleri'nin bölünmesi üzerine (Eylül 1914), I. Dünya Savaşı'nda Britanya'nın desteklenmesine karşı çıkan aşırı milliyetçi hizbin başına geçti. Devamı... |
görüntüle - değiştir - korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu
ekleyip kaydedin.
Ekim 7 - Cum
![]() Halının kökü Anadolu Selçuklu Devletinden gelmiştir. Kilimle halı bir birinden farklıdır: Kilim ince bir halı tipidir. Dünyada bilinen ilk halılar Orta Asya'da Türkler tarafından dokunmuştur. Bu halıların günümüze kadar ulaşabilmiş en eski örneğinin MÖ 6-5. yüzyıllarda yapılmış olduğu ve halen Leningrad Müzesi'nde saklandığı bilinmektedir. Bu halı Pazırık Halısı olarak bilinmektedir. Halı insanların rahat ve sıcak bir zemin arayışı sonucu ortaya çıkan ve ev dekorasyonunda önemli bir yer tutan bir malzemedir. Tarihi ise insanlık tarihi kadar eskidir. İnsanlar önce sıcak bir zemin yaratmak amacıyla hayvan postlarını kullanıyorlardı. İhtiyaçları arttıkça, ihtiyaçlarına uygun post bulamadıkları için, post taklidi yaygılar ürettiler. Zamanla sevdiklerini de desenleştirerek, bugünkü halının kaba örneklerine ulaştılar. Kısaca halı insanoğlunun doğaya karşı ve doğayı kendine uydurma mücadelesinin ilk ürünlerindendir. Günümüze kadar gelen halı, yaşantımıza ekonomik, sosyal ve kültürel olarak önemli bir yer tutar. (Devamı...) |
![]() Giacomo, 22 Aralık 1858'de yedi çocuklu bir ailenin ilk erkek evlatı olarak Lucca'da dünyaya gelmiştir. Babasını, beş yaşındayken kaybetmiş ve eğitim için dayısı Fortunato Magi'nin yanına gönderilmiştir. Fortunato onu hem yetenekli hem de disiplinsiz bir öğrenci olarak görmüştür. Müzik geçmişi olan bir aileye mensup olması, Giacomo'nun da ataları gibi müzik eğitimi almasının başlıca nedenidir. Giacomo müzik eğitimi sayesinde önce kilisede org çalmaya başlamıştır. Operaya olan ilgisi, konservatuvar hocası Angeloni'nin teşviğiyle, Verdi'nin Aida operasının Pisa şehrinde 1876'daki bir gösteriminde başlar. 1880'den 1883'e kadar Milano konservatuvarında eğitim görür, Amilcare Ponchielli ve Antonio Bazzini'nin öğrencileri arasında yer alır. 1882'de, Sonzogno müzikevinin açtığı tek perdelik opera lirik yarışmasına katılır. Le Villi isimli bu ilk opera yarışmayı kazanamasa da, Ponchielli ve Fontana'nın yardımıyla Verme tiyatrosunda 1884'te sahnelenir. Bu sayede yayıncı Ricordi'nin dikkatini çeken Puccini'ye ikinci bir opera siparişi gelir. Bu dönemde, Puccini Elvira ile tanışır ve evlenirler. Bu evlilikten Tonio isimli oğlu dünyaya gelir. (Devamı...) |
görüntüle - değiştir - korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu
ekleyip kaydedin.
Ekim 8 - Cts
![]() Bulutsunun ışığı, iç bölgesinde yeni doğmakta olan ışıması güçlü yıldızlarla aydınlatılmasından kaynaklanmaktadır. Bulut ilk kez 1610'da Nicolas-Claude Fabri de Peiresc belgelendirmiştir. Herhangi bir teleskop veya dürbünle bu bulutsudan gelen olağanüstü ışığı kolayca farkedebilirsiniz. Devasa bir hidrojen bulutunun merkez bölgesinde oluşmuş yıldızlarca ısıtılması ve aydınlatılması ile görünür hale gelen bulutsunun 30 ışık yılı genişlikte olduğu, bazı yıldızların 2 milyon yıldan daha genç olduğu hesaplanmaktadır. Spitzer Kızılötesi Uzay Teleskopu'nun keskin gözleri, Orion Bulutsusu’nda çevrelerinde gaz ve toz diskleriyle oluşum aşamasında 2300 yıldız belirledi. Bu gaz ve toz disklerinin her biri, uygun koşullarda birer güneş sistemi oluşturmaya aday. Çıplak gözle bakıldığında Orion (Avcı) takımyıldızında Avcının kılıcı üzerinde bulanık bir nokta gibi görünen bulutsu, aslında görece yeni doğmuş ya da doğmakta olan binlerce yıldızı barındıran bir kuluçkalık. Bulutsu içindeki toz ya da çevrelerindeki toz disklerince gizlendikleri için optik teleskoplarla görülemeyen bu yıldızlar, yıldızlarından aldıkları ısıyı yeniden yayan toz sayesinde Spitzer'e yakalanıyorlar. Spitzer'le yapılan gözlemler Bulutsu içindeki yıldızların %60-70'inin toz disklerine sahip olduğunu ortaya koydu. Bir başka bulguysa, bulutsudaki yıldızların %60'ının, her biri yüzlerce birey içeren "yıldız kentlerinde" ya da kümelerde bir arada bulunmaları. (Devamı...) |
![]() George Eliot yaşamının ilk 21 yılını İngiltere'nin Warwickshire yöresinde bir çiftlikte geçirdi. Bu yıllar insanları ve çevreyi yakından tanımasına yardımcı oldu. Annesinin ölümünden sonra büyük bir malikânenin kâhyası olan babasına bakmak zorunda kaldığı için okuldan ayrıldı. Din, ahlak ve siyaset konusunda katı bir tutumu olmayan, özgür düşünceli bir çevreye katılması yeni düşünceler edinmesine yol açtı. Babasının 1849'da ölümünün üzerine önce İsviçre'ye gitti, daha sonra Londra'da yerleşerek Westminster Review dergisinde çalışmaya başladı. Aydın bir kadın olan George Eliot, o dönemin önde gelen düşünür ve yazarlarıyla dost oldu. Bunlar arasında çok yönlü bir insan olan gazeteci George Henry Lewes'le olan dostluğu yaşamına ayrı bir anlam kattı. Lewes onu roman yazmaya özendirdi ve ilişkileri Lewes ölünceye kadar yaklaşık 25 yıl uyum ve mutluluk içinde sürdü. Edebiyat yaşamına eleştirmen ve çevirmen olarak başlayan George Eliot'un yayımlanan ilk öyküleri Scenes of Clerical Life'dır (1852; "Din Adamının Yaşamından Sahneler") 1859'da yayımlanan ilk romanı Adam Bede'de gözlenen, günlük yaşamı gerçekçi ayrıntılarla yansıtma yeteneği bundan sonraki yapıtlarının da başlıca özelliği oldu. 1860'ta Kıyıdaki Değirmen (The Mill on the Floss), bundan bir yıl sonra da tarihsel bir roman olan Romole yayımlandı. Bunları Silas Marner (1861), Felix Holt the Radical ("Radikal Felix Holt") ve bir başyapıt olan Middlemarch (1871-72) izledi. Bu roman birkaç konunun iç içe geçtiği , toprak sahiplerinden köylülere, meyhanecilerden işçilere kadar kişilerinin büyük bir gerçeklikle betimlendiği ve çağdaş düşüncelerin yer aldığı güçlü bir yapıttır. George Eliot yazmaktaki amacının "tozlu sokaklardan ve tarlalardan gelen etten kemikten insanların" yaşamlarının yansıtmak olduğunu söylemiştir. Lewes 1878'de öldükten sonra John Walter Cross'la evlenen George Eliot, bundan kısa bir süre sonra hastalanarak öldü. Gerçekçi bir yazar olan George Eliot çağdaş romanın en belirleyici özeliklerinden olan psikolojik çözümlemenin öncüsüdür. (Devamı...) |
görüntüle - değiştir - korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu
ekleyip kaydedin.
Ekim 9 - Paz
![]() Uzak ve zor geçit veren konumu sebebiyle bu çoğu zaman buz ve kardan yamuk şeklini andıran dağ, Avrupa'daki dağcılar tarafından geç tanındı. Üç başarısız Avrupa kaynaklı bilimsel gezi sonrasında (Avusturya 1936, İsviçre 1948, Fransa-Belçika 1951) nihayet 19 Haziran 1957'de ilk tırmanış başarılmıştır. Alman tırmanıcılar Günther Hauser, Bernhard Huhn, Frieder Knauss ve Horst Wiedmann güney sırtı üzerinden zirveye ulaşmışlardır. En kolay tırmanma yolu ise 1975 yılında güneybatı duvarından açılan Ferrari-Rotası'dır. Bu rota ismini , buradan ilk giden Casimiro Ferrari 'den alır. Ferrari 1975 yılında, D.Borgonovo, P. Castelnovo, Pino Negri, Sandro Liati ve Angelo Zoia ile beraber dağa karşı bu zaferi kazanabilmiştir. Devamı... |
![]() Hülagü, 1255 yılında ağabeyi Mengü Han tarafından Orta Doğu'da henüz ele geçirilmemiş toprakların fethini tamamlamak üzere görevlendirildi. Görevleri, güneydoğu İran halklarından olan Lurları hakimiyet altına almak, Haşhaşi tarikatını ortadan kaldırmak, Abbasi Halifeliği'ni yıkmak, Eyyubi ve Suriye topraklarının istilası ve son olarak da Mısır'daki Memlük Devleti'ni yıkmaktı. Mengü Han, Hülagü'ye teslim olanlara iyi davranmasını, karşı koyanları ise tamamen ortadan kaldırmasını emretti. Annesi Sorgotani Beki ve karısı Dokuz Hatun dinine bağlı birer Nasturi Hıristiyandı. Tıpkı yakın arkadaşı ve komutanı olan Ketboğa gibi. Moğol İmparatorluğu'nun dinlere karşı alışılmış hoşgürüsüne karşın Hülagü'nün Müslüman lara olan düşmanlığında bu üçünün etkisi olduğu düşünülüyor. Bir başka görüş de Emeviler ve bazı Abbasi halifelerinin Türk ve Moğol halklara karşı kötü muamele etmesinin Hülagü Han üzerinde intikam hissi uyandırmasının müslümanlara düşman olmasına etkisi olduğudur. Mengü Han'ın emriyle her on Moğol erkeğinden ikisi, emrindeki orduya alınan Hülagü, belki de o zamana kadarki en büyük Moğol ordusunun başında sefere çıktı. Luristan Atabeyliği kolayca ele geçirildi. Haşhaşilerden alınması imkânsız Alamut Kalesini normal koşullarda asla ele geçiremeyince Hülagü, orduda bulunan Hitaylı Mühendislerin katkısıyla kalenin altı tüneller açılarak oyulmuş ve petrol ile doldurularak kalenin bulunduğu tepe, o zamana kadar görülmemiş gerçek bir bombaya dönüştürülmüştür. Bu sayede Moğolların normal koşullar altında ele geçirmeyi rüyalarında bile göremeyecekleri bu kale, tüneller ateşlenerek patlatılmak suretiyle imha edilip ele geçirmiştir. Bu, o tarihe kadar asla kimsenin aklına bile getiremediği bir yöntemdi. Bu tarihe kadar da pek çok ordu bu kaleyi çok dik ve yalçın kayalar üzerinde kurulduğundan, ayrıca çok müthiş ve sert savunulduğundan ele geçirememişti. Daha sonra Bağdat'a yönelen Moğol ordusu, Halifeye yapılan teslim ol çağrısına olumsuz cevap verilmesini, Büyük Han'ın da emrine uygun olarak istila bahanesi olarak kullandı. Devamı... |
görüntüle - değiştir - korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu
ekleyip kaydedin.
Ekim 10 - Pzt
![]() Bayağı foktan (Phoca vitulina) çok daha cüsseli yapısıyla ayrılır. Bunun dışında, bayağı fokların kafaları yuvarlağımsıyken, boz foklarda baş daha sivri olarak devam eder. Erkeklerde koyu gri zemin üzerinde açık renk lekeler bulunurken, buna karşın dişiler gümüş gri zemin üzerinde koyu lekelere sahiptirler. Yavrular beyaz embriyo kürkle dünyaya gelir, 5 hafta sonra bunun yerini normal post alır. 230 cm boyu ve 220 kg ağırlığıyla erkek bir gri fok, bayağı fokdan belirgin olarak daha büyüktür. Ancak dişi bir boz foktan da (180 cm, 150 kg) epeyce büyüktür. Bundan başka erkekler dişilerden daha büyük bir buruna sahiptirler. Cinsiyetler arası yapı farklılığı, sadece çok az fokta bu kadar göze çarpar.ve hem sudu hem karada yaşar. Boz foklar birbirnden ayrılmış üç popülasyonda ortaya çıkarlar. (Devamı...) |
![]() Ho Chi Minh, Vietnamca da "Işığa Kavuşturan" anlamına gelir ve halkı tarafından sevgiyle "Ho Amca" olarak anılır. Vietnam'da, o dönemde Fransız Çinhindi'nin egemenliği altındaki Nghe An'da doğan Ho Chi Minh'in asıl adı Nguyan That Thanh'dı. Öğrencilik yıllarında ülkesindeki Fransız yönetimine karşı yürütülen eylemlere katıldı. Ülkesinden ayrılarak iki yıl boyunca bir şilepte çalıştı; Akdeniz ve Afrika limanlarında dolaştı. Fransız sömürge yönetimi altındaki ülkeleri yakından tanıdı. Daha sonra gittiği Fransa'da sosyalist dünya görüşünü benimsedi. 1920'de Fransız Komünist Partisi'nin kurucuları arasında yer alan Ho Chi Minh, yazdığı yazılarla çevresindeki Vietnamlı gençleri bilinçlendirerek onları ülkelerinin bağımsızlık mücadelesi için eğitti. 1925'te Çin'de, Kanton'da yaşayan siyasal sürgünleri örgütleyerek Vietnam Devrimci Gençlik Birliği'ni kurdu. 1930'da Ho Chi Minh'in öncülüğünde kurulan Çinhindi Komünist Partisi, yoksul köylülere toprak dağıtmayı ve yabancı işletmeleri kamulaştırmayı amaçlayan bir programı benimsedi. Ho Chi Minh'in eylemlerinden tedirgin olan Fransız yönetimi, yokluğunda ona ölüm cezası verdi. II. Dünya Savaşı sırasında, 1940'ta Japon birlikleri Çinhindi'ne girdi. Ho Chi Minh 1941'de, 30 yıllık bir ayrılıktan sonra gizlice ülkesine döndü. Fransız sömürgecilerine ve Japon işgalcilerine karşı halkın çeşitli kesimlerini harekete geçirecek bir gerilla savaşı için hazırlığa başladı. Gizlilik koşullarında sürekli ad değiştirmesi gerekiyordu, son olarak aydınlatan anlamına gelen Ho Chi Minh adını aldı. Bu arada gerilla savaşı üzerine kitaplar yazdı. II. Dünya Savaşı'nda Japonlar'a karşı mücadelede destek bulmak amacıyla Çin'e gitti; ama Çan Kay-Şek onu tutuklattı. 18 ay süreyle çok ağır koşullarda yaşamak zorunda bırakıldı. Carnet de prison ("Hapishane Defteri") adlı şiir kitabını da bu dönemde yazdı. (Devamı...) |
görüntüle - değiştir - korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu
ekleyip kaydedin.
Ekim 11 - Sal
![]() Resimde, özgürlüğü simgeleyen bir kadın, bir elinde Fransız bayrağı, diğer elinde ise bir tüfek taşıyarak yürümekte, peşinden gelen devrimci insanlara barikatları aşmada öncülük etmektedir. Elbisesi yırtıktır, göğsü ve ayakları çıplaktır, başında özgürlük simgesi olan Frigya başlığı vardır. Bir yanında yoksulları temsil eden, her iki elinde de birer tabanca taşıyan on-iki yaşlarında bir çocuk, öbür yanında burjuvaları temsil eden, eli tüfekli, başında silindir şapka olan bir adam vardır. Çatışma içindeki bir şehirde, yerdeki yaralıların ve ölülerin arasından geçmektedirler. Bu tablo, modern resim sanatının ilk politik çalışması olarak kabul edilmektedir. Louvre Müzesi’nde sergilenmektedir. Resimdeki eli tabancalı çocuk figüründe Victor Hugo’nun Sefiller romanındaki Gavroche karakterinden esinlenildiği düşünülmektedir. Silindir şapkalı adamın kim olduğu konusu tartışmalıdır. Bazıları ressamın kendisini çizmiş olduğunu söylemektedir, bazı iddialara göre ise bu figürü çizerken ressam tiyatro yönetmeni Etienne Arago’yu model almıştır. (Devamı...) |
![]() Babası Han Baba Han aslen Kazvinli’dir. Önce medrese öğrenimi gördü. Ardından, o yıllarda yeni açılmış olan Tahran Siyasal Bilimler Fakültesi'ne girdi. Bu arada Fransızca öğrenmeye başladı. İran'ın Balkan ülkeleri elçisi Gıfari ile birlikte 1903'te Avrupa'ya gitti. Daha çok Viyana'da olmak üzere, iki yıldan fazla Avrupa'da kaldı. Ekim 1906'da meşrutiyetin ilan edilmesi üzerine İran'a döndü. Sur-i İsrafil adlı gazetede yazdığı makalelerinde ince hicivleriyle istibdadı acımasızca eleştirdi. Bu yazılarıyla modern İran hiciv ve eleştirisinin öncüsü oldu. Muhammed Ali Şah başa geçince (1907) Dihhoda özgürlükçü birkaç kişiyle birlikte Avrupa'ya sürgüne gönderildi. Önce Paris'e, daha sonra İsviçre'ye gitti. Yverdon'da Sur-i İsrafil'i üç sayı daha çıkardı (1909). Daha sonra İstanbul'a giden Dihhoda, orada da Surûş adlı Farsça bir dergi yayımladı. Muhammed Ali Şah tahttan indirildiğinde (1909) milletvekili seçilerek İran'a döndü. I. Dünya Savaşı yıllarını sessiz geçiren Dihhoda savaştan sonra Tahran'a gitti ve siyaseti bırakarak kendini bütünüyle bilimsel çalışmalara verdi. Bir süre kültür ve adalet bakanlıklarında görev yaptı. Bir süre de Hukuk ve Siyasal Bilimler fakültelerinin dekanlığını üstlendi (1941). Ölümüne değin bilimsel çalışmalarını sürdürdü. Makaleleri ve çevirileri dışında, Farsçadaki atasözleri ve deyimleri edebi metinlerden seçilmiş örneklerle veren Emsal u Hikem (1929-31, 4 cilt) ve büyük ansiklopedik sözlük olan 190 fasiküllük Lugatname-i Dihhoda (1946-76) en önemli yapıtlarıdır. Lugatname-i Dihhoda Fars dilinin en büyük edebi kitaplarından birisidir. Ölümünden hemen sonra şiirlerini Muhammed Muin Mecmua-yı Eşar-ı Dihhoda (1955) adıyla yayımladı. (Devamı...) |
görüntüle - değiştir - korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu
ekleyip kaydedin.
Ekim 12 - Çrş
Dünyanın ilk ve en eski ulusal parkı olma özelliğini taşımaktadır. Yellowstone Ulusal Parkı'nın büyüklüğü yaklaşık olarak 8987 km²'dir. Amerika'nın Idaho, Wyoming ve Montana eyaletlerinin kesiştiği yerde bulunur. Büyük bir kısmı (%96) Wyoming'de olmakla birlikte %3'ü Montana ve %1 i ldaho eyaletine kadar uzanmaktadır. Özellikle içinde bulunan çok büyük gayzerleri ile tanınır. Dünyadaki sıcak su kaynaklarının yarısı burada bulunur ve sayıları 10000'i aşmaktadır. Yellowstone da 300 den fazla gayzer, 290 dan fazla da irili ufaklı şelale bulunmaktadır. 2010 yılında 3.7 milyon ziyaretçi sayısıyla 2009 yılının 3.2 milyon olan ziyaretçi sayısını aşarak rekor kırmıştır. (Devamı...) |
![]() |
görüntüle - değiştir - korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu
ekleyip kaydedin.
Ekim 13 - Prş
{{Günün maddeleri| |Madde Adı= Girdap gökadası |Resim= Messier51 sRGB.jpg |İçerik= (ayrıca Messier 51a, M51a, veya NGC 5194 olarak da bilinir) yaklaşık 23 milyon ışık yılı uzaklıkta Av Köpekleri takımyıldızı bölgesinde bulunan etkileşen büyük plan sarmal gökada.
Gökyüzünün en ünlü sarmal gökadalarından biridir. Bu gökada ve ona eşlik eden ([[NGC 5195) amatör gözlemciler tarafından kolayca gözlemlenebilir, hatta iki gökada da iyi bir dürbünle gözlenebilir. Girdap Gökadası; özellikle sarmal kollar ve etkileşen gökadaların, yapılarının daha iyi anlaşılabilmesi için çalışan profesyonel gökbilimciler için, oldukça popülerdir. Girdap gökadası, Lord Rosse tarafından 1845 yılında keşfedilmiştir. Etkileşen gökada [[NGC 5195, 1781 yılında Pierre Méchain tarafından keşfedilmiştir. 1845 yılında Girdap Gökadası'nı ilk defa sarmal gökada olarak tanımlayan, İrlanda'da Birr şatosunda inşa ettiği 72 inç'lik teleskobuyla Lord Rosse olmuştur. Gökada çifti için M51 tanımlaması yapılabilir ancak bireysel olarak tanımlanmak istenirse (NGC 5194) için M51A, (NGC 5195) için M51B kullanılır. 2005 yılında görünür parlaklığı 14 olan (SN 2005cs) süpernovası gözlemlenmiştir. On yıl öncesine kadar NGC 5195'in gerçekten eşlik eden bir gökada mı yoksa uzaktan geçen bir gökada mı olduğu kesinlik kazanmamıştı. Radyo gökbilimi ile elde edilen M51 Radyo fotoğrafları, kesin bir etkileşim gerçeğini göstermiştir. (Devamı...) }}
![]() Fučík öğrencilik yıllarında siyasal çalışmalara katıldı, yazılar yazmaya başladı. Bir yandan Trovba, Rude Pravo ve Halo Noving gibi komünist gazetelerde makaleler yayımlarken bir yandan da yeraltı çalışmalarını sürdürdü. 1930'da gizlice Sovyetler Birliği'ne gitti. 1934'teki ikinci gidişinde bu ülkede iki yıl kaldı, Orta Asya'yı dolaştı. Çekoslovakya'nın Almanlar tarafından işgal edilmesi üzerine Komünist Yeraltı Hareketi'nin önderlerinden biri olarak illegal yayınlar çıkardı ve yönetti. 1942'de tutuklandı, on sekiz ay süren tutukluluğunun ardından Berlin'de katledildi. Fučík, tutukevinde kaldığı süre içinde yazdığı ve yaşamının bu son dönemine ait izlenimlerini içeren "Reportaz psana na opratçe" (Darağacından Notlar) adlı kitabı Çek bir gardiyan yardımıyla parça parça dışarıya kaçırılmış ve Fučík'in ölümünden iki yıl sonra karısı tarafından bastırılmıştır. (Devamı...) |
görüntüle - değiştir - korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu
ekleyip kaydedin.
Ekim 14 - Cum
![]() S. enterica'nın olağanüstü çok sayıda serovarları veya suşları mevcuttur. 2000'den fazlası betimlenmiştir. Salmonella enterica Serovar Typhi (tarihsel olarak S. typhi adıyla tür seviyesine yükseltilmiştir) tifonun hastalık etmenidir. Typhimurium gibi diğer serovarları (S. typhimurium olarak da bilinir) salmonellozis olarak bilinen bir insan gastroenterit tipine neden olabilir. Typhi and Typhimurium LT2 serovarlarının genom dizinleri belirlenmiştir. Ayrıca, Typhimurium LT2'nin proteomunun farklı çevresel şartlardaki değişiminin analizi de yapılmıştır. Salmonella typhi (evvelden Salmonella choleraesuis olarak bilinen) Salmonella enterica'nın bir serovarıdır ve tifonun nedenidir. Organizma dışkı yoluyla (fekal-oral yolla) iletilir — İnsanlarda dışkı yoluyla atılır ve kirli su, gıda veya dokunma yoluyla bulaşır. Salmonella typhi üç ana antijenik faktöre sahiptir: O, veya somatik antijen; Vi, veya kapsül antijeni; ve H, veya kamçı (flagella) antijeni. Çoğu salmonellozis vakası S. enterica tarafından enfekte olmuş gıdalardan kanaklanır. Büyükbaş ve kümes hayvanları sıkça bu bakteri tarafından enfekte olurlar, ama ev kedileri ve evcil hamsterlerin de insan enfeksiyonlarının kaynağı olduğu gösterilmiştir. Elektrikli süpürge torbalarının incelenmesinde ev ortamının da bakteri için bir rezervuar olabileceğini görülmüştür; ancak bunun olasılığı ev halkından birinin bir enfeksiyon kaynağıyla teması halinde söz konusudur, örneğin birisi hayvancılıkla uğraşıyorsa veya veterinerlikte çalışıyorsa. (Devamı...) |
![]() Edward Elgar'ın hazırladığı eserlerin çoğu Britanya ve uluslararası klasik batı müziği konserleri repretuvarına girmiştir. Orkestra için bestelediği ilk önemli eseri olan "Enigma Varyasyonları" çok büyük sükse kazanmıştır. Sonra oratoryolar, oda müziği eserleri, senfoniler, enstrumental konçertolar, keman ve viyolonsel için konçertolar, birkaç koro eseri (bunlar arasında popüler "Gerontius'un Rüyası" vardır) ve şarkılar da bestelemiştir. Bestelediği müzik arasında "Pomp ve Circumstance" marşları bulunmakta ve bu marşlardan ilki olan "Land of Hope and Glory" Ingıltere'nin ikinci gayriresmî milli marşı şeklini almıştır ve İngiltre'de önemli konserlerde (örneğin yıllık BBC Prom konserlerinden sonuncusunda) seyircinin yüksek sesle şarkısını söyleyerek orkestraya katılması bir gelenek haline gelmiştir. Diğer ülkelerde aynı müzik marşları düğün ve nikâhlarda çalınmaktadır. 1924'te ulusal bir şeref ve ödül olarak "Britanya Kraliyet Müzik Ustası (King's Master of Musick)" unvanı verilmiştir. Elgar çok kere tipik bir İngiliz bestecisi olduğu kabul edilmekle beraber, müziğine etki yapanlar İngiliz değil kıtasal Avrupa'dandılar. Hayatı boyunca Elgar kendini, sadece müziksel açıdan değil sosyal açıdan da, İngiliz cemiyetine bir yabancı gibi hissetmiştir. Britanya müzik çevrelerinde egemen olanlar akademik olarak yetişmişler ve akademik çalışmalar yapan müzisiyenlerken Elgar müzisiyen olarak kendi kendini yetiştirmişti. Britanya hristiyanlığı başta Anglikan Protestan olduğu için Elgar'ın Katolik mezhebinde olması bazı yüksek çeverelde şüpheler yaratmaktaydı. Britanya'da Krailçe Viktoriya döneminde ve Kral Edward döneminde sınıf farkları çok büyüktü ve yukarı sınıflara alt sınıflarai gayet küçümsemekteydiler; Elgar kariyerinde çok başarı kazanıp iyi tanındığı dönemlerde bile aslının alt sınıftan olduğu için yüksek sınıflardan kişilerin kendini küçümsemelerinie karşı çok hassastı. Buna rağmen çok yüksek rütbeli bir İngiliz ordu subayının kızı ile evlenmişti. Karısı ona hem müzik kariyeri ve hem de cemiyette sosyal gelişmesinde ilham sağlamıştır. (Devamı...) |
görüntüle - değiştir - korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu
ekleyip kaydedin.
Ekim 15 - Cts
![]() Fotoğrafta en önemli unsur ışıktır. Işık üzerine vurduğu nesneleri görülebilir kıldığı gibi, fotoğraf oluşumunu da sağlar. Bu yüzden fotoğrafı çekecek makinedeki objektif de önem arzetmektedir. Objektifin diyafram değeri ne kadar küçükse içeriye giren ışık miktarı da o kadar çok olacağından fotoğraf çekiminde daha yüksek enstantaneler kullanılabilinecektir. Diyafram'ın 1, olması objektife gelen ışığın tamamının sensöre düşmesidir. Kaliteli ve pahalı lenslerin diyafram değerleri genel olarak 2,8 ve daha düşüktür. Fotoğrafın çekilebilmesi için ışık şarttır. Işık herhangi bir kaynaktan cisime gelir. Cisimden yansıyan ışık bir algılayıcıya yani göze ya da filme ya da sensore geldiği zaman görünür olur ve renkleri konusunda bilgi verir. Cisimlerin renkleri üzerine gelen ışığın ışık ısısı ve ne kadarını absorbe edip ne kadarını hangi dalga boyunda yansıttığına göre algılanır. Örneğin beyaz duvar sarı ışık ile aydınlatıldığında sarı, mavi ışık ile aydınlatıldığında ise mavi renk olarak görünür. Ancak kırmızı renkli cisim yeşil ışık ile aydınlatıldığında siyah gözükebilir. Objektifler ilk kamera sayılan camera obscuradan bu yana gelişme göstererek optik kusurları neredeyse tamamen giderilmiş hale gelmişlerdir. Geniş açı , normal odaklı ve tele objektif olarak kabaca 3 gruba toplanabilir. Aynı zamanda sabit odaklı ve değiştirilebilir odaklı(zoom) objektifler olarak iki ayrı grupta da toplanabilir. (Devamı...) |
![]() Romulus, Roma şehri'ni beraber kurduğu kardeşi Remus'u öldürerek tahtın tek sahibi olmuştur. Remus, Romulus ile dalga geçtiği için Romulus'un Remus'u öldürdüğü sanılır. Gerçekte yaşayıp, yaşamadığı bilinmeyen Romulus'un tarihsel bir kişi olduğu şüphelidir. İtalyan mitolojisine Etrüskler (Tuskiler) aracılığıyla geçmiş olan bir söylencedir. Türklerin mağarada kurt tarafından beslenen çocuk motifi ile birebir aynıdır. Romus ve Romulus iki (veya ikiz) kardeştirler ve Roma şehrini kurmuşlardır. Bir ırmağa bırakılırlar ve dişi bir kurt onları sudan çıkararak bir mağarada emzirir. Daha sonra çiftçi bir aile tarafından bulunarak evlat edinilirler. Roma şehrini kurmak için de kurt tarafından emzirildikleri yeri seçerler. Bu yerin etrafını çevirirken tartışmaya başlar ve kavga ederler bunun üzerine Romulus kardeşi Romus’u öldürür. Böylece kurduğu kent devletinin ilk hakanı kendisi olur. Kardeşleri besleyen Lupa kara renkli olarak betimlenir. (Devamı...) |
görüntüle - değiştir - korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu
ekleyip kaydedin.
Ekim 16 - Paz
![]() Genellikle küre şeklinde, her tarafa uzanmış ince yalancıayakları olan, daha çok sıcak denizlerde bulunan silisten oluşmuş kabukları bulunan planktonik canlılardır. Hepsi denizlerde yaşayan, heterotrof canlılardır. En büyük özellikleri; vücutlarını iki bölgeye ayıran bir iç kapsülün bulunmasıdır. İç tarafta kalan kısım, endoplasma, dış kısım ise; ektoplasma olarak adlandırılır. Işınlıların çoğunda silisyum dioksitten yapılmış iskelet bulunur. Başlıca iskelet elemanları; iğneler, dikenler ve uçları dallı ya da çatallı çubuklar ve değişik şekillerde delinmiş kürelerdir. Bunlar, kapsülün hem iç, hem dış kısmında bulunabilirler ve değişik kombinasyonlarla çok ilginç görüntüler oluştururlar. Bazılarında çan, vazo, kafes gibi şekiller alıp, simetrili görünmelerine sebep olurlar. Kabukları jeolojik devirlerde kalın katmanları oluşturmuştur. Yalancıayaklar çoğunlukla filopot tipinde, her yöne doğru ışınsal uzanmışlardır. Işınlıların vurgan kofulları bulunmaz. Başlıca besinlerini kamçılılar, diyatomlar, ve küçük kopepotlar oluşturur. Çoğalmaları; ikiye bölünme ve çoğa bölünme şeklindedir. (Devamı...) |
![]() Samaranch 15 Temmuz-18 Temmuz 1980 tarihleri arasında yapılan 83. IOC toplantısında başkan seçildi. Döneminde Olimpiyat Oyunları büyük TV ve sponsorluk anlaşmaları ile finansal açıdan kuvvetli hale geldi. 2001'deki seçimde tekrar aday olmadı ve yerini Jacques Rogge'a bıraktı. Samaranch Pierre de Coubertin'in (29 yıl) ardından en uzun süre IOC başkanlığı yapmış ikinci kişidir. Yıllardır hasta olan Samaranch, 21 Nisan 2010'da kalp ve solunum sistemi yetmezliği nedeniyle Barcelona'daki Hospital Quirón'da öldü. (Devamı...) |
görüntüle - değiştir - korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu
ekleyip kaydedin.
Ekim 17 - Pzt
![]() Ortalama 11 cm uzunluğa ulaşan çok küçük bir kuştur. İnce, eğilen bir gagası, çiçeklerden nektarı almaya adaptasyon sağlamıştır. Bazen, kenardan çiçekleri deler, bitki tozlaşmadan nektarı alır. Bir sinek kuşu gibi havada duramaz ve beslenirken her zaman tüner. Hem de, meyve ve böcekleri yerler. Çoğunlukla, bahçeleri ziyaret ederler ve çok evcil olabilirler. Üst parçalar, başta siyah bir taçla koyu gridir, ve sarı alt parçaları ve sağrısı vardır. Bananaquit'in, çıkık beyaz bir göz çizgisi vardır. Erkek ve dişi benzerdir. Yan bir giriş deliğiyle küresel yuvalar inşa eder, üç yumurta koyar. Lakabı şeker kuşudur, tanecikli şekerle depolanan kaseler veya kuş beslenmesine yakınlığından gelir, ABD Virgin Adaları'nda bu kuşları çekmenin ortak bir metoduda budur. (Devamı...) |
![]() San Martín İspanyol bir anne-babanın oğlu olarak Yapeyú'da Río de la Plata Valiliği^'de, bugünkü Arjantin'de doğdu. Ancak İspanya'da büyüdü ve İspanyol ordusunda 20 yıl hizmet ederek subay olarak kariyer yaptı. San Martin bu zaman zarfında, Güney Amerika İspanyol kolonilerinin bağımsızlık çabaları için giderek daha fazla taraf oldu. 1812 yılında Arjantine döndü ve bağaımsızlık savaşı için bir devrimci ordu oluşturdu. 1817 yılıda San Martin Andlar'da bir isyankar grubu idare eder, İspanyolları Şili'de Chacabuco Muharebesi'nde mağlup eder ve Şili'nin başkenti [Santiago, Şili]]'yi işgal eder. 1818'de Maipú'da İspanyollara karşı elde ettiği son bir galibiyetten sonra San Martin Şili'de milli bir hükümet kurar ama yine de Şilili General Bernardo O’Higgins lehine başkanlıktan feregat eder. 1820 yılında Peru'nun kurtuluşu için İspanyol egemenliğine karşı bir operasyon düzenler. İspanyolları Aralık 1820'de Pisco'da yenerek Lima'yı işgal eder. 28 Temmuz 1821'de Peru'nun bağımsızlığını ilan ederek ülkenin Protektor'ü olarak tanımlanır. İspanyolların Peru'daki ilerleyen direnişi onun, Venezuelalı general ve devrimci Simón Bolívar'dan askeri destek istemesine neden olur. Her iki devrimci hükümet politikası konusunda uzlaşı içinde değildirler. San Martin monarşi yürütürken, Bolivar cumhuriyet yanlısıdır. 26 ve 27 Temmuz 1822 tarihlerinde bağımsızlık savaşlarının iki lideri farklılıkları ortadan kaldırmak için Guayaquil'de başarısızlıkla sonuçlanan bir buluşma gerçekleştirirler. San Martín Bolivar'ın lehine geri çekilir. San Martin'in geri çekilmesinin, bağımsızlığa Bolivar'ın yolu ile daha hizmet edileceği umuduyla, kendi isteği ile mi gerçekleştirdiği yoksa Bolivar'ın bu adımı Peru'ya yardım şartı ile mi attırdığı, bugüne kadar açıklığa kavuşmamıştır. (Devamı...) |
görüntüle - değiştir - korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu
ekleyip kaydedin.
Ekim 18 - Sal
![]() 1891 yılında Whitcomb Judson adlı Amerikalı mucit tarafından icat edildi. 1913 yılında Gideon Sundback tarafından geliştirilerek bugünkü modern fermuar icat edildi. 1918 yılına kadar yalnızca kovboy çizmelerinde kullanıldı. Elbise, valiz, çanta, çadır, uyku tulumu gibi tekstil ürünlerinde sıkça kullanılır. Yerine düğme, çıtçıt, bağcık, cırt-cırt da kullanılabilir. Günümüzde metal ya da plastikten oldukça ucuza imal edilebilmesine rağmen, tek bir dişin bozulmasıyla ürün fonksiyon dışı kalabilir. Çünkü bir diş kırılınca diğerleri de kullanılamaz hale gelir. Fermuar kullanılarak bitiştirilecek iki yaka, genelde sayıları 10 ile 100 arasında değişen ve birbiri içine geçebilen özel dişler içeren kumaş bantla donatılır. Fermuar, iki yaka arasında gidip gelebilen ve elle kontrol edilen özel bir sürgü sayesinde açılır ya da kapanır. Sürgünun içinde yer alan Y-şeklindeki kanal, dişleri sıkıştırarak birleştirir ya da ayırır. (Devamı...) |
![]() 1543 yılında ölümünden kısa bir süre önce yayımlanan kitabı De revolutionibus orbium coelestium (Göksel Kürelerin Devinimleri Üzerine) bilim tarihinde önemli bir olay olarak kabul edilmektedir. Bu kitap Kopernik Devrimini başlatmıştır ve bilimsel devrime önemli ölçüde katkı sağlamıştır. Kopernik, 1466 yılından beri Lehistan Krallığı'nda bir bölge olan Royal Prussia'da doğmuş ve ölmüştür. Kopernik’in kilise hukuku üzerine doktorası vardı ve aynı zamanda diplomasız olarak bir doktor, polyglot (çok dil bilen insan), klasik âlim, vali, diplomat ve ekonomide günümüze kadar temel bir kavram olan Miktar Teorisi’ni yazıya döken ve Gresham Yasasının bir versiyonunu Gresham’dan önce 1519 yılında formülleştiren bir ekonomistti. Nikolas Kopernik, 19 Şubat 1473'te bir Prusya şehri olan Thorn'da doğdu. Babası Krakovlu bir tüccar, annesi de varlıklı bir ailenin kızıydı. Nikolas dört çocuklu bir ailenin en küçüğü idi. Kardeşi Andreas (Andrew) Frauenburg’da Augustinyan rahipti. Kız kardeşi Barbara Benedikt'in rahibesiydi ve son yıllarında Kulm’daki manastırın baş rahibesi oldu. 1517 yılından sonra öldü. Diğer kız kardeşi Katharina ise hem iş adamı hem de Thorn valisi olan Barthel Gertner ile evliydi. Barthel erken yaşlarda ölünce geride bıraktığı beş çocuğuna Kopernik baktı. Kendisi hiç evlenmemiş ve çocuk sahibi olmamıştır. (Devamı...) |
görüntüle - değiştir - korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu
ekleyip kaydedin.
Ekim 19 - Çrş
![]() Sol kulakçık temiz kanın kalpte toplandığı odacık iken sağ kulakçık vücuttan gelen kirli kanın kalpte toplandığı odacıktır. Ancak bu iki odacığı biribirinden ayıran atriyal septum üzerinde bir delik olduğu durumda akciğerlerden gelen temiz kanın bir bölümü, bu delikten geçerek sağ kulakcıktaki vücuttan gelen kirli kan ile karışır. Bu karışımın miktarı kusurun yani deliğin büyüklüğü ile orantılıdır. Zaten temiz olan kanın bir kısmı kirli kan ile, temizlenmek için tekrar akciğerlere pompalanır ve bu da akciğerlerin daha fazla çalışmasını neden olur. Eğer bu kusur giderilmez ya da kendi kendine kapanmaz ise ilerleyen yaşlarda kalp yetmezliğine ve pulmoner yüksek tansiyona neden olabilir. (Devamı...) |
![]() Eserleri Şili Ulusal Güzel Sanatlar Müzesi’nde sergilenir. Müze dışında sergilenen ve ülkedeki en önemli heykellerden olan Ikarus ve Daidalus da ınun eseridir. 29 Ekim 1875 günü Santiago'da dünyaya geldi. Rebecca Reyes ve büyükelçi Augusto Matte’nin tek çocuduğudur. Santiago’da yaşarken büyük annesi tarafından yetiştirildi. Devrin José Victorino Lastarria, Gabriel Jordan Amunátegui ve Alberto Blest Gana gibi Şili aydınları ile tanışma fırsatı buldu. Babasının Paris’e gitmesi ile eğitimine Avrupa’da devam etti. Avrupa’da önce Roma’da Giulio Monteverde ile sonra Paris’te Ernest Dubois ve Denys Puech ile çalıştı. Gençliğinde Auguste Rodin'in eserlerinden etkilendi. Diplomat Pedro Felipe Larrain Iñíguez ile evlenen sanatçının Lily Iñíguez Matte adında bir kızı oldu. Kızının 1929’da ölümü üzerine heykel yapmayı bıraktı. (Devamı...) |
görüntüle - değiştir - korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu
ekleyip kaydedin.
Ekim 20 - Prş
Doğu Büyük Okyanus ve Güney Atlantik hariç subtropikal ve tropikal iklim kuşağındaki bütün sıcak denizlerde sık sık meydana gelir. Ağustos, Eylül aylarında Antiller'de görülür. Batı Büyük Okyanus’unda Tayfun adını alır. Başlangıç ve mevsim sonu kasırgaları, Karayiplerin batısında görülür. Orta Amerika kıyılarının biraz açıklarında Büyük Okyanusunda ve Meksika Körfezi'nde de sık sık rastlanır. Kasırga kelimesi, Eski Türkçedeki "kasırku" sözünün günümüze ulaşmış biçimidir. Kasırku ise "titretmek, sallamak" anlamına gelen "kasmak" fiilinden türemiş "fırtına" anlamına gelen bir sözdür. Kasırga kelimesinin İngilizcedeki karşılığı "Hurricane"dir. Bu kelimenin Orta Amerika'da yaşamış olan Mayaların kullandığı "Huracan" kelimesinden geldiği söylenir. Mayaların dilinde "Huracan", büyük rüzgârların (fırtınaların) ve kötü ruhların tanrısı anlamına gelirdi. "Hurricane", İspanyolca "Huracán" kelimesi üzerinden türetilmiştir. Kasırgalara adları, Dünya Meteoroloji Örgütü'nün daha önceden belirlediği listelere göre belirlenir. Bu amaçla Atlas Okyanusu'yla ilgili kasırgaları adlandırmak üzere erkek ve kadın adlarından hazırlanmış altı liste vardır. Her altı yılda bir tekrar ilk listeye dönülür. Listedeki her adın ilk harfi albetik sıraya göre belirlenir. Q, U, X, Y ve Z harfleriyle başlayan adlar kallanılmaz. Bir fırtınanın hızı, saatte 200 km'yi geçerse kasırgaya dönüşmüş olarak kabul edilir ve bu listelerde sırada bulunan ad, o kasırgaya verilir. (Devamı...) |
![]() |
görüntüle - değiştir - korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu
ekleyip kaydedin.
Ekim 21 - Cum
![]() Greyfurt 1750 li yıllarda Jamaika'da ortaya çıkmış doğal hibrid bir türdür zira Jamaika'nın yerli tatlı portakalının yanında yetiştirilmek üzere Kaptan Shaddock tarafından Güney Asya'dan getirilen yine bir turunç cinsi olan pomelo türü bu adada dikildiğinde bu iki türün birbiriyle tozlaşmaya girdiği ve bunun sonunca 3. bir tür olan greyfurt'un ortaya çıktığı görülmüştür. Jamaika'dan dünyaya bu tür yayılmıştır. En çok greyfurt üretimi yapan ülke Çin'dir. Yaprakları derimsidir. Çiçekleri beyazımsı renkli, meyveleri büyük, toparlak yassı, açık sarı renkli, ince kabuklu, bol usarelidir. Meyvelerinin çekirdekli ve çekirdeksiz cinsleri bulunur. Meyve dilimlerinin kabukları soyulunca acılık kalmaz, rahatlıkla yenebilir. Meyvelerinden gıda olarak istifade edilir. C vitamini bakımından zengindir. Meyve kabuklarından marmelat yapılır. Hazmı kolaylaştıran ve kabızlığı önleyen greyfurt mikropları öldürme özelliği ile faydalı bir besindir. (Devamı...) |
![]() Dürer'in babası, 1455'te Macaristan'dan gelerek Nürnberg'e yerleşen bir kuyumcuydu. Dürer, çocukluğunu babasının kuyumcu dükkânında çalışarak geçirdi. 13 yaşındayken kendi portresini, 14 yaşındayken "Madonna ve Müzik Melekleri" portresini yaparak erken gelişen resim yeteneğini kanıtladı. 1486'da babasının girişimiyle ressam ve ağaç baskı ustası Michael Wohlgemulh'un (1434-1519) atölyesine çırak olarak girdi. 1489'da işinden ayrılarak seyahat etmeye başladı. 1490'da ilk yağlıboya eseri olan babasının portresini yaptı. O yıllarda sık sık seyahat ederek Basel, Alsace ve Felemenk'te bulundu. "Aziz Hieronymus Aslanı İyileştiriyor" adlı ilk ağaç baskısını Basel'de yaptı. 1493/94 yıllarında kısa süre Strazburg'da kaldı. Sonra Basel'e döndü.Strasbourg'dayken, parşömen üzerine yaptığı kendi portresiyle ilk başyapıtlarından birini verdi(1493). Yine Strasbourg'dayken küçük boyutlu dinsel resimler de yaptı. Mayıs 1494'te Nürnberg'e dönerek bir tüccarın kızı olan Agnes Frey ile evlenen Dürer, 1494 sonbaharında İtalya'ya ilk gezisini yaptı. Gezi 1495 ilkbaharına değin sürdü. İtalya'dayken de resim yapmaya devam eden Dürer, Güney Tirol Alplerini resmettiği bir dizi suluboya yaptı; bu yapıtlar, en güzel yapıtlarından sayılırlar. İtalya gezisinden çok hoşlanan Dürer,Venedik'te bulunduğu sırada Orta İtalyalı sanatçıların oymabaskılarını gördü. Floransalı ressam Antonio Pollaiuolo'nun eserlerinden etkilendi. Dürer, İtalya'dayken ayrıca "Hercules ve Stymphalis Kuşları" adlı yapıtını yaptı. (Devamı...) |
görüntüle - değiştir - korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu
ekleyip kaydedin.
Ekim 22 - Cts
![]() 2000 kişinin katıldığı bir ankete göre Big Ben Birleşik Krallık'ın en önemli simgesidir. Kule adını muhtemelen büyük çanın yerleştirilmesinden sorumlu Sör Benjamin Hall'dan almıştır. Hall'un adı çana da kazınmış durumdadır. Bir başka popüler teoriye göre ise adını şampiyon boksör Ben Caunt'dan alır. Kule eski Westminster Sarayı'nın 16 Ekim 1834'te bir yangın ile tahrip olmasından sonra Charles Barry'nin yeni saray tasarımının bir parçası olarak dikildi. Kule Victoria Gotik stilinde ve 96.3 metre yüksekliğindedir. Kule üzerinde bulunan saatin ağırlığı 5,5 ton, çanın ağırlığı ise 13,5 tondur ve çan çaldığı zaman sesi 14 km uzak mesafeden duyulabilir. (Devamı...) |
![]() Calgary, Alberta'da doğan Monteith, iç mimar Ann McGregor ile asker Joe Monteith'in oğludur. Shaun adında büyük bir erkek kardeşi vardır. Ebeveynleri, Monteith yedi yaşındayken boşandı ve kardeşiyle beraber Victoria'da annesi tarafından yetiştirildi. Babasının aralıklı yokluğuyla uğraşırken, kendini arkadaş grubu arasında dışlanmış hissediyordu ve belalı bir gençliğin belirtilerini göstermeye başlamıştı. Bir zamanlar beş yaşında dördüncü sınıf seviyesini okuyabilen bir öğrenci olarak ümit veren Monteith, alkol ve uyuşturucu kullanmaya başladı. Bu durum derslerini ve okuldaki devamsızlığını kötü yönde etkiliyordu. Sıkıntılı gençler için alternatif programlar içeren 16 farklı okulda okuduktan sonra, 16 yaşında okulu bıraktı. Bu zaman sürecinde uyuşturucu ve alkol bağımlılığı arttı ve Monteith, arkadaşlarından ve ailesinden madde almak için para çalma gibi küçük suçlar işledi. Hayatındaki dönüm noktası annesinin ve bir grup arkadaşının Cory'nin durumuna müdahele edip, onu rehabilitasyon merkezine göndermesiyle oldu. Geçmişiyle ilgili Monteith, "Birçok açıdan çok şanslıyım. Hayatta olduğum için çok şanslıyım." demiştir. 2011 yılında Victoria'da küçükken okuduğu bir okuldan lise diplomasını almıştır. Oyunculuk kariyerine başlamadan önce Wal-Mart'ta müşterileri karşılama, taksi ve okul servisi şoförlüğü, bebek bakıcılığı gibi çeşitli meslekler yapmıştır. Monteith, ölümüne kadar Glee'de başrolü paylaştığı Amerikalı oyuncu Lea Michele ile çıkmaktaydı. Cory'ye yakın bir kaynağın söylediklerine göre 6 Temmuz'dan beri Vancouver'da tatil yapan Monteith, tatil dönüşünde sevgilisi Lea Michele'in evine taşınmayı planlıyordu. 19 yaşındayken madde bağımlılığı yüzünden tedavi görmüştü. 31 Mart 2013'te, Monteith'in gönüllü olarak madde bağımlılığından tekrar rehabilitasyon merkezine yattığı duyuruldu. Tedavisi 26 Nisan 2013'te sona erdi. (Devamı...) |
görüntüle - değiştir - korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu
ekleyip kaydedin.
Ekim 23 - Paz
Parlak kırmızı ve turuncu renklerde olabilir. Diğer amanita türleri gibi beyaz renkli, yumurta şeklinde bir kapsülden çıkar, genelde üzerindeki zar'ın kalıntılarından kaynaklanan beyaz noktalar taşır. Avrupa'da sinek mantarının şans getirdiğine inanılır. Ortaçağ'da üzerine konan sinekleri sersemletip boğduğu için bu mantarın suyu sineklerden korunmak için kullanılmıştır. Etimolojik açıdan incelendiği zaman Yunancada amanitai "detaysız mantar", musc ise sinek anlamına gelir. Bu mantar her zaman insanların ilgisini çekmiş, süslemelerde, çocuk kitaplarında kırmızı renkli beyaz benekli sevimli bir mantar olarak resmedilmiştir. Sibirya'da şamanlar tarafından çeşitli amaçlarla kullanıldıkları, Vikinglerin de bir yeri işgal etmeden önce cesaret vermesi için bu mantarı yedikleri bilinmektedir. Şamanlar ayinlerini düzenlemeden önce bu mantarlardan yerler ve uykuya yatarlar. Mantarın getirdiği uyku hali ve halüsinojenik etkilerle gördükleri rüyaları anlatarak kehanette bulunurlar.Ayrıca ünlü oyun Mario'nun mantarının bu mantar türünden esinlendiği bilinmektedir. (Devamı...) |
1871'de Rusya Orel'de doğdu. 1891’de Sankt-Peterburg Üniversitesi’ne girdi, bu sırada çok yoksulluk çektiği için üniversiteyi bırakmak zorunda kaldı, intihara kalkıştı. 1897’te Moskova Üniversitesi’nde hukuk öğrenimini bitirdi fakat sadece bir sene hukukla ilgilendi. 1898’de mesleğini bıraktı. Moskova'da yayınlanan Moskovskiy Vestnik gazetesinde dikkate değer bir haber yapmaksızın mütavazi bir şekilde polis - mahkeme muhabiri olarak çalışmaya başladı. "Fakir bir öğrenci hakkında" isimli ilk hikâyesini yayımladı. Bu öykünün kendi öğrencilik yıllarını temel alan bir konusu vardı. Moskovskiy Kuryer'de James Lynch imzasıyla yayınlanan hikâyelerini Gorki keşfetmeden önce edebi kariyeri başlamamıştı. Kısa hikâyesi "Siste"yi (В тумане) 1902’de yazar. Eserlerinde 1905 ile 1917 devrimleri arasındaki zor döneminin bir yansıması görülür. Çarlık yönetimine karşı 1905 devrimin başarısızlığa uğraması ruhsal bunalımlar geçirmesine neden olur. I. Dünya Savaşı‘ndan sonra, kendini tamamen Anti-Bolşevik oyunlar yazmaya verir. Eserleri bitene kadar kahramanlarının hayatını bizzat yaşar. "Anatema" (1909) eserindeki Yahudi Layzer’i yaratırken, kendisi de bir Yahudi olur, farkında olmadan Ahdi Atik diliyle konuşmuştur. Bir başka eseri "Saşka Jegulyov" (1911) bitene kadar Volga bölgesinden Moskova’ya gelen bir derebeyi olmuştur. (Devamı...) |
görüntüle - değiştir - korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu
ekleyip kaydedin.
Ekim 24 - Pzt
![]() İlk defa 1770 yılında kaptan James Cook tarafından bir hayvanın ismi olarak kaydedilen söz, gangurru, aborjin dilinde "seni anlamıyorum" anlamındadır.Cinsel hayatları yoğun geçen hayvanlardır.Günde en az 3 4 kere cinsel ilişkiye girerler.Bu yüzden çok çoğalma izlenmiştir. Daha sonra 1820 yılında başka bir kaptan Phillip K. King, aynı hayvan için farklı bir isim kullanmıştır, "mee-nuah". Onun kullandığı bu söz ise büyük ihtimalle "yenilebilir hayvan" anlamına gelen "minha" dır. Kangurular zıplayan tek "büyük" hayvandır. Boyu yaklaşık 1,5m, kuyruğu 1m dir. Geriye doğru zıplayamazlar. Ortalama yaşam süreleri 4-6 yıldır bazen 23 yıla kadar çıkar. (Devamı...) |
![]() Amerika Birleşik Devletleri'nin 16. başkanı ve Cumhuriyetçi Parti`nin ilk başkanıdır. Lincoln, Amerikan İç Savaşı'nda Amerika Konfedere Devletleri'ne karşı büyük bir galibiyet elde etti. Ülkenin birliğini korudu ve köleliği bitirdi. 1860 Başkanlık Seçimleri'nden önce savcılık, Illinois Temsilciler Meclisi üyeliği ve bir dönemde ABD Temsilciler Meclisi üyeliği yapmıştır. İki kez de ABD Senatosu'na girmek için adaylığını koymuştur fakat başarısız olmuştur. Lincoln ABD'de köleliğe karşı olduğunu resmen dile getirdi. 1860 yılında Başkanlık için resmen adaylığını koydu. Ertesi yıl oyların büyük çoğunluğunu alarak Cumhuriyetçi Parti'nin ilk başkanı oldu. 1863 yılında köleliğin kaldırılması için gerekenleri ve tedbirler konusunda önlemleri belirtti. Ardından Serbest Bırakma Beyannamesi ve On Üçüncü Yasa değişikliği bildirilince Haziran 1863 tarihinde ABD'den kölelik resmen kalkmış oldu. Lincoln, suikast sonucu ölen ilk ABD başkanı oldu. Tarihsel değerlendirmelerde en iyi Amerika Birleşik Devletleri başkanları'ndan biri olarak kabul edilir. (Devamı...) |
görüntüle - değiştir - korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu
ekleyip kaydedin.
Ekim 25 - Sal
![]() Bir buhar makinesi basınç altında buhar üretmek için suyu kaynatacak bir kazana ihtiyaç duyar. Herhangi bir ısı kaynağı kullanılabilir, fakat genelde odun, kömür veya petrol türevi yakıtların yakılmasından elde edilen ateş kullanılır. Çalışma prensibi olarak, ısı enerjisini alan su buharlaşarak genişler ve bir odacığa alınır, odacık soğutulduğunda sıvı hale geçen buhar vakum yaratır böylece mekanizmaların hareket alması ile mekanik enerjiye yani işe dönüşür. Bilinen ilk buhar makinesi diyebileceğimiz örnek Mısırlı mühendis Heron'nun birinci yüzyılda 50 yıllarına doğru Mısır İskenderiye'de uçları birbirlerine göre zıt yönleri gösteren iki eğik tüpün yerleştirildiği oyuk bir küreden yaptığı türbin’dir. Kürede su kaynatıldığında buhar borulardan dışarı çıkmakta günümüzde etki tepki kanunu dediğimiz şeyin sonucunda kürenin dönmesine yol açmakta idi. Hero buharlı bir türbin ya da motor icat etmesine rağmen toplumda bir etki yaratmadığından bunu motor aygıtının icadı olarak görülmemektedir. (Devamı...) |
![]() Picasso 25 Ekim 1881'de Málaga, İspanya'da doğdu. Babası bir ressam ve resim öğretmeniydi. Küçük yaşta resim yapmaya babası tarafından yönlendirildi. Resim yeteneği kısa sürede keşfedildi. 1895'te Barselona Güzel Sanatlar Okulu'na girdi. 1901 yılından itibaren anne soyadı olan Picasso'yu kullanmaya başladı. Eserleri İspanyol bir dergi olan Juventut'ta yayımlandı. 1900'de ilk kez Paris'e gitti. Dönemin yenilikçi sanatçılarının yaşadığı Montmartre semtinde bir süre para içinde yaşadı. Picasso yaklaşık 1901-04 arasındaki ilk dönem yapıtlarında sıradan insanların, sirk palyaçolarının, akrobatlarının resimlerini yaptı. Büyük kentlerdeki yaşam kadar, sirk yaşamı da ilgisini çekiyordu. Ne var ki, tablolarında bu yaşamın hüzünlü yanını yansıttı. Sanatçının bu dönemi 'Mavi Dönem' olarak tanımlanır. Picasso, Georges Braque ile kübizmin temellerini atmış sayılmaktadır. 1907'den 1914'e kadar kübist olarak adlandırılan tarzda tablolar yapar. Kübist tabloların genel özelliği, geometri ve geometrik şekillerin kullanılmasıdır. Resmedilen nesneler geometrik formlar oluşturacak şekilde basitleştirilmiş yahut geometrik şekillere bölünmüştür. Kübizmin bir diğer özelliği de uzaydaki üç boyutlu bir cismi iki boyutlu yüzeye aktarma çabasıdır. Bu amaçla Picasso, şekilleri yanal yüzeylerine bölüştürüp her birini iki boyutlu yüzeyde göstermeye çalışır. Yine bu nedenden portrelerindeki insanların hem profili hem de önden görünüşü görülmektedir. (Devamı...) |
görüntüle - değiştir - korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu
ekleyip kaydedin.
Ekim 26 - Çrş
![]() Şato, çift duvarla bağlantılı olan iki yapı içerir. Savunanlara bir evi terketmeleri halinde diğerinde savaşma olanağı verir. Bu çift duvarlar bir metrenin üzerinde bir kalınlıkta olup gizli merdivenleri ve kuyusu vardır. Savunanlar düşman kanatlarına iki yuvarlak kuleden hücum etme yeteneğine sahiptir. Diğer ortaçağ savunmalrındaki gibi, top yerleri, mazgallar, kaynar su atma yarıkları, ok fırlatma yarıkları içerirler. Şatonun tuğla tertipi ortaçağ tip büyüklüğü üzerinde olup bazen rahip tuğlaları olarak adlandırılır. Şato Hvesholm neslinden olup ,en az 16ncı yüzyılda olduğu kadar yoğun demir kasa içerir. Arazi öncelri on kilometre batıdaki Egeskov çiftliğinin mülkiyetinde idi. (Devamı...) |
![]() 1398'de soyluluk unvanı verilmiş toprak sahibi, varlıklı ve liberal bir ailenin oğluydu. Subay olarak orduya girdi. 1827'de ordudan ayrılarak malikanesinin başına geçti ve Zagreb Üniversitesi'nde hukuk öğrenimi gördü. Batı Avrupa'ya yaptığı gezilerde liberal düşünceler ve kapitalist uygulamaları yakından tanıdı ve gördüklerini kendi işlerinde de başarıyla kullandı. 1830'da Macaristan'da soylulardan oluşan meclise girdi ve 1845'te Habsburg monarşisine karşı bağımsızlık mücadelesi yürüten güçlere öncülük etti. Aynı zamanda iş dünyasındaki etkinliklerini de sürdürerek 1843'te şeker sanayisi tröstünün oluşumuna önayak oldu. Macarların parlamenter reform doğrultusundaki isteklerini imparatorluğa sunan komitenin bir üyesi olarak Mart 1848'de Viyana'ya gitti. Ertesi ay İmparator I. Ferdinand (Macaristan kralı V. Ferdinand) tarafından yeni parlamenter hükümetin başbakanlığına atandı ve 7 Nisan'da resmen göreve başladı. Dirayetli bir yönetim göstermesine ve meclisten önemli toplumsal yasalar geçirmesine karşın, kurduğu hükümet monarşiden yana güçlerle aşırı Macar ayrılıkçıları arasında kaldı; Avusturya ile siyasal birliğin sürdürülmesinden yana olmasına rağmen Lajos Kossuth'un partisinin muhalefetiyle başa çıkamayınca, yalnızca ülkesi için çarpışmakla yetindi. (Devamı...) |
görüntüle - değiştir - korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu
ekleyip kaydedin.
Ekim 27 - Prş
![]() İstanbul Atatürk Havalimanı'ndan Isparta'ya 29 Kasım 2007 günü saat 23:20'de havalanması gerekirken, Priştine seferinden geç dönmesi nedeniyle 30 Kasım'da saat 00:51'de toplam 50 yolcu ve 7 mürettebat ile İstanbul'dan kalkış yapan KK4203 sefer sayılı uçak, saat 01:36'da Süleyman Demirel Havalimanı'na inişe geçtiği sırada Isparta'ya 18 km mesafede Keçiborlu'da düştü. Atlasjet Havayolları başkanı Tuncay Doğaner kazadan kimsenin sağ kurtulamadığını açıkladı. Atlasjet'in World Focus Havayolları'ndan kiralamış olduğu uçak bir McDonnell Douglas MD-83 idi. Uçak kaza esnasında World Focus Havayolları pilotları tarafından kumanda edilmekteydi. Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi'ndeki bir fizik konferansına katılmak üzere uçakta bulunan nükleer fizikçiler Engin Arık, Fatma Şenel Boydağ ve yanlarında bulunan 4 akademisyen kazada hayatını kaybedenler arasındaydı. Yerel görevlilerin ve gazetecilerin açıklamalarına göre uçak Keçiborlu ilçesine bağlı Çukurören ve Kılıç köyleri arasındaki 1830 m rakımlı Türbetepe'de, orman gözetleme kulesine yakın bir yerde bulundu. Uçak bulunduğunda iki parçaya ayrılmış, gövdesi ve arka kısmı ayrı yerlere düşmüş durumdaydı. Bir kanadı ve motoru bir tepenin üzerinde iken gövdesi 150 metre aşağıda bulunmaktaydı. Kaza sonucu kokpit kısmı da gövdeden ayrılmıştı. Bagajlar, cesetler ve enkaz geniş bir alana dağılmış ve polis tarafından kordonla çevrilmişti. (Devamı...) |
![]() İlk yıllarda daha çok pembe dizilerde yer alan Natalia Oreiro, daha sonraki yıllarda sinema filmlerinde başrol aldı. Müzikal kariyeri, ilk sinema filmi Un Argentino en New York'ta seslendirdiği "Que Sí, Que Sí" ile başlayan sanatçının ilk albümü Arjantin'de çift platin plak, Yunanistan, İsrail ve Slovenya'da altın plak kazandı. İkinci albümü Tu Veneno ile de Arjantin'de 2000 yılında ilk, 2002 yılında ikinci altın plak ödülünü kazandı. 2002 FIFA Dünya Kupası'nda Uruguay millî futbol takımının "vaftiz annesi" (ispanyolca: madrina) seçildi. 2006 yılında başrolünde oynadığı Sos mi vida dizisindeki Esperanza Muñoz - La Monita rolü ile 2006 Martín Fierro Ödülleri'nde "en iyi komedi (kadın) oyuncusu" seçildi. 2010 yılında Esquire dergisinin "Yaşayan En Seksi Kadın Atlası"nda yer aldı. Carlos Oreiro Poggio ve Mabel Iglesias Bourié'nin kızı olan Natalia, henüz çocuk yaşta Coca-Cola, Pepsi ve Johnson & Johnson gibi dünyaca ünlü markaların reklamlarında boy göstermeye başladı. Sekiz yaşından on dört yaşına kadar drama dersleri aldı. On beş yaşında Latin Amerika'nın en önemli şovlarından biri olan El Show de Xuxa'ya katıldı ve birinci oldu. On altı yaşına geldiğinde Uruguay'dan Arjantin'e taşınmaya ve kariyerini orada devam ettirmeye karar verdi. 17 yaşında MTV de VJ'lik yaptı. 1995 yılında Dulce Ana adlı dizide rol aldı. 90-60-90 modelos (1996) adlı dizinin oyuncu listesine de ismini yazdıran Natalia, asıl çıkışı Valeria rolünü oynadığı, Arjantin'de ve birçok ülkede tanınmasını sağlayan Ricos y famosos (1997) adlı dizi ile yaptı. Daha sonraki yıl ise şöhret olmak isteyen, hırslı bir genci oynadığı sinema filmi Un Argentino en New York (1998) ile seyircinin karşısına çıktı. Film, Arjantin'de 1998 yılında Titanik filminden sonra en çok izlenilen film oldu ve filmi toplam 1.634.702 kişi izledi. (Devamı...) |
görüntüle - değiştir - korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu
ekleyip kaydedin.
Ekim 28 - Cum
![]() Balın rengi, şeker dengesi ve tadındaki farklılık tamamen toplanan nektarlardan kaynaklanmaktadır. Balın kokusunu, çiçeklerdeki aromalı uçucu yağlar verir ki bu aynı zamanda çiçeklerin kokularını sağlayan yağdır. Bal üretiminde ½ kg ham nektarı toplamak için 900 bin arının bir gün boyunca çalışması gerekir. Toplanan bu nektarın ise ancak bir kısmı bala çevrilebilir. Elde edilen balın miktarı getirilen nektarın şeker konsantresine bağlıdır. Bal nem, güneş ışığı, kaynatma gibi sıradışı bir etkiye maruz kalmadıkça bozulmaz ve zaman faktöründen etkilenmez. (Devamı...) |
![]() Los Angeles, Californiya'da doğmuş ve büyümüştür. Cameron (öz), Taylor (evlatlık) ve Dana (evlatlık) adlı erkek kardeşleri vardır. Babası FOX TV'de yapımcıdır. Annesi aslında Queensland, Avustralya'da Maroochydore'dan bir yazı denetimcisidir. Yedinci sınıfa kadar okula gitmiş ve sonra eğitimine mektuplarla devam etmiştir. 2009 yılında liseden mezun olmuştur. 2010 yılında ailesinin yanından taşınarak Los Angeles'a yerleşmiştir. Günümüzde de, Los Angeles ve Londra'da evi bulunmaktadır. Stewart'ın oyunculuk kariyeri sekiz yaşının sonunda, bir ajans ilk okulunun yılbaşı kutlamasındayken performansını gördükten sonra başlamıştır. Stewart'ın ilk rolü Disney Kanalı TV prodüksiyonu The Thirteenth Year'da oldukça kısa bir roldü ve Stewart konuşmuyordu. Sonra The Flintstones in Viva Rock Vegas adlı filmde küçük bir rolde gözüktü. Daha sonra The Safety of Objects adlı bağımsız filmde bekar, sorunlu bir annenin erkeksi kızını oynadı. Stewart Hollywood filmi Panik Odası 'nda başrol aldı ve filmde Jodie Foster'ın şeker hastası kızı rolü ile sinema dünyasına adımını attı. Film genellikle olumlu eleştiriler aldı ve Stewart performansından dolayı pozitif bir ilgi topladı. Bu filmdeki başarısından sonra Cold Creek Manor isimli diğer bir gerilim filminde rol aldı. Bu film gişede istenen başarıyı yakalayamamıştır. Bir sonraki filmi ise Max Thieriot ve Corbin Bleu'nun da yer aldığı çocuk aksiyon ve komedisi olan Catch That Kid olmuştur. Stewart, Lila rolüyle Undertow adlı bir gerilim filminde de rol almıştır. Tarih olarak, Stewart'ın en övgü aldığı rol, Laurie Halse Anderson'ın romanından uyarlanan televizyon filmi Konuş Benimle dir. Stewart (film çekilirken 13 yaşındaydı), zorla tecavüz edildikten sonra bütün sözlü iletişimlerini kesen ve çalkantılı bir duygusallıkla boğuşan lise birinci sınıf öğrencisi Melinda Sordino'yu oynadı. Stewart sadece birkaç konuşma çizgilerine sahip karakterleri oynaması konusunda da büyük bir övgü aldı ama film boyunca aklında koyu fikirli açıklamalarına devam etti. (Devamı...) |
görüntüle - değiştir - korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu
ekleyip kaydedin.
Ekim 29 - Cts
![]() Film 14 dalda Oscar'a aday olmuş ve 10 dalda bu ödülü kazanmıştır. Zamanında Türkiye sinemalarında da gösterime girmiş, defalarca televizyonlarda oynamıştır. Amerikan Film Enstitüsü'nün hazırladığı tüm zamanların En İyi Filmleri listesinde (AFI's 100 Years... 100 Movies) dördüncü sıradadır. Zamanında tüm dünyada toplam 400,176,459 $ hasılat yapmış olup enflasyona göre düzenlenen tabloya göre film tüm zamanların en çok gişe hasılatı yapan filmidir. 1993 yılında Amerika Birleşik Devletleri Kongre Kütüphanesi tarafından "kültürel, tarihi ve estetik olarak önemli" filmler arasına seçilerek ABD Ulusal Film Arşivi'nde muhafaza edilmesine karar verilmiştir. İrlandalı Scarlett O'Hara (Vivien Leigh) Tara isimli çiftlikte yaşamaktadır. 12 Meşeler Çiftliği'nin varisi Ashley Wilkes'e (Leslie Howard) aşık olduğunu düşünmektedir. Ashley'nin, kuzeni Melanie (Olivia de Havilland) ile evlenme kararı aldığını öğrenir. Scarlett, Ashley'nin evinde Rhett Butler (Clark Gable) ile tanışır. Ashley ve Melanie'nin evlenmesine engel olamayan Scarlett, çevresindeki erkeklerden biriyle acele bir evlilik yapar. Bu sırada Kuzey-Güney Savaşı patlak vermiştir. Melanie ve Scarlett'in kocası savaşa gider. Scarlett'in kocası savaşta ölür. Savaş, Güney'in şartlarını çok ağırlaştırır. Scarlett annesini kaybeder. Babası ise aklını yitirmiştir. Melanie ve Scarlett, Tara'da birlikte yaşamaya başlarlar. Ashley'den haber alınamamaktadır. Savaş biter ve Ashley geri döner. Tara'nın vergilerini ödeyemeyen Scarlett, kızkardeşinin nişanlısı ile evlenir ve çiftliği kurtarır. Scarlett'in yeni özgür olmuş fakir zenciler tarafından saldırıya uğraması üzerine Rhett, Ashley ve Scarlett'in kocası intikam almaya giderler. Scarlett'in ikinci kocası da çatışma sırasında ölür. (Devamı...) |
![]() Marburg ve Göttingen Üniversiteleri'nde öğrenim gördü. Göttingen Üniversitesi'nde 1927 yılında doktora derecesini aldı. Daha sonra bu okulda ve Danzig Teknik Üniversitesi'nde dersler verdi. 1936 yılında Kaiser Wilhelm Enstitüsü daha sonra da Max Planck Enstitüsü'nde yöneticilik yaptı. 1960 ve 1972 yılları arasında da Max Planck Bilimi Geliştirme Derneğini'nin başkanlığını yaptı. Butenandt kadınlarda cinsel gelişmeyi ve işlevleri düzenleyen östron hormonunu daha sonraları da erkeklerdeki cinsiyet hormonlarından androsteronu ve kadınlardaki progesteronu tanımlamayı başardı. Ayrıca cinsiyet hormonlarının birbiri üzerindeki etkisi ve kanser yapıcı özellileri üzerinde uzun süre çalışmalar yaptı. Bugün kortizonun büyük çapta üretimi Butenandt'ın bu konudaki çalışmalarından kaynaklanmaktadır. (Devamı...) |
görüntüle - değiştir - korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu
ekleyip kaydedin.
Ekim 30 - Paz
![]() Para değer denkliğinin bir göstergesi olarak değer ölçütü, değişim ve saklama aracı olarak kullanılır. Bu gösterge maddi ya da nominal değerde karşılıklar bulabilir. Maddî nitelikte paraya örnek olarak madeni para, banka teminat belgeleri ya da banknot, çek ya da senetler örnek verilebilir. Nominal nitelikte paraya ise banka hesabındaki para ya da kredi onayı örnek verilebilir. Para gündelik yaşamda takas aracı olarak kullanılır. Doğrudan doğruya takas yapan kişilerin ihtiyaçlarını karşılamasının yanında diğer takaslar için geçerli olması, parayı diğer takas araçlarından ayıran önemli bir özelliktir. Günümüzde kullanılan borca dayalı para sistemi ile işleyen ekonomilerde sanıldığının aksine parayı devletler üretmez. Bu sistemde para, borç demektir. Para bankalar tarafından müşterilerin borçlanmasıyla üretilir. Mevcut paraların tamamına yakını itibari para olduğu için nakit paranın altın ya da döviz rezervleriyle değişimi olanaksızdır. Günümüzde kullanılan nakit para miktarı, her devlette para basmaya yetkili özel bir banka olan merkez bankası tarafından kontrol edilmekte ve ticari bankalar aracılığı ile piyasaya sürülmektedir. Ticari bankalar Merkez bankalarından alınan paraların karşılığından fazla elektronik ortamda para yaratarak müşterilerine verebilirler. (Devamı...) |
{{Günün maddeleri| |Madde Adı= Edgar Degas |Resim= Edgar Degas self portrait 1855.jpeg |İçerik= ([[19 Temmuz 1834 - [[27 Eylül 1917), tam adı Hilaire-Germain-Edgar Degas olan, Fransız ressam, heykeltıraş ve çizer. İzlenimcilik akımının kurucularından biri kabul edilse de ressam bu terimi reddedip gerçekçi olarak tanınmayı tercih ettiğini açıklamıştır. Tekniği başarılı bir ressam olan Degas, daha çok dans temalı resimleri ile tanındı. Çalışmalarının yarısından fazlası dansçılarla ilgiliydi. Bu çalışmaları aynı zamanda onun hareketin betimlemesindeki ustalığını gösteriyordu. Dans kadar at yarışları ve çıplak kadınlar çizmekte de başarılıydı. Portreleri de sanat tarihinin en başarılarından kabul edilir.
Degas, kariyerinin başlarında tarihi temalar işleyen bir ressam olmayı istedi. Bu sebeple titiz bir akademik eğitim aldı ve klasik sanat üzerine çalıştı. Otuzlarının başlarına geldiğinde kararını değiştirdi. Böylece çağdaş konuları geleneksel metotlarla resmeden, modern yaşamın klasik ressamı haline geldi. Degas, Célestine Musson De Gas ve Augustin De Gas'nın en büyük çocukları olarak Paris'te dünyaya geldi. Babası bankacıydı. Ressamın ailesi varlıklı sayılırdı. 11 yaşında Lycée Louis-le-Grand'e başlayan Degas, 1853 yılında edebiyat dalında derece alarak mezun oldu. Ressam çok küçük yaşlarda resme başladı. On sekiz yaşına geldiğinde evindeki bir odayı stüdyoya çevirdi ve Louvre'daki eserlerin kopyaları üzerine çalıştı. Fakat babası, onun hukuk okumasını istiyordu. Kasım 1853'te Paris'teki Hukuk Fakültesi'ne kaydını yaptırdı. Ancak derslerinden geçmek için hiçbir çaba sarfetmiyordu. 1855 yılında Degas çok saygı duyduğu Jean Auguste Dominique Ingres ile tanıştı. Ingres ona "Çizgiler çiz genç adam. Pek çok çizgi." tavsiyesinde bulundu. Aynı yılın Nisan ayında Degas, Ecole des Beaux-Arts'a (Güzel Sanatlar Okulu) kabul edildi. Orada Louis Lamothe ile birlikte çalıştı ve Ingres'nin tarzını takip etti. Temmuz 1856'da İtalya'yı ziyaret etti ve bu ülkede üç sene kaldı. O yıllar boyunca Michelangelo, Raphael, Titian ve Rönesans'ın diğer ressamlarının resimlerini kopyaladı. (Devamı...)
}}
görüntüle - değiştir - korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu
ekleyip kaydedin.
Ekim 31 - Pzt
![]() I. Dünya Savaşı öncesinde muhripler okyanus ötesi görevler için yapılmamış, hafif savaşçılardı, bu yüzden bir muhrip takımı ve bir muhrip botu şeklinde kullanılırken, II. Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında bağımsız, ve özellikle 1950 ve 1960'larda kruvazörler kadar tonaja ve öneme sahip oldular. Bununla birlikte Birleşik Devletler aktif olmayan ama herhangi bir ihtiyac durumunda aktif hale getirebileceği konumda bulunan iki adet Iowa-sınıfı zırhlıya sahiptir. Modern muhripler tonaj olarak II. Dünya Savaşı zamanının kruvazörlerine denk olsalar da silah yönünden bakılırsa küçük bir yaylım ateşiyle kentleri bile yok edebilecek şekilde ve nükleer füzelere sahip olarak üstündürler. Torpido atabilme kabiliyetine sahiptirler. (Devamı...) |
![]() 2 Kasım 1755 tarihinde, Viyana'daki Hofburg Sarayı'nda, Kutsal Roma İmparatoru I. Franz ve Maria Theresia'nın onbeşinci çocuğu olarak dünyaya geldi. Vaftizi esnasında Meryem onuruna "Maria" ismi verildi. Saray yetkilisi bebeği "Ufak ama tam anlamıyla sağlıklı bir arşidüşes" diye tarif etti. Sarayda kendisine "Madam Antoinette" deniliyordu. Ailenin en küçük iki kızı Maria Karolina ve Marie Antoinette idi. 1767 yılına kadar iki kız kardeşe de bir dadı bakıyordu. Her zaman dadıları onlara çok yakın bir şahsiyet oldu. Marie Antoinette henüz küçük bir çocuk iken, üç ağabeyi de (Joseph, Leopold ve Ferdinand Karl Habsburg İmparatorluğu üzerinde etkili olmaya başlamışlardı bile. Birçok kraliyet evliliğinden farklı olarak, Marie Antoinette'in, ebeveynleri aşk evliliği yapmışlardı ve aile hayatından oldukça zevk alıyorlardı. Saray hayatının tüm resmiyetine rağmen kraliyet ailesi özel hayatlarında oldukça sıradan bir aileydi. Arşidüşes Antonia, annesi Marie Theresa'nın oldukça sıkı ahlak kurallarına göre yönetilen sarayında büyüdü. Marie Theresa çok güçlü bir liderdi ve halkı tarafından çok seviliyordu. Çocuklarının yetiştirilmesi ile elinden geldiğince alakadar olmaya çalışıyordu ancak programının yoğunluğu nedeniyle Maria Antonia'nın yetiştirilmesi mürebbiyesine kalmıştı. Mürebbiyesi bu hareketli, neşeli ve güzel kızı oldukça şımartıyordu. Antonia zamanını ders çalışmaktan ziyade oyun oynamakla geçiriyordu. Bununla birlikte müzik derslerinden çok zevk alıyordu ve iyi bir harpçı ve dansçı olmuştu. (Devamı...) |
görüntüle - değiştir - korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu
ekleyip kaydedin.