Tartışma:27 Mayıs Darbesi/Arşiv 2
Konu ekleTaraflı İfadeler
[kaynağı değiştir]DP iktidarının tarım burjuvazisine ve büyük toprak sahiplerine imtiyazlar sağlaması, kent ağırlıklı büyük ticaret ve sanayi burjuvazisini muhalif bir konuma iter. Kötüye giden ekonomi, yüksek enflasyon, kamu çalışanlarına ödenen düşük maaşlar DP'ye karşı kitlesel hareketlerin oluşumuna neden olur. şeklindeki kullanım taraflı gözüküyor.--Xyzblood 09:52, 14 Haziran 2008 (UTC)
- Sosyalist bir yorum ve taraflı bir ibare olduğu kanısındayım ben de... zaten kaynağı da kaynak standartlarımızı karşılamayacak denli taraflı. Tarafsız, bağımsız ikinci ve üçüncü parti bir kaynak olmadığı bariz. Bu durumda bence ifade ya kaldırılsın ya da düzeltilsin... Şu tip bir düzeltme de uygundur: "Daha sonraki bazı sosyalist çevreler ... iddia etmiştir." Teşekkürler, iyi çalışmalar... - - noumenon ʘ mesaj 12:20, 14 Haziran 2008 (UTC)
- Gece maddeden iki şablonu kaldırırken üçüncüsü olan Taraflı şablonunu bırakmama neden olan bir kaç yerden birisi de o bölümde yer alan anlatım biçemidir. Teşekkür ederim--Yamşı 12:25, 14 Haziran 2008 (UTC)
- O sosyalist bir ifade değil aslında ama burada mevzu olan şey DP değil tam anlamıyla, bu yüzden burada çok detaylı olarak anlatmak gerekmez bu tür kısımları. iyi çalışmalar..--Boyalikus 19:48, 14 Haziran 2008 (UTC)
Sonuç: Metin üzerinde tümden ve kitlesel katkı ile her türlü taraflı kabul edilen ya da işaretlenen ifadeler temizlenmektedir. Çalışma var şablonu kalktıktan sonra bu konu gerek duyan olursa ele yeni bir başlık altında açmaya uygundur. Teşekkür ederim.--Yamşı 21:38, 15 Haziran 2008 (UTC)
Son değişiklik
[kaynağı değiştir]Kullanıcı tartışma sayfama eklenen bu notu ilgisi nedenyile buraya aldım:--Yamşı 11:01, 14 Haziran 2008 (UTC)
Anayasa mahkemesinin kurulması alt başlığını kaldırmanızı öneririm. Zira 1961 anyasasının getirilerine girmiş olacağız. Bu da bunun dışında bir çok kurumun kuruluşuna girmemizi gerektirecewktir. Bu konuyu 1961 anyasası maddesine bırakmak en doğrusu olacaktır.--Xyzblood 10:52, 14 Haziran 2008 (UTC)
- Olgusal olarak maddenin bu bölümü içinde en önemli iki üç önemli başlıktan birisi de Anayasa Mahkemesinin kurulmasıdır. Geceki yazışmalarınızdan anladığım kadarıyla hukukçu ya da hukuk eğitimi almaktasınız. Bu sürecin ortaya çıkmasına neden olarak gösterilen en önemli etkenlerin başında 1960 öncesi Anayasa Mahkemesi gibi bir yapının olmaması gösterilir. Neden olgusuna yol açan bir kavramın varlık nedeni olan ana maddesinde kısaca işlenmesi nesnellik gereğidir. Teşekkür ederim.--Yamşı 11:01, 14 Haziran 2008 (UTC)
Bence bu maddeye
ekleyerek özetin yazılması yeterlidir ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi maddesi geliştirilsin. Teşekkür ederim. Takabeg ileti 11:07, 14 Haziran 2008 (UTC)
1961 anyasasıyla getirilen bu gibi yeniliklerin tamamı takdir edersinizki asksaklıkları giderme düşüncesiyle düzenlendi. Yani yalnızca Anayasa Mahkemesi değil, Diyanet İşleri, Milli Güvenlik Kurulu, Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu da bir gereklilik görüldüğünden getirilmiştir. Ayrıca Sosyal Devlet İlkesinin yer alması, Milliyetçi Devlet ilkesine yer verilmemesi, Çoğulcu demokrasi de hep bir gereklilik olduğu düşüncesiyle düzenlemeler arasına koyuldu. Dolayısıyla bu açıdan bakıldığında bu düzenlemelerin tamamına yer vermeniz gerekecektir. Bu da maddenin 1961 anyasası maddesiyle iç içe geçmesine neden olacaktır. Bu düzenlemenin kalkaması en iyisi olur. Ancak siz Anayasa Mahkemesi'nin yeri başka, o illaki bulunmalı derseniz Takabeg'in önerdiği kadarıyla sınırlı kalsın derim.--Xyzblood 11:24, 14 Haziran 2008 (UTC)
- Başlığa darbe yazanlar ardından Anayasa Mahkemesi kurulmasına ne diyorlar??? ...Özellikle de askeri müdahaleyi darbe adıyla gayrımeşru ilan edenlerin Anayasa Mahkemesi hakkında ne düşündüklerini bilmek isterim.Sizin temelsiz mantığınızla bu mahkeme de gayrımeşru,anayasa da gayrımeşru.Çünkü hepsi gayrımeşru(!) bir hareketten sonra yapıldı. Halkçı 11:32, 14 Haziran 2008 (UTC)
Zaman tünelinden özellikle de '80 öncesinden kopup gelmiş gibi konuşmayın. Görünen o ki zihninizde insanları kamplara bölmüşsünüz. Kimsenin Anayasa Mahkemesi'ne karşı çıktığı yok. Ama bunu siz bilin diye de söylemiyorum. Çünkü karşımda değer verilecek bir üslup göremiyorum.--Xyzblood 11:38, 14 Haziran 2008 (UTC)
MGK'nın yaptığı reformları mı yazacağız. Yoksa devamı da mı? Yani nereye kadar yazacağız? Cemal Madanoğlu Haziran 1961'de gidiyor ve 22 Şubat 1962 ayaklanmasında MGK'nın etkisi yok. 1964'de kurulmuş TRT'yi de mi kapsamalı? Bu Time-range meselesini de konuşalım. Teşekkür ederim. İyi çalışmalar. Takabeg ileti 11:36, 14 Haziran 2008 (UTC)
- Neden olgusuna yol açan bir kavramın varlık nedeni olan ana maddesinde kısaca işlenmesi nesnellik gereğidir. Biçiminde üst kısımda yer alan son tümcemin yeterli olduğunu sanıyorum. :)) Cumhuriyet tarihinin en önemli 5-6 olgusundan birisinin kamu ve toplum yaşamına etki ve sonuçları da maddesinde maddenin özünü bozmadan ve aşmadan işlenmesi bilgi doyuruculuğu ve bütünlüğü açısından gereklidir. Teşekkür ederim.--Yamşı 11:38, 14 Haziran 2008 (UTC)
Bence yeterli değildir. Fakat şimdi çıkmam lazım. Görüşmek üzere. Takabeg ileti 11:42, 14 Haziran 2008 (UTC)
MGK yada Diyanet de önemlidir bu anlamada. Ancak belliki bir ortak noktada uzlaşmışız. Orada bırakalım. Dediğiniz gibi amacını aşmadan, kısa bir açıklama yapıp topu ilgili maddeye atalım.--Xyzblood 11:43, 14 Haziran 2008 (UTC)
Kişiler ve diğerleri ile ilgilenmemeli maddenin bu bölümü örneğin önemsediğim bir diğer olguda iş ve çalışma hayatına (sendikalar vs.) bu sürecin getirdikleri de Anayasa Mahkemesinden sonra bu başlık altında Takebag'in önemseyip açtığı ara başlıklardan daha etkin ve belirleyici sonuçlarındandır.--Yamşı 11:49, 14 Haziran 2008 (UTC)
- Size göre daha önemli olabilir. Başkalara göre önemsiz olabilir. Mesele hangisinin önemli olup olmaması değildir. Yani bu maddede nereye kadar ele alacağız? Bunu konuşmak isterdim. Takabeg ileti 13:42, 14 Haziran 2008 (UTC)
Sınırı yukarıda verdiğimi sanıyorum. Diğer yandan yazım amacımı aşmış olmalı ki bu biçimde bir sorgulama yapmışsınız kusura bakmayın. Olgusal sonuçları öne alalım anlamında konuya bakıyorum. Süreç sonrasının en önemli toplumsal olgusu anayasa mahkemesinin kuruluşu ve işçi haklarında oluşan özgürleşmelerdir. Diğerleri bu ikisinden sonra gelen konulardır ama önemsizdir demedim, yalnızca sizin öncelleminize dikkat çektim. Olgusal sonuçların dışında kalan konulara bireyler vb. Darbe Sonrası başlığında yer vermeyelim. Yanlış algılanmama yol açan ifadem için üzüntümü kabul edin. Teşekkür ederim.--Yamşı 13:52, 14 Haziran 2008 (UTC)
1961 Anayasası maddesi çok cılız bence oraya ekleyecek şeylerde bırakmalıyız :)) --Boyalikus 19:48, 14 Haziran 2008 (UTC)
Başlıklara referans konmamalı
[kaynağı değiştir]- Merhabalar,
- Başlıklar alıntı olmamalı, doğrulanabilirlikle ilgili bir durum varsa da içerik madde içeriğinde tekrar edilmeli, kaynak da orada verilmeli - madde başlıklarına referans şablonu konulmaz. Teşekkürler, iyi çalışmalar... - - noumenon ʘ mesaj 12:27, 14 Haziran 2008 (UTC)
- Uyarınız ve dikkatiniz için teşekkür ederim yemek öncesi unutmamak üzere ara başlığa bıraktığım kaynakça notu taslak ilk paragrafına aktarıldı. Teşekkür ederim.--Yamşı 12:40, 14 Haziran 2008 (UTC)
Sonuç: Düzeltildi.--Yamşı 21:09, 15 Haziran 2008 (UTC)
Vikipedi'yi kaynak göstermesek...
[kaynağı değiştir]- Merhabalar,
- Şu an 25. olan girişte, Cemal Gürsel ile ilgili bir referans Vikipedi'yi gösteriyor... Vikipedi yerine daha uygun bir kaynak bulmamız mümkün değil mi? Yarın o maddede tarafgirlik veya doğrulanabilirlik gibi sorunlar çıkarsa ne yapacağız? Başka bir kaynak bulsak iyi olur. Teşekkürler, iyi çalışmalar... - - noumenon ʘ mesaj 13:16, 14 Haziran 2008 (UTC)
http://www.yeniasya.com.tr/2008/05/27/yazarlar/lsalihoglu.htm http://www.haber7.com/artikel.php?artikel_id=142954 http://www.tercuman.com.tr/v1/yazaryazi.asp?id=13&yazitar=28.05.2004&yaziid=6850
İnternette bu kadarı gözüküyor. Ancak hepsi yazar. Ne derece güvenilir olacağı tartışılabilir.--Xyzblood 13:32, 14 Haziran 2008 (UTC)
- Gece o kaynağı ben eklemek zorunda kaldım. Kim oraya fact koymuşsa benim okuduğum gibi madde içinde mavi olarak belirli olan Cemal Gürsel maddesini okusa aslında kaynak gereksinimi olmadığını da görebilirdi. O fact şablonunu eklemiş olan kullanıcıya saygımdan silmek yerine dahili bir kaynak olarak o linki verdim. Teşekkür ederim.--Yamşı 13:39, 14 Haziran 2008 (UTC)
- Gazete bağlantısı, hele de birden çoksa, Vikipedi bağlantısından iyidir. Bu sebeple var olan kaynak yerine bunları koymamız daha sağlıklı olacaktır. Teşekkürler, iyi çalışmalar... - - noumenon ʘ mesaj 13:41, 14 Haziran 2008 (UTC)
Sonuç: Değiştirilmiş ve yerine 5. ve 6. kaynaklar eklenmiş.--Yamşı 21:21, 15 Haziran 2008 (UTC)
Başlıklar
[kaynağı değiştir]- Başlıkların biri "İnönü'nün "Büyük Taarruz"u ve İktidarın "Uşak" Valisi". Bana, bu çok taraflı geldi. Neredeyse, "Yaşasın İnönü" falan olacakmış . Bu gibi başlıkları düzeltsek iyi olacak bence... --DsMuratileti 13:46, 14 Haziran 2008 (UTC)
- Kesinlikle değişmesi lazım o başlıkların; ne ansiklopedik bir uslûptalar ne de tarafsızlar... Yaratıcı olmuşlar gerçi ^_^ Teşekkürler, iyi çalışmalar... - - noumenon ʘ mesaj 13:58, 14 Haziran 2008 (UTC)
- Elimden geldiğince düzenledim. Sıkıntı yaratan bir nokta varsa, fikir alışverişinde bulunalım. İyi çalışmalar... --DsMuratileti 14:34, 14 Haziran 2008 (UTC)
- Düzeltilmiş gibi duruyor; teşekkürler ^_^ Teşekkürler, iyi çalışmalar... - - noumenon ʘ mesaj 14:49, 14 Haziran 2008 (UTC)
- O başlıklar ne kadar ansiklopedik değilse karşıdevrimcilerin desteklediği darbe kelimesi de ana başlık için ansiklopedik değildir.Merhum İnönü'ye gelince taraflı olduğunu hemen söylüyorsunuz peki madde başlığı niye hala darbe???...bunun da taraflı ve yorum içeren bir başlık olduğu aşikar. Halkçı 16:02, 14 Haziran 2008 (UTC)
Terbiyenizi takınsanız yazdıklarınız daha değerli hale gelecektir. Bu yazınız muhtemelen silinecek ve muhtemelen ceza alacaksınz. Peki ne işe yaramış olacak söyledikleriniz?..--Xyzblood 16:08, 14 Haziran 2008 (UTC)
- Karşıdevrimci derken buradakileri kastetmedim.Kamuyounda karşıdevrimci bir grup olayı darbe olarak nitelendiriyor.Bu yüzden bu kelimeyi kullandım.Muhatabı buradakiler değil.
Halkçı 16:14, 14 Haziran 2008 (UTC) + Terbiyesizlik yaptığımı düşünmüyorum.Terbiyesizlik veya saygısızlık yapılıyorsa burada benden başkaları tarihe karşı bunu inatla sürdüyorlar.Ayrıca dünkü çalışmalardan sonra başlığın durumu berbat.Halkçı 16:16, 14 Haziran 2008 (UTC)
- Madde adından bahsetmiyoruz Halkçı, içerikteki başlıklardan bahsediyoruz. --DsMuratileti 16:17, 14 Haziran 2008 (UTC)
Bakın, sorun kimden bahsettiğiniz değil, üslubunuz. Burası stadyum değil. Hakaretlerinizi buradakilere yöneltmeseniz bile aşağıladıklarınız gibi düşünenler olabilir burada. --Xyzblood 16:23, 14 Haziran 2008 (UTC)
Ne olursa olsun tarihi değiştirmeyelim:) 'İhtilâl Beyannameleri' bir terimdir. Bunu 27 Mayıs filan .... yapamayız. Bunlar 27 Mayıs değil Nisan ayında yaşanan olay. Bence darbe, ihtilal terimlere fazla titiz olmamıza gerekmiyor. Olduğu gibi aktarmamız yeterlidir. İhtilâl ve devrim savunan arkadaşlarımız varsa Yön dergisi ve o çevrede toplananları inceleyin. Daha verimli sonuca ulaşabilirsiniz. İyi çalışmalar. Takabeg ileti 16:24, 14 Haziran 2008 (UTC)
Sonuç: Uşak olayları olarak değiştirilmiş. Teşekkür ederim.--Yamşı 21:28, 15 Haziran 2008 (UTC)
Sınır
[kaynağı değiştir]Bence 22 Şubat'tan sonrakiler için başlık' açmamıza gerek yoktur. 'Ayrıca bakınız'da yer almaları yeterlidir. Ne dersiniz? Takabeg ileti 16:48, 14 Haziran 2008 (UTC)
- Sizin sınır konusunda önerdiğiniz ve tarih vermeniz bunu 22 şubat olarak öne çıkarmanızı anlıyor ve kabul edilir buluyorum. Tarih sınırı korsanız sürecin içinde ve etkisinde olan önemli tarihsel olayları da zaman aralığında ele alalım diyorsunuz bende bunun dışında ek olarak ikinci başka bir şey daha diyorum o da sürecin yolaçtığı olgulardan mutlaka söz edilsin diyorum. Sizde bende biliyoruz ki bazı olaylar çok uzun yıllara sarkarak 1970'li yıllara kadar sürmüştür bu nedenle olaylar için tarih sınırı maddeyi boğucu olmaktan kurtarmak için gereklidir. Ancak bu tarihlemeden bağımsız olarak toplumu etkileyen ve dönüştüren yaşamsal önemde olgular olmuş ise onlar mutlaka madde içerisinde olmalı ve kısaca da olsa değinilmeli ve yer verilmelidir. Teşekkür ederim.--Yamşı 18:41, 14 Haziran 2008 (UTC)
Senatonun kurulması...
[kaynağı değiştir]1961 Anayasası ile Türkiye'de Cumhuriyet Senatosu , Danıştay gibi kurumlar kurulmuştur.Madde de belirtilmelidir.Aslında 27 Mayıs sonrasında yapılan ilk seçimlere kadar olan bütün olaylar bu madde de yer almalı.Bu Türkiye'nin başlıbaşına bir dönemi.--Yurekli74 19:27, 14 Haziran 2008 (UTC) Seçimlerin yapılmış olması her darbenin ardından olduğu gibi,Ordunun kışlaya dönmesinin,dolayısıyla demokrasinin geri gelmesinin tek göstergesidir.--Yurekli74 19:32, 14 Haziran 2008 (UTC)
Bu girişteki referanslar biraz abartılmamış mı?--Boyalikus 19:41, 14 Haziran 2008 (UTC)
- Danıştay daha eski. Cumhuriyet senatosundan girip getirilen yeniliklerin sonundan çıkacaksak çok kısa hatta mümkünse yalnızca isimlerini zikrederek yapalım bu işi. Aksi halde 1961 anayasası maddesinin değeri kalmaz.--Xyzblood 19:42, 14 Haziran 2008 (UTC)
- Bende belirtilsin dedim.Bence mahsuru yok.Ancak bu bir darbe dönemi ve sona erdiğinin tek göstergesi milletvekili seçimlerinin yapılmış olması.Yani son alt başlık 15 Ekim 1961 Seçimleri olmalı.Türkiye tarihi yazmıyoruz.Xyzblood'a katılıyorum.Maddenin gittikçe uzaması gereksiz ve konuyu dağıtıyor.22 Şubat olayı (keza 1961 Anayasasıda) zaten başlı başına birer madde ve Türkiye'de askeri darbeler şablonunda yeralıyor.Konular uzadıkça günümüze kadar geliriz.Genelkurmay bugünde açıklama yapmış :).--Yurekli74 19:55, 14 Haziran 2008 (UTC)
- 15 Ekim 1961 seçim sonuçları son alt başlık olmalı.Senato,Anayasa Mahkemesi vs. 61 Anayasasında ele alınmalı.Haklısın Xyzblood.--Yurekli74 20:02, 14 Haziran 2008 (UTC)
- Birde maddeye Milli Güvenlik Kurulu eklenmiş,o kurul 61'de değil 82 anayasasına tabidir.Nihan işini savsaklama :) --Yurekli74 20:08, 14 Haziran 2008 (UTC)
- MGK'nın kuruluş tarihini tekrar inceleyin. 1961 Anayasasının 111. maddesine bakın. Vikide bilgiç yapmamalı. Her zaman kendi bilgilerini de sorgulamalıyız. Teşekkür ederim. İyi çalışmalar. Takabeg ileti 22:19, 14 Haziran 2008 (UTC)
- Burası bir tartışma sayfası değil mi?Xyzblood bu konuda beni mesaj sayfamdan uyardı.Bilgiçlikle ne alakası var?Kişiselleşmeyelim lütfen.--Yurekli74 22:28, 14 Haziran 2008 (UTC)
- Hadi bakalım, herkes el atsın bu kadar dipnot var, üslubu düzeltilip tarafsızlığı giderilince kaliteli maddemiz olacak sanırım bir tane daha.. :)) --Boyalikus 21:20, 14 Haziran 2008 (UTC)
- Takabeg 27 Mayıs'ın nedenleri başılığının hemen altına bıraktığın söz, araştırdığım kadarıyla yalnızca dedikodu. Kaynaklandıralım diye bırakmıştın ama kaynak bulamadım. Emanetmiş gibi de duruyor. Şimdilik çıkarıyorum, sen yine bir göz atarsın.--Xyzblood 21:49, 14 Haziran 2008 (UTC)
- O kaynağın aynısını başka bir linkte ben verdim.. Altemur Kılıç'ın bir yazısıdır o..--Boyalikus 21:58, 14 Haziran 2008 (UTC)
Sonuç: Anayasa Mahkemesinin kuruluş kısmında topluca ele alınmış. Teşekkür ederim.--Yamşı 21:29, 15 Haziran 2008 (UTC)
Ben takip ediyorum.
[kaynağı değiştir]Takıldığım bir yer olursa belirtirim.Kolay gelsin.--Yurekli74 21:57, 14 Haziran 2008 (UTC)
Anayasa Mahkemesi meselesi
[kaynağı değiştir]Bence bunu abartmamalıyız. Bence bu süreç için hiç önemli olay değildir. Ne yazık ki bias var. Takabeg ileti 22:09, 14 Haziran 2008 (UTC)
- Bu konuya önemli değil diyorsanız o zaman 27 Mayıs'ı konu alan bu maddenin vikipedi üzerinde yer alması da daha gereksizdir. Konu sonucundan varlığı itibariyle daha önemsizdir. 27 Mayıs türkiye de rejimi değiştirmiştir!!! Rejimi değiştirmiş bir konunun olgusal sonuçları günümüzün toplumsal yaşamını bile toplumbilimsel olarak etkiler ve yönledirdiği ortadayken... Önemsiz demenizi esef verici bulduğumu olgu nesnelliği adına belirtmek istiyorum. Bu konu ve işçi hareketlerinin önünün açılmış olması 27 mayısın türk toplum hayatına soktuğu en önemli iki sonucudur.--Yamşı 22:18, 14 Haziran 2008 (UTC)
- Bunların darbeden çok 1961 anayasasıyla ilgisi olduğunu düşünüyorum. Elbette hepsi birbirinin neticesi. Dolayısıyla arada ciddi bir bağ var. Ancak madde de amacından sapıp 1961 Anayasası maddesiyle içi içe geçecektir. Ufak bir bölümde hepsine deyinip topu ilgili maddelere atmak en uygunu olacaktır.--Xyzblood 22:32, 14 Haziran 2008 (UTC)
Buna takılıp kalmak yerine maddeye dönmek daha iyi olacak. Yukarıda da bu konularda yazdıklarım ortada tekrara girmek istemiyorum. Takabeg'in asker ile ilgili olayları öncelemesi diğerlerini önemsiz sayması olgu nesnelliği adına bana ilginç geldi. O konular olmasın anlamında da yorumlanmasın bu yazdıklarım ben eksik gördüğüm yerlerine değindim hep. Var olanı tartışmadım farkındaysanız ismi ile bile uğraşıp zaman harcamak istemiyorum, ismi bile VP:TBA açısından sorunlu oysa. Şu aşamada içeriği daha önceliyorum. Teşekkür ederim.--Yamşı 22:40, 14 Haziran 2008 (UTC)
- İdamlardan yaklaşık on ay sonra 9 Temmuz 1961'de 1961 Anayasası kabul edildi. Bence bu cümleyi 27 Mayıs 1960'tan yaklaşık 12 ay sonra 9 Temmuz 1961'de 1961 Anayasası kabul edildi.Şeklinde değiştirmeliyiz.Aslolan 27 Mayıs yani darbenin olduğu gün.idamlar darbenin sonuçlarından yalnızca biri.--Yurekli74 22:36, 14 Haziran 2008 (UTC)
- Bir arkadaşımız Anayasa mahkemesi kısmını düzeltmiş ve senato ve benzerini de oraya eklemiş, teşekkür ederim. Var olan metin anlam biçimiyle korunmak kaydıyla kanımca yeterlidir. Teşekkür ederim.--Yamşı 22:51, 14 Haziran 2008 (UTC)
Yan ürünleri
[kaynağı değiştir]Bu madde için önemli olan darbenin sürecidir. Anayasa Mahkemesi gibi bir sürü yan ürünleri var. Birde bayram, darbenin yan ürün olan olayın yan ürünüdür. Kısaca bu madde için Anayasa Mahkemesi vs. ikincil ve bayram üçüncül ve dördüncül konudur. Takabeg ileti 23:40, 14 Haziran 2008 (UTC)
Girişteki kaynaklar
[kaynağı değiştir]Müdahale, darbe ya da ihtilal dendiğine dair onlarca kaynak koymak bence görüntü kirliliğine yol açmış. Kaynak koymasak ya da birer tane koysak yeterli olacaktır bence. Bu ifadelerin kullanıldığını herkes biliyor zaten. İyi çalışmalar.--Abuk SABUK♫ ♫ 23:28, 14 Haziran 2008 (UTC)
Bence de görüntü kirliliği yaratıyor.. :)--Boyalikus 23:39, 14 Haziran 2008 (UTC)
Giriş cümlesini de değiştirmeliyiz o zaman. Ortada alışık olmadığımız bir durum görünüyor, tren gibi olmuş . --DsMuratileti 23:44, 14 Haziran 2008 (UTC)
Giriş kısmında kaynakları temizleyen arkadaş sanırım bazı kaynakları yanlış temizlemiş olmalı aşağıda kırmızı kırmızı uyarılar oluşmakta. PC'ye reset atıp geliyorum, sayfalar kilitlenmeye başladı. Teşekkür ederim--Yamşı 00:23, 15 Haziran 2008 (UTC)
Bayram
[kaynağı değiştir]Hürriyet ve Anayasa Bayramı ayrıca bakınızda yer alması yeterlidir. 22 Şubat'tan hiç bahsetmeden bu maddede anlatılması tarihi ihmal etmiş oluyoruz. Bence anlamsız. Hemen kaldırıyorum. Teşekkür ederim. İyi çalışmalar. Takabeg ileti 23:56, 14 Haziran 2008 (UTC)
- Kalması yararlıdır! Bugün kaç kişi var o günün bu ülkede bayram olarak kutlandığını bilen. Öğrencilerin okul bahçelerine dizilip nutuklar atıldığını. Bu sürecin sonucudur ve yer verildiği biçimiyle 27 mayıs olgusunun algılanması ve kavranmasına katkı sağlar. Ayrıca bakınız türünde maddeler genellikle okunmazlar. Deneyimler ve gözlemlerden bildiğim bir konu...--Yamşı 23:59, 14 Haziran 2008 (UTC)
- Çıkardığınız bölümü geri alırsanız sevinirim.--Yamşı 00:06, 15 Haziran 2008 (UTC)
- Kalması yararlıdır! Bugün kaç kişi var o günün bu ülkede bayram olarak kutlandığını bilen. Öğrencilerin okul bahçelerine dizilip nutuklar atıldığını. Bu sürecin sonucudur ve yer verildiği biçimiyle 27 mayıs olgusunun algılanması ve kavranmasına katkı sağlar. Ayrıca bakınız türünde maddeler genellikle okunmazlar. Deneyimler ve gözlemlerden bildiğim bir konu...--Yamşı 23:59, 14 Haziran 2008 (UTC)
- Okuyucularımızın neleri bildiklerini neleri bilmediklerini bilemeyeceğiz. MGK hakkında bilmeyen okuyucumuz da vardı ya:) Birde burda bayramın reklamını yapmıyoruz. Sade bir şekilde olup biteni yazmaya çalışıyoruz. Bu madde bayramı anlatmak için bir madde değildir. Zaten söz konusu madde çok zayıfmış bilginin aktarılması faydalı olmuştur. Ayrıca 1961 Anayasası maddesine de ekleyebilirsiniz. 1963'a kadar olup biten daha önemli olaylar vardı. Onları yazmadan taa bayrama kadar uçmamız mantıksızdır. Teşekkür ederim. Takabeg ileti 00:14, 15 Haziran 2008 (UTC)
Sizin algınız bir değerindeyse diğerlerininde algısı bir değerindedir! Onay istemeden ve almadan lütfen değişime gitmeyiniz bu nedenle. Benim metin eklemem sizlerden daha zor olmakta OCR karakter falan girmek ve onaylatmam gerekiyor. Maddeler üzerine ek yapmak sorunlu... Diğer bayram maddesi ile ayrıca ilgilenmek ve geliştirmek gerektiği ortada. Anayasa Mahkemesi kısmı bu haliyle kalmalı. Teşekkür ederim.--Yamşı 00:21, 15 Haziran 2008 (UTC)
- 22 Şubat,27 Mayıs'tan apayrı bir olaydır ve o sırada seçilmiş bir hükümet görev yapmaktaydı(Bütün askeri darbeleri burada belirtemeyiz.Daha önce de söylediğim gibi askeri darbeler tarihi yazmıyoruz).Konumuz sadece 27 Mayıs.Yamşı'ya katılıyorum.Hürriyet ve Anayasa Bayramı doğrudan 27 Mayıs'la ilgilidir.--Yurekli74 00:28, 15 Haziran 2008 (UTC)
- Takabeg güzel gönderme yapıyorsun ama fazla sabır zorluyorsun(İkide birde konuyu kişiselleştirme).Herkes senin gibi düşünmek zorunda değil.Beni bilgiçlikle itham ediyorsun ama bunu sen yapıyorsun hemde fazlasıyla.Maddelerde VP:TBA o kadar--Yurekli74 00:28, 15 Haziran 2008 (UTC)
Sonuç: Anayasa Mahkemesinin kuruluş kısmında topluca ele alınmış ancak yetersiz kalan cümlenin anlam ve yapısı ele alınıp düzeltilecek. Teşekkür ederim--Yamşı 21:31, 15 Haziran 2008 (UTC)
Anayasa Mahkemesi vurgulanmamalı
[kaynağı değiştir]Bence belli bir bilgiyi okuyucularımıza kasten aktarmaya çalışmak işimiz değildir. Anayasa Mahkemesi gibi yan ürünleri de yazılmalıdır. Fakat Anayasa Mahkemesine özellikle önem verilmemelidir. Tekrar diyorum bunlar yan ürünleridir. Bu maddede darbenin kendisi daha önemlidir. Biz ders kitabı yazmıyoruz değil mi? Ayrıca darbenin yan ürünlerinden sadece biri olan Anayasa Mahkemesini bu kadar vurgu yamammız maddeyi taraflı hale getirebilir. Dikkat etmeliyiz. Takabeg ileti 00:26, 15 Haziran 2008 (UTC)
- Anayasa Mahkemesi altbaşlığı düzenlediğiniz haliyle oldukça hacimli. Yarın bir başka kullanıcı gelip Diyanet İşleri Başkanlığının Kuruluşunu, Hakimler Savcılar Yüksek Kurulunun Kuruluşunu, MGK'yı, diğer düzenlemeleri eklerse ona ne diyebiliriz? Madde uzayıp gider... 1961 anyasasının getirdiği yeniliklerden hepsi birbirinden önemli. Aralarında ayrım yapamayız. --Xyzblood 00:28, 15 Haziran 2008 (UTC)
- Evet Anayasa Mahkemesi gibi bir sürü yan ürünleri var. Takabeg ileti 00:30, 15 Haziran 2008 (UTC)
- Takabeg, Lütfen şu çıkardığınız kısmı olduğu gibi noktası virgülüne kadar geri alır mısınız? Taraflı olduğunu düşünürseniz taraflı etiketi koyma özgürlüğünü kullanırsınız olur biter. Tali konular ile uğraşıp esas özünü ötelemekten vazgeçin artık.--Yamşı 00:31, 15 Haziran 2008 (UTC)
- Ben her zaman maddeleri tarafsızlaştırmaya çalışıyorum. Dolayısıyla yanıtım hayır. Takabeg ileti 00:38, 15 Haziran 2008 (UTC)
- Ve 1961 Anayasası maddesini zenginleştirmenizi tavsiye ediyorum. Takabeg ileti 00:41, 15 Haziran 2008 (UTC)
- Ben her zaman maddeleri tarafsızlaştırmaya çalışıyorum. Dolayısıyla yanıtım hayır. Takabeg ileti 00:38, 15 Haziran 2008 (UTC)
- Takabeg, Lütfen şu çıkardığınız kısmı olduğu gibi noktası virgülüne kadar geri alır mısınız? Taraflı olduğunu düşünürseniz taraflı etiketi koyma özgürlüğünü kullanırsınız olur biter. Tali konular ile uğraşıp esas özünü ötelemekten vazgeçin artık.--Yamşı 00:31, 15 Haziran 2008 (UTC)
Ek: Benim Anayasa Mahkemesine düşümanlığım yoktur:)) Yukarda Xyzblood'un dediği gibi aynı derecede önemli (bu madde için önemsiz ve 1961 Anayasası maddesini zenginleştirmek daha yerinde olacaktır) kurumlar ve kuruluşlar var. Bunlardan hiç söz edilmeden Anayasa Mahkemesinin önemsenmesi uygunsuzdur. Takabeg ileti 00:36, 15 Haziran 2008 (UTC)
Hukukçu arakadaşımızın o sözünü ettiği kurumların toplumsal olgu değeri yoktur! Yalnızca kurumsal değerleri vardır. O kurumlar anayasa yargısı yapıp toplumun hayatını biçimlendirme erki gibi yasal görevleri mi vardır. Konu yan ürün değil temel ve direk sonuçtur. Siz sürecin olumsuzluklarına odaklanmışsnız olumlu yanlarını nedense madde içinde görmek ve sizin yazmadığınız kısımlar yer almasın arzusundasınız ve olgusal nesnel olmayan davranımınızı da kınıyorum. O süreci başlatanlar Türkiye Cumhuriyetinin bugününü bile olumlu ya da olumsuz etki altına almışlardır. Alyans evleri vesair magazin konular önemli toplumsal yaşamı dipten tepeye etkileyen ve yönlendiren bir olgu varlık nedeni olan konu içinde önemsiz ise size göre, ansiklopedi de nesnel madde yazamazsınız siz! Sizden geri almanızı isteme nedenim sizin daha kolay geri alabilir durumda olmanızdır. Benim geri almam en az beş dakika mı almakta. Teşekkür ederim--Yamşı 00:47, 15 Haziran 2008 (UTC)
- 1961 anayasasındaki düzenlemelerden hangisinin daha önemli olduğu izafidir. O düzenlemenin bir önemi yok, bunun var diyemezsiniz. Herkes kendince önemli bulduğu düzenlemeleri koymaya kalkabilir. Mesela ilk defa 1961 anayasasıyla Diyanet İşlerinin idari hiyerarşiye tabi edilmesi, dindar kesimlerce oldukça dikkate değer bulunabilir. Ya da bir hukukçu çıkıp, yargı bağımsızlığının sağlanması ve kuvvetler ayrılığının pekişmesi açısından Hakimler ve Savcılar Yüksek kurulu'nun getirilmesi çok önemli bir yenilik oldu diyebilir. Bana da sorarsanız içlerinden en önemlisi çoğulcu demokrasi anlayışının getirilmesi olmuştur. Zira '82 darbesinin gerekçesini oluşturur. Şimdi ne yapalım siz söyleyin...--Xyzblood 01:17, 15 Haziran 2008 (UTC)
- Merhabalar,
- Takebeg ve Xyzblood'a katılıyorum. Ekstra vurgu konudan sapmak olacaktır; burada değil ilgili konunun kendi maddesinde ele alınmalıdır. Zaten biz buradan ana maddelere giden bağlantılar veririz, kullanıcı merak ediyorsa o yönü, o konuyu o bağlantıya tıklar okur. Teşekkürler, iyi çalışmalar... - - noumenon ʘ mesaj 05:44, 15 Haziran 2008 (UTC)
İlgili maddeler
[kaynağı değiştir]İlgili maddeler gerekli mi acaba? Metinde defalarca geçen adlardır. Bence gerek yok. Takabeg ileti 00:43, 15 Haziran 2008 (UTC)
Sonuç: Maddeden çıkarılmış ve itiraz eden olmadığı için bu konu başlığı da kapanmıştır. Teşekkür ederim.--Yamşı 19:22, 15 Haziran 2008 (UTC)
Giriş bölümü nasıl olmalı???
[kaynağı değiştir]- Birkaç gündür maddeyle ilgili fikir alışverişinde bulunuyoruz. Ben maddeye aşağıdaki gibi bir giriş bölümü öneriyorum. Makul kaynakçalar eklenebilir. Ayrıca aşağıda da 27 Mayıs'ı "darbe" olarak gören ve "ihtilal" olarak görenlere de yer veririz. Önerim budur:
“ | 27 Mayıs Askerî Müdahalesi veya 27 Mayıs Darbesi veya 27 Mayıs İhtilali, Türk Silahlı Kuvvetleri mensubu bir grup subayın oluşturduğu Millî Birlik Komitesi'nin 27 Mayıs 1960 sabahı Türkiye Cumhuriyeti yönetimine el koymasıyla birlikte gelişen süreçtir. Bu süreç kimi akademisyenlerce "askerî müdahale", kimilerince "darbe", kimilerince ise "ihtilal" olarak nitelendirilmiştir.
Fiilî olarak yönetimi ele alan Millî Birlik Komitesi, çıkardığı ilk yasayla çıkardığı yasayla birlikte 1924 Anayasası'nın birçok hükmünü değiştirmiş, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni feshetmiş ve siyasal etkinlikleri askıya almıştır. Ayrıca başta Cumhurbaşkanı Celâl Bayar, Başbakan Adnan Menderes ve Genelkurmay Başkanı Org. Rüştü Erdelhun olmak üzere, pek çok üst düzey görevli tutuklanmıştır. 27 Mayıs'ın ardından Yüksek Adalet Divanı tarafından yapılan yargılamalarda, yargılananlardan 15'ine idam cezası verilmiştir. Bu 15 kişiden, devrik hükümetin başbakanı Adnan Menderes ve iki bakanı Fatin Rüştü Zorlu ile Hasan Polatkan'a verilen idam cezaları Millî Birlik Komitesi tarafından onaylanmış ve cezalar Eylül 1961'de Yassıada'da asılarak infaz edilmiştir. 27 Mayıs'ı gerçekleştiren ve onu "Millî İnkılap" olarak adlandıran 38 üyeli Millî Birlik Komitesi, bildirisinde, en kısa zamanda demokratik yaşama geri dönüleceğini açıklamıştır. Ayrıca bildirisinde, amaçlarının "vatandaşları birbirine düşürecek bir kardeş kavgasını önlemek", "halkın, köylü ve işçilerin demokrasiye kavuşması, hak ve hürriyetinin teminatı, iktisadi kalkınması" olduğunu belirtmiştir. Ayrıca "tarihî görev"lerinin "memleketi buhran ve felakete sürüklemek isteyen hırslı politikacıların elinden kurtarmak" olduğunu belirtmiş ve yaptıklarının "hiçbir şahsın, hiçbir zümrenin lehine yapılmış bir hareket" olmadığının altını çizmiştir. 27 Mayıs, diğer askerî müdahalelerden farklı olarak, askerî emir komuta zinciri içinde yapılmamıştır.[1] "Genç Subaylar"ın başlattığı girişimin başına, 3. Ordu Komutanı Orgeneral Ragıp Gümüşpala'nın, eğer girişimin başında kendisinden daha kıdemli yoksa, emrindeki askerlerle Ankara'ya yürüyüp "isyancılar"ı yakalayacağını söylemesi üzerine, olaya bilfiil dahil olmamış olan emekli Orgeneral Cemal Gürsel, Millî Birlik Komitesi'nin başına getirilmiştir.[2][3] |
” |
--DsMuratileti 00:46, 15 Haziran 2008 (UTC)
- VP:TBA açısından zaten maddenin ismi 27 Mayıs Askerî Müdahalesi olmalı diğer isimlendirmelere de madde içinde yer verilmelidir. Bu nedenle giriş cümleniz yerinde olmuş.--Yamşı 00:52, 15 Haziran 2008 (UTC)
- Benim önerimin ve yorumumun değeri varsa bence çok güzel olmuş elinize sağlık. Teşekkür ederim.--Yamşı 00:56, 15 Haziran 2008 (UTC)
Elinize sağlık. Gayet güzel olmuş. Ancak teknik açısından bu bir darbedir. Askerî müdahalesi teriminin kaynakları hep yabancı dil ile yazılmış kitaplar değil mi? Darbe terimini olumsuz düşünen arkadaşlarımıza bunu anlatmam biraz zor olacak ama darbe terimi tarafsızdır. Önemli olan kimlerin 'ihtilâl' terimini kullandıklarıdır. Hocalarım da ihtilâl diyorlardı:) Aslında en tarafsız ve oldukça yaygın kullanım 27 Mayıs. Takabeg ileti 01:05, 15 Haziran 2008 (UTC)
- Merhabalar,
- Bence uygun gözüküyor ek iyileştirme gerekirse sonra düşünürüz... maddenin tarafsız ismi 27 Mayıs Askeri Müdahalesi değildir. Her darbe zaten bir askeri müdahaledir. Askeri müdahale başlı başına, hele de Türkçede kullanılan bir fiil değil. Askeri müdahale bir nevi darbe veya benzeri askeri eylemler için kullanılmış bir tanım o kadar. Teknik anlamda üçüncü parti akademik, tarafsız ve bağımsız kaynaklarda yaygın olan tercih darbedir. Nitekim askeri müdahale lafının geçtiği birçok metinde darbe lafının da geçtiğini görebilirsiniz (bu ikisini farklı isimler olarak değil birbiri yerine kullanıyorlar çoğu zaman darbe de bir tür askeri müdahale olduğundan). Elbette kişiler bunu ihtilal olarak görebilir, bunu maddede belirtiriz. Ama yaygın olan doğru ve tarafsız isim konulur. İnsanlar darbeyi kötü algılıyor olabilirler diye bu darbe sözcüğünün kötü olduğu anlamına gelmez. Bazı insanların aynı şekilde darbe sözcüğünü taraflı bulması (yukarıda bunun örneklerini gördük - darbe deyince doğrudan zor kullanımı, baskı, dikta gibi çağrışımlar ortaya çıkmış sanki zihinlerde ama bunlar) sözcüğü taraflı kılmaz ki. Sonuçta şu anki başlık uygundur. Askeri müdahale dersek diğer tüm darbeydi şuydu buydu maddelerimizi aynı başlığa getirmemiz gerekir bu da çok saçma olur zira üçüncü parti, tarafsız ve bağımsız ansiklopedilerde bile konu darbe başlığı içinde ele alınıyor. Askeri müdahale daha ziyade tanımlarken kullanılıyor veya darbe anlamını da kapsayan bir şekilde. Darbe de zaten daha yaygın lafız olduğu için tercih edilir (birden çok tercihin mevcut olduğu durumlarda zaten yaygın olan tercih edilir). Teşekkürler, iyi çalışmalar... - - noumenon ʘ mesaj 05:23, 15 Haziran 2008 (UTC)
Asıl VP:TBA açısından Darbe olmalı, noumenon'un dediği gibi kaynaklarda da bu şekilde geçiyor. İhtilal ise cidden çok hassas. Ben bazı kesimlerce dedim. Çünkü gerçekten bazı kesimlerce, özellikle DP iktidarını dikatatör olarak görenlerce ihtilal deniliyor hatta devrim deniliyor.. Aslında tekrar isim tartışması açılsında istemiyorum..--Boyalikus 05:29, 15 Haziran 2008 (UTC)
Evet. İşte bazı kesimin örneği: Doğan Avcıoğlu, Mümtaz Soysal, İlhan Selçuk, Fethi Naci ve arkadaşları:) Ekleyelim mi? Takabeg ileti 05:34, 15 Haziran 2008 (UTC)
- VP:TBA açısından teröriste terörist diyemiyoruz, dikatöre diktatör diyemiyoruz ama buna darbe diyebiliyoruz öyle mi? Diğer denilemeyen sözcüklerde third party ve fourth party kaynaklarca kullanılabilirken... VP:TBA anlayışınızı lütfen gözden geçirin artık, tek bir rahatsız olan kullanıcı varsa dikkate almak durumundadır vikipedi cemaati. Benim kendi adıma rahatsızlığım yok -ben içeriğe bakarım her zaman- yalnızca yukarıda bu konuda değişik kişilerce çok tartışma olmuş ve bu tartışmaları önemsemek gerekli tarafsız kılmak adına. Hatırla Sevgili dizisi bakışı gibi olmasın. :))) Önemli bir ayrıntıdır vikipediyi değerli kılanda bu özeniydi bu sabaha karşıya kadar bende meğer her gece burada uykuda olan kullanıcılara usturuplu küfür de edilirmiş... Teşekkür ederim.--Yamşı 06:05, 15 Haziran 2008 (UTC)
Ama neden öyle Hatırla Sevgili dizisi diyorsunuz ? Biz Darbe sonrası bölüme birşeyler ekledik yani kişisel tartışmaya girmek istemem şurada ama bazı sosyalist düşünceye sahip insanlar oh ne güzel darbe oldu DP gitti diye düşünebilirler... Yukardaki kullanıcının itirazını göz önüne alıp siyasi düşüncelerimizle hareket edeceksek, bende sosyalist zihniyete ucundan kıyısından bulaşmış biri olarak Darbenin nedeni değil sonuçları önemli derim, darbeler hiçbir şekilde savunulamaz ve ihtilal denilemez derim.. Darbe kavramının genel geçer bir kavram olduğunu ve ihtilal veya askeri müdahale tabirinin Türkiye'de bunu yumuşatmak isteyenlerin ve DP hükümetini beğenmeyenlerin tanımı olduğunu biliyoruz. Daha da şahlandırıp Harekat ve Devrim diyenlerde var. Ama bizim için önemli olan askerin hükümet gibi davranmasıdır bunun adıda darbedir, Çin'de de, Fransa'da da işaret diliyle anlatsanız dahi darbedir. iyi çalışmalar..--Boyalikus 06:22, 15 Haziran 2008 (UTC)
- Öncelikle "bu bir darbedir" diyerek geçmeyi doğru bulmuyorum. Pozitif bilimlerde "Newton'ın kafasına ağaçtan elma düşmesinin nedeni kütleçekimidir." gibi kesin cümleler kurabiliriz; ama bu konu sosyal bilimlerin ilgi alanına giren bir konudur. Burada süreci sadece şeklen değil, sonuçları itibariyle de değerlendiren yaklaşımlar bulunmaktadır.
"İhtilal" sadece bir kesimin nitelemesi diyen düşüncelere atılamdığımı ifade etmeden geçemeyeceğim. Geçen gün, girişe Noumenon ile eklediğimiz kaynaklara bakarsanız, bunu "La révolution militaire de 1960 en Turquie" kitabında ve pek çok farklı yerde "ihtilal" ya da "devrim" olarak nitelendirenlerden birinin, Adalet Partili Ali Fuad Başgil olduğunu görürsünüz.
Benim belirtmek istediğim nokta şu: "Darbe" nitelemesi uluslararası kaynaklarda tek kullanım değil. Zaten Türkçe yayınlarda "ihtilal" sözcüğü tercih edilmekte. O hâlde yabancı dildeki kaynaklara baktığımızda "ihtilal" ve "askerî müdahale" sözcüklerinin de yaygın kullanıldığını görüyoruz. Burada ki görüş ayrılıkları arasında yapacağımız seçim, Vikipedi'yi taraflı hâle getirir.
Benim buradaki düşüncem, olayı ve süreci (elimizden geldiğince) olduğu gibi yansıtıp; yorumu ve "ihtilal" ya da "darbe" olup olmadığına okuyucunun karar vermesidir. Nasıl ki Vikipedi'de güzel bir betimleyici madde adı olan 1915-1918 Osmanlı'da Ermeni olayları maddesi var; bu maddenin adı da makul bir ad olmalıdır. Bu hâlinin VP:TBA'ya uymadığını düşünüyorum. İyi çalışmalar... --DsMuratileti 08:57, 15 Haziran 2008 (UTC)
- Öncelikle "bu bir darbedir" diyerek geçmeyi doğru bulmuyorum. Pozitif bilimlerde "Newton'ın kafasına ağaçtan elma düşmesinin nedeni kütleçekimidir." gibi kesin cümleler kurabiliriz; ama bu konu sosyal bilimlerin ilgi alanına giren bir konudur. Burada süreci sadece şeklen değil, sonuçları itibariyle de değerlendiren yaklaşımlar bulunmaktadır.
- Darbe sözcüğünün taraflı algılanması olasıdır; fakat bu sözcüğü taraflı kılmaz. Darbe sözcüğü ile terörist sözcüğü eşit değildir. Darbe sözcüğü yerine ihtilal sözcüğünü tercih edenlerin çoğunluğu bu davranışın bir darbe olmadığından değil, ihtilal sözcüğüyla ilişkilendirdikleri çeşitli sonuçlara sebep olduğundan ve benzeri çeşitli olguları barındırıklarını düşündüklerinden genelde tercih ediyorlar. Darbe ile terörist lafzını aynı kefeye koymak mümkün değildir. Şunun altını çizmek isterim: ben de birçok tez kullandım kaynakçada siz de, bununla birlikte tezleri bir kenara bırakırsak, üçüncü parti, tarafsız ve bağımsız ansiklopedilerde tercih edilen darbe idi. Biz zaten temel referans olarak önceliği her daim bağımsız ansiklopedilere veririz. Bu ansiklopedilerde darbe negatif bir anlamla kullanılmamış. Biz de burada bu anlamla kullanmıyoruz. Eylem bir darbe eylemi; bunu çeşitli sonuçları sebebiyle bir ihtilal olarak değerlendirmek başkadır darbe lafzını bir hakaret olarak görmek başkadır. Darbe lafzı niçin hakaret gibi algılanıyor cidden anlamış değilim; bu tip askeri müdahalelere dünyanın her yerinde darbe deniyor - bir bilim adamı, bir düşünür, bir yazar bunu alır devrim de yapar, ihtilal de yapar hatta kurtuluş eylemi de yapar işin bu kısmı kişilere kalır. Fakat eylem darbe eylemidir. Cidden bu konuyu çok fazla tartışmamızın uygunsuz olduğunu düşünüyorum. Tekrarlıyorum birileri darbe sözcüğünü taraflı buluyor demek darbe sözcüğünü taraflı kılmaz - darbe sözcüğü tarafsızdır ve Britannica başta olmak üzere dünyaca ünlü birçok ansiklopedide bu olay ve benzeri onlarca olay darbe sözcüğü ile tanımlanır zira siyasal bilimler literatüründe askerimizin yaptığı bu tip müdahalelere darbe deniyor - darbe ile kasıt habis bir şey değil... ama buna ihtilal diyenler de varsa elbette madde içinde bunu, onların ortaya koyduğu gerekçelerle vereceğiz. Bu noktada özellikle de Fuad Başgil'inki gibi birincil kaynakların ikincil öneme sahip olduğunun da altını çizmek isterim. İsimlendirmemizi taraflardan birinin veya ikincil kaynakların lafızlarını kullanarak zaten yapmıyoruz kural olarak. Ek bir nokta da bir kez daha duyduğum şu meşum Ermeni olayları maddesi adlandırması. O maddenin adlandırması ile buradaki arasında dağlar kadar fark vardır. Soykırım her şeyden önce bir hukukî terimdir, çeşitli öncüller barındırır. O olayları barındıran genel bir maddemiz bu adlı olabilir ama benim de 3 yıl önce dediğim gibi soykırım iddiası varsa iddiaya konu olan şey bir soykırım olduğu için uygun isim Ermeni soykırımı veya Ermeni katliamıdır. Bunun içinde de her iki tarafın iddialarına değinilir. Benim bu fikirlerim o zaman kabul edilmedi ben de ses çıkarmadım zira darbe sözcüğünden farklı olarak soykırım sözcüğü siyasal ve hukukî çeşitli öncüllere sahip ve bunlar çok ama çok göreceli. Oysa darbe sözcüğünde bu tip bir görecelilik mevcut değil; bu bir askerî müdahale midir? Evet askerî bir müdahaledir. Asker, hükûmeti askıya alıp yönetime el koymuş mudur? Evet böyle yapmıştır. Biz buna Türkçede darbe deriz, İngilizcede military coup deriz, Fransızcada coup d'état... ben kişisel olarak bu terimlere kötü bir his duyuyor olabilirim, onlara aslında içermedikleri anlamlar yükleyebilirim bu sebeple kendim bir başka terimi tercih edebilirim ama bu olan eylemin ne eylemi olduğunu değiştirir mi? Hayır. İhtilal lafını kullanmak bir analiz sonrasıdır. Darbe ise olan eylemdir. Pekalâ şu cümleyi kurabilirim: "bu darbe bir ihtilaldi". Bu cümle kendi içinde çelişmez. Darbe ile ihtilal birbiriyle çatışan kavramlar değildirler zaten - bir ihtilali bir darbe ile gerçekleştirirsiniz çoğu kez. Bunu Türkiye'de abartan yazarlar olduğunu biliyorum ama birilerinin abartması bizim de abartacağımız anlamına gelmez. Ayrıca yaygın isim olayını da belirtmiştim tekrar belirtmeye sebep görmüyorum. Teşekkürler, iyi çalışmalar... - - noumenon ʘ mesaj 17:46, 15 Haziran 2008 (UTC)
- Dsmurat'ın yazdığı giriş kısmını maddeye uygulayalım mı, bu konu başlığı da kısmen kapanmış olsun arkadaşlar. --Yamşı 18:26, 15 Haziran 2008 (UTC)
- Şahsen yukarıda uygun bulduğumu zaten belirtmiştim. Bir-iki ufak değişiklik belki şu anki sürümden buna aktarılabilir (örneğin akademik kaynaklarda sıklıkla zikredildiği gibi ilk darbe-askeri müdahale olduğu vs.) - ama sorun olacağını sanmıyorum genel olarak. Madde içerisindeki genel iyileştirmelere yukarıdaki metinle de devam edebiliriz ^_^ Ama açıkçası şu anki de bana göre pek sorunlu değil ve tarafsız. Yine de dediğim gibi herkes onaylarsa karşı çıkmam - iyileştirmelere bu metinle de devam etmemiz mümkün... Teşekkürler, iyi çalışmalar... - - noumenon ʘ mesaj 19:18, 15 Haziran 2008 (UTC)
O zaman ben Dsmurat'a ileti bırakıyorum nezaketen kendisi ekler ve gerekli önerdiğiniz düzeltileri yaparsa daha uygun olacaktır.--Yamşı 19:21, 15 Haziran 2008 (UTC)
- Sosyal bilimleri bilimden saymıyor musunuz? Sosyal bilimlerde askerin hükümet gibi davranması = Darbedir , fen bilimlerinde elmanın yere düşmesi= yer çekimi.. Arkadaşlar zorlama ifadeler seçmemek lazım.. Müdahale diyorsunuz burada kaç kişi bunun genel bir kavram olduğunu söyledi.. Müdahale derseniz olmaz, yanlış bir tanım olur... Yani en:viki, fr:viki TBA'yı bilmiyor mu ? Dünyanın heryerinde bu tür bir uygulamaya darbe denir. Neden müdahale ya da ihtilal diye yumuşatalım? 12 Eylül müdahale midir? Noumenon demişti, bütün madde adlarını değiştirmek lazım diye.. bazı kesimlerce müdahale veya ihtilal denir denilmelidir. Israrla belirtiyorum kişilerin ne dediği bizim için önemli değil. Bizim için TANIM önemli.. Ali Fuat Başgil öyle demiş bilmemkim böyle demiş meselesi değil.. Yani kalkıp birkaç kişi bu yerin çekimi değildir havanın itimidir öyle daha tarafsız olacak derse yerçekimini değiştirecek miyiz? Böyle mi sağlanıyor TBA yoksa tanım ve olay karşılaştırmasına göre uygun olan mı seçiliyor --Boyalikus 00:05, 16 Haziran 2008 (UTC)
- 27 Mayıs Darbesi tarafsız bir terimdir. Mesela 27 Mayıs'a olumlu yaklaşanlardan (12 Eylül'e nazaran desem daha doğru olur) Sina Akşin de kitabında bölümün alt başlığı olarak "27 Mayıs Darbesi" terimini kullanıyor.[4] Aynı kitapta "27 Mayıs hareketi, darbedir, ama aynı zamanda devrimdir. Türkiye'de Atatürk ve İnönü'nün kurmuş oldukları demokrasi temellerini genişletip pekiştirmiştir." diyor.[5] Yani "Darbe" terimi tarafsızdır. Ancak "Devrim" ve "İhtilâl" ekstra kategorisine giriyor. Olumlu düşünenler için darbedir. Olumsuz düşünenler için de darbedir. Daha önce bahsettiğim gibi bu olay teknik olarak darbedir. Teşekkür ederim. Takabeg ileti 02:23, 16 Haziran 2008 (UTC)
- Darbeyi meşru bulsun yada bulmasın birçok yazar-akademisyen bu terimlerin hepsini rastgele ve maksatsız biçimde kullanıyor(Mesela Taner Kışlalı, Kemal Gözler, Z. Odyakmaz). Yani uzmanlar genelde darbeye yaklaşımlarını bu kelimeler arasında seçim yapmak suretiyle belli etmiyorlar. Bu durumda en çok kullanılanını tercih etmek en doğrusu gözüküyor. Yukarıdaki öneriye "darbe" kullanımını ekleyip yayınlayabiliriz.--Xyzblood 12:40, 16 Haziran 2008 (UTC)
"Darbe" demek bir tarafın görüşüdür
[kaynağı değiştir]- Merhaba arkadaşlar.Şayet 27 Mayıs İhtilali ile ilgili bir ödev hazırlamasaydım belki bu sayfayı hiç görmeyecektim.Görür görmez siteye katılarak görüşleerimi belirtmek istedim.Yukarıda görülüyor ki özellikle madde başlığı konusunda çok sert tartışmalar yaşanmış.Ancak bu tartışmalardan sonra bir uzlaşı yoluna değil bir dayatma yoluna gidilmiş.Bana göre 27 Mayıs 1960 ihtilali,29 Ekim 1923 Cumhuriyet'in İlanını tamamlamış olan bir devrimdir.Bu görüşü paylaşan bir kitle var.Ancak bu kitleye[1],[2],[3],[4],[5] hiç saygı duyulmamış gördüğüm kadarıyla çünkü tarafsızlık ilkesi açık açık ihlal edilmek suretiyle bu kitlenin görüşleri hiçe sayılarak 27 Mayıs bir darbe olarak nitelendirilivermiş.Yukarıda ihtilalciler askeri müdahale yazılmasını istiyorlar.Buna itiraz edilmesini anlayamadım?? Askeri müdahale çok genel deniyor,CHP'yi kayırdığı,27 Mayıs'ı meşrulaştırdığı söyleniyor...Bunlar tamamen asılsız ve saçma ithamlardır.Birincisi askeri müdahale genel bir kavram değildir ve olamaz.Bu başlık olayı tamamen tarafsızca özetliyor.Asker siyasete müdahale etmiş ve duruma hakim olmuş anlamı veriyor.Bunun neresi, genel?? Merak etmeyiniz kimseler bu başlıktan Irak'a yapılan operasyonlar gibi bir anlam çıkarmaz.İkincisi CHP'nin kayırıldığı meselesi.Belki ihtilal ya da devrim dense idi haklı olmanız muhtemeldi ancak askeri müdahale tamlaması ile CHP'nin nasıl ve ne şekilde kollandığını anlayamıyorum?? Halbuki darbe denilerek Demokrat Parti pek ala kollanıyor ve mağdur imajı öne çıkarılıyor.Niçin mi?? Darbe kelimesi herkese arkasına mağdur kelimesi eklenerek oluşturulan bir tamlamayı darbe mağduru tamlamasını hatırlaatıyor da ondan. Oysa askeri müdahale tamlaması kimseye böyle bir kavram hatırlatmayacağı gibi CHP'yi de kayırmaz.Üçüncü mesele meşruiyet meselesi. Arkadaşlar rica ederim düşününüz. Bu sözü söylemek 1961 Anayasa'sını ve sonradan gelen kurumları da zan altında bırakır. İhtilal Beyannameleri alt başlığında Tahkikat Komisyonu görüşmelerinde CHP Genel Başkanı İsmet İnönü'nün çok bilinen tarihi konuşmasından (18 Nisan 1960) parçalara yer verilmiş.Ancak ihtilali Paşa'nın hazırladığı yolundaki ithamları haklı çıkaracak şekilde yer verilmiş.Aynı kaynaktan konuşmadan başka bölümleri de yazıyorum (sayfa 298-300) :"Ne isteniyor..? Meclis Tahkikat Encümeni nâmı altında bir baskı idaresi kurmak istiyorlar. Bu baskı idaresi Anayasaya,İnsan Haklarına karşı teşebbüs edilen gayrımeşru bir DARBEdir....Baskı idaresine millet bütün namuslu teşkilatı ile mukavemet edecektir....Biz baskı idaresinden gelmiş bir nesiliz. Meşrutiyet ihtilalinden geldik Cumhuriyet ihtilaline yöneldik. En sonu cumhuriyet ihtilalinden demokratik rejime geçinceye kadar çok gayret sarfettik çok zahmet çektik. Çok güç bir devridi bu...Şimdi biz tekrar ihtilal usulünü takip edecek ve ihtilal yoluyla iktidara geleceğiz,ne olacak?...En büyük derece ile azami derecede muvaffak olsak 1938'de,1940'ta,1945'te vardığımız vaziyete varacağız...Bizim böyle bir harekete tevessül etmemizde mânâ yoktur,mantık yoktur...Şimdi arkadaşlar,şartlar tamam olduğu zaman milletler için ihtilal meşru bir haktır. FAKAT İHTİLAL ASLINDA BİR MİLLET HAYATININ ASLA ARZU ETMEYECEĞİ ÇETİN VE TEHLİKELİ BİR AMELİYATTIR." ...Ya Paşa'nın sözleri objektif bir biçimde yazılsın başlığa ya da hiç yazılmasın.Ayrıca başlıktan gazetelerin çıkartılarak sadece Adnan Menderes'in idamı ile ilgili gazetenin bırakılması,başlığın hemen başına Adnan Menderes'in resminin konulması da darbe sıfatını başlığa layık görenlerin,diğer arkadaşların karşı çıkışına niçin bu kadar direndiklerini göstermesi açısından üzücü ve bir o kadar da düşündürücüdür. açıkçası başından sonuna kadar fayudasız ve taraflı bir madde ile karşı karşıya olunduğunu üzülürek herkese belirtmek istiyorum. Umarım gerekenler yapılır ve tarihimizin en önemli bir parçası olan 27 Mayıs askeri müdahalesi ya da bazılarına göre darbesi veyahut ihtilali ile ilgili bu madde objektif bir duruma gelir. Herkese saygılar,çalışmalarında başarılar. İnönü 14:53, 16 Haziran 2008 (UTC)
- Madde adı hususundaki anlayamadığınız ve doğru bulmadığınız bazı noktalara üstteki yazılarda cevap bulabileceğinizi düşünüyorum. Bunun yanında şu an ki madde adının veya sizin önerdiklerinizin çağrışımlar yapabilmesi için yeterli kuvvette bir illiyet bağı göremiyorum. Elbette insanların dünya görüşlerine göre bu bağ güçlenebilir ancak taktir edersiniz ki bu da bizi ilgilendirmez. Yazınızdan anladığım kadarıyla İnönü'nün yaptığı konuşma ve bunun ardından gelişen olaylara ilişkin yazıya itirazınız olmuş. Bildiğim kadarıyla İnönü, Bu tedbire teşebbüs eden baskı tertipçileri zannediyorlar ki: Türk Milletinin Kore Milleti kadar haysiyeti yoktur şeklindeki kullanımı nedeniyle ceza aldı. Kore benzetmesinin sebebi şuydu: Kore diktatörü Rhee, öğrenci ve halk ayaklanması sonucunda, 21 Nisan 1960'ta istifa etmek zorunda kalmıştı1. Bu da hem tahrik hem de Türk halkının haysiyetine hakaret olarak değerlendirildi.--Xyzblood 16:07, 16 Haziran 2008 (UTC)
- Üstteki yazılarda yalnızca dayatma var. Hatta bazıları 27 Mayıs'ı darbe olarak niteleyen gazete yazarlarının yazılarını kaynak göstermiş. Buna dayanarak darbe dememiz gerekir diyorlar. Benim yazdığım ilk yazıda da 27 Mayıs'ı darbe olarak nitelendirmeyenlerin yazıları gösterilmiştir. Şimdi ne yapacağız?? Bir grup yazarlara dayanarak 27 Mayıs darbedir diyor ve bunu madde başlığına geçiriyor.Diğer bir grup ise aynı yoldan giderek yine başka yazarlara dayanarak darbe değildir savını öne sürüyor ama bu düşünce yok sayılıyor.Mesela bundan önceki üstteki yazımda ben de 27 Mayıs'ı darbe olarak görmeyenlerin yazılarına yer verdim. Madem öyle benim savunduğum görüş de dikkate alınsın. Ben de yazarlara dayandırıyorum fikrimi. Bu nasıl bir tarafsızlıktır? İnönü'nün konuşması ve cezası hakkında yanlışınız var. İnönü 12 oturum TBMM'den çıkarılma zezasını 18 Nisan 1960'ta yaptığı konuşma nedeniyle almamıştır. Aynı kaynaktan aktarıyorum.TBMM tutanağıdır.Konuşmanın tarihi 27 Nisan 1960 konusu yine Tahkikat Komisyonu (Sayfa 302-306) : "Sözün kısası arkadaşlar bu tedbirlerle anayasaya bir DARBE vurulmaktadır. Anayasa dışı,gayrımeşru bir baskı idaresi kurulmaktadır.Bizden başka dünyanın herhangi bir memleketinde okuma yazması olan bir adama 'Türkiyede Demokrat iktidar rakibi hakkında ithamname ile böyle bir tahkikat açtı,ne dersiniz?',deyiniz alacağınız cevaba razıyım. Alacağınız cevap yalnız sizin için değil endişe ederim ki memleketimiz için hicap verici olacaktır" .Bu sözlerin ardından Demokrat Parti Denizli milletvekili Baha Akşit ,Paşa'nın sözünü keserek "Büyük Millet Meclisinin kararı hicap verici olur mu" diye soruyor.Daha sonra Mecliste şiddetli gürültüler. Paşa'nın bazı sözlerinin zabıttan çıkarılması teklif ve ardından kabul ediliyor. Bir ara veriliyor. Aranın ardından başkan İnönü'nün konuşmasının incelendiğini ve içtüzüğe göre kendisinin 12 oturum Meclisten çıkarılması gerektiğini oya koyuyor.Kabul ediliyor.Yani İnönü'ye bu ceza Ben de sizi kurtaramam dediği 18 Nisan 1960 konuşmasından sonra değil 27 Nisan 1960 günkü konuşmasından sonra veriliyor. Bu konuşmada Kore kelimesi telaffuz bile edilmiyor. Mesele bu değil. Mesele İhtilal Beyannameleri denilerek sanki 27 Mayıs'ta Cumhuriyet Halk Partisi'nin ve İsmet İnönü'nün parmağı varmış gibi gösteriliyor. Bakınız 18 Nisan 1960 konuşmasında CHP Genel Başkanı İsmet İnönü ne diyor: " ...Eğer insan hakları yürütülmez,vatandaş hakları zorlanırsa,baskı rejimi kurulursa ihtilal behemahal olur. Biz böyle bir ihtilal içinde bulunmayız,bulunamayız. Böyle bir ihtilal dışımızda,bizimle münasebeti olmayanlar tarafından yapılacaktır. " Yine söylüyorum. 1)Madde başlığından içeriğine kadar taraflıdır. 2) Madde yararlanmak isteyenlere faydalı olmamaktadır. 3)Gazete manşetlerinden yalnız idamlarla ilgili olan kalmış,kalanlar her nedense çıkarılmıştır. 4) Adnan Menderes'in mağduriyeti ön plana çıkarılmış ve maddenin hemen başına resmi konmuştur. Kısacası bu madde 27 Mayıs'ı kendi tarafından görenler tarafından baskı ve zorlama ile yalnız fikirdaşlarla müzakere edilerek topluma dayatılmıştır. Karşıt görüşler önemsenmemiştir. İnönü 10:19, 17 Haziran 2008 (UTC)
- Günlerdir burada söylüyorum ancak burası boğazına kadar taraflılığa batmıştır. Vikipedi iflas etmiştir. Ne kadar yazık ki insanlara faydalı olması gereken bu site bir tarafın eline geçmiştir. Diğer düşünce sahiplerine yaşama hakkı verilmiyor. İşte madem ki darbe sözcüğünü gazete yazarlarında dayandırıyorsunuz. O zaman buyrun yukarıdaki arkadaş da darbe değildir diyen yazarlara yer vermiş. Bu mantıkla nereye gideceksiniz. Gelin şu başlığı 27 Mayıs askeri müdahalesi olarak değiştirin kıyamet filan kopmaz. Ayrıca maddenin hemen başında ihtilali haber veren Hürriyet Gazetesi resmi yok edilmiş. Yerinde Adnan Mendres'in resmi var. Bunun anlamı nedir? Gazetelerden sadece idamla ilgili olan kalmış. Ne yapmak nereye gitmek istiyorsunuz. Başından beri darbe keilmesiyle Demokratlar mağdur gisteriliyor bunu yaparsanız taraf olursunuz diyordum. işte buyrun. Gazeteler kalktı. Yerine başmağdur (!) (Sabık) Adnan Menderes'in resmi konuldu! Bir tek gazete kaldı o da (Sabık) Menderes'in idamını haber veren kolaj çalışma resmi. Ne yaptığınızın farkında mısınız? Sizin gibi düşünmeyen herkese saygısızlık etmekte şiddetle direniyorsunuz. Madde alt başlıklara bölüne bölüne kuşa dönmüş. Müdahale gayrımeşrudur diyenler bile var. Bu müdahale gayrımeşru ise Tahkikat Komisyonu kurup İnönü ve CHP'yi TBMM'den atan Demokrat diktası bir milyon kat daha gayrımeşruydu! Müdahaleye gayrımeşru diyenler 1961 anayasasına da,ardından gelen kurumlara da gayrımeşru demiş oluyorlar. Bu yolda kimseye tıpkı ülkeyi 27 Mayıs'a götüren Demokrat Parti diktasi gibi inatla,kimseye saygı duymadan,kimseye aldırış etmeden,başkalarını fikirlerini hiçe sayarak yola devam edin. Halkçı 10:33, 17 Haziran 2008 (UTC)
- NOT:Madde ismi üzerinde uzlaşılamamışsa,isteyen kullanıcı maddeye taraflı şablonu koyabilir.Vikipedi kimsenin tekelinde değildir.Saygılar.--Yurekli74 10:41, 17 Haziran 2008 (UTC)
- Şablon koyuyorum birileri gelip kaldırıyor.Sanırım yanılıyorsunuz.Vikipedi birilerinin tekelinde. Halkçı 14:26, 17 Haziran 2008 (UTC)
Kaynakça
[kaynağı değiştir]- ^ Hürriyet 28 Şubat ve 27 Mayıs farkı, 27 Nisan 2003 URL erişim tarihi:14 Haziran 2008
- ^ 27 Mayıs Neden İhtilal Değildir Sırrı Yüksel Cebeci Tercüman URL erişim tarihi:14 Haziran 2008
- ^ Prof. Dr. Osman Özsoy Haber7.com URL erişim tarihi:14 Haziran 2008
- ^ Sina Akşin, Ana Çizgileriyle Türkiyenin Yakın Tarihi, İmaj Yayıncılık, Ankara, 1996, p.228.
- ^ Ibid, p.233.
Kaynaksız alıntı?
[kaynağı değiştir]- Merhabalar,
- Alıntılarda birebir kaynak gösterimi şart... bu sebeple şu ifadenin kaynağını bulup ekleyebilirsek harika olur:
- "Bu olaya şahit olan Ali Fuat Başgil o an, gördüklerini şu şekilde değerlendirir: ..."
Sonuç: Kaynağı verildi..--Boyalikus 08:32, 15 Haziran 2008 (UTC)
Gazete resimlerinin çıkarılması
[kaynağı değiştir]- Merhabalar,
- Gazete resimleri 3 taneydi, iki tanesini çıkardım. Adil kullanım politikasına ve yasal gerekliliklere göre adil kullanım kapsamındaki görüntü adedi asgari tutulmalıdır. Ben manşetleri çıkarıp Adnan Menderes'in asılmasıyla ilgili olanı bıraktım zira en betimleyici olan bu olduğu gibi darbenin en büyük sonuçlarından birini görselleştirmekte. Cumhuriyet gazetesi başlığı taraflı olduğu için onu doğrudan bırakmak istemedim (bu tip resimlere tarafsız ve tarafları açıklayan bir alt yazı yazmadan yer vermemiz zaten aslında doğru değil). Hürriyet'in sayfası ile de Adnan Menderes'in ölüm haberi arasında hangisinin daha ansiklopedik içerik içerdiği ve madde açısından daha betimleyici olduğunu seçmek pek zor olmadı...
- Gazete sayfası değil de başka tür resimler bulamaz mıyız o dönemden? Çok fazla adil kullanım kapsamındaki resimleri kullanmamız mümkün değil... Teşekkürler, iyi çalışmalar... - - noumenon ʘ mesaj 05:35, 15 Haziran 2008 (UTC)
Bence gazete resimleri kalmalıydı, cumhuriyet gazetesini bilerek yükledim çünkü o dönemin politikalarında belirleyici bir rolü vardı.. O döneme ait resim bulabileceğimizi sanmıyorum. Milliyet arşivinde yassıada duruşmalarına ait resimler var ama alamayız onları, zaten internettede yoktur.. --Boyalikus 05:43, 15 Haziran 2008 (UTC)
1 tanesini buldum. [6] telif nedir bilmiyorum tabi ki..--Boyalikus 05:45, 15 Haziran 2008 (UTC)
- Merhabalar,
- Milliyet ile temasa geçip rica etsek birini en azından özgür lisansa bağışlayıp bize vermezler mi? Bunu OTRS'den resmî e-postamıza bakan arkadaşlara ileteyim bir e-posta atsınlar dönemin gazetelerine; belki olur diyen çıkar. Cumhuriyet gazetesi sayfası bence de önemli ama tek bir tane koyacaksak onun yer alması tarafsızlık adına doğru olmuyor - kastım oydu. Tek bir tanesinin olması da şart ki adil kullanım asgari düzeyde olsun. Teşekkürler, iyi çalışmalar... - - noumenon ʘ mesaj 05:49, 15 Haziran 2008 (UTC)
[7] [8] bunlar nasıl? Takabeg ileti 05:51, 15 Haziran 2008 (UTC)
Basın Yayın Enformasyondan umutluyum ben aslında hem ordaki resimler çok iyi, 2 tanesini verseler bari :) --Boyalikus 05:57, 15 Haziran 2008 (UTC)
- Telif hakkı ibaresi yoksa (ne olumlu ne olumsuz anlamda yani yoksa) telif hakkı saklı gibi alıyoruz. Ama kendileriyle irtibata geçip isteyebiliriz? Bence devlet sitesi olan özellikle verebilir acıyıp? Sonuçta onların tarihi hakkında ansiklopedi maddesi oluşturmak için çırpınıyoruz değil mi ^_^ Biraz yalvaralım bu sitelere derim ben... Teşekkürler, iyi çalışmalar... - - noumenon ʘ mesaj 06:03, 15 Haziran 2008 (UTC)
hımm buradan izin alacakmışız anlaşılan o ki..--Boyalikus 06:07, 15 Haziran 2008 (UTC)
Türkiye foto muhabirleri derneğine bize acıyın diye bir mesaj gönderdim bakalım ne olacak.. --Boyalikus 06:22, 15 Haziran 2008 (UTC)
- Metinden çıkarılan iki gazete ön sayfa görüntüsünde telif sorunu falan yoksa tekrar kullanılmalıdır. Adnan Menderes'in asılması 27 Mayıs'ın sonuçlarından bir tanesidir. Yalnızca bu gazete haber resmi ile geçiştirmek bile tekillenen bir taraflılık durumuna maddeyi düşürür. Diğer iki gazete ise 28 Mayıs tarihine ait başlıkları bizlere sunarak sürecin nasıl başladığına tanıklık etmektedirler. Cumhuriyet ve Hürriyet gibi bence varsa daha başka gazete ön sayfaları da metine eklenmelidir. Yukarıdan aşağıya doğru tüm tartışmaları okuyan yabancı birisi bile şunu görecektir: 1- 27 Mayıs kötüdür diyenler, 2- DP Masumdur diyenler, 3-Her durumda asker kötüdür diyenler, 4- 27 Mayıs süreci doğrudur ve gerekli diyenler, 5- Birde benim gibi kimin ne dediğini ikinci plana atıp maddenin olgu nesnelliği ile örtüştürülmesini isteyenler. İşte maddeye eklenen ve çıkarılan resimler bile bu saydığım ölçütlere göre seçilmiş duruma getirilmiş. Oysa en az 3 gazete sayfa resmi ile maddeye nesnel bir bakış vurgusu görsel olarak da verilip somutlanmıştı. Arkadaşlar duygularınızı içinize gömün artık 27 mayıs olmuş bitmiş siz A desenizde B desenizde atı alanlar Üsküdar'ı geçmiş gitmiş bu nedenle olabildiğince duygularınızdan arınıp nesnel olunmasında yarar vardır. Yoksa Hatırla Sevgili dizi senaryosu yazmıyoruz burada, ansiklopedi maddesi oluşturuluyor bu nedenle rating kaygımız olmamalı. Teşekkür ederim.--Yamşı 12:42, 15 Haziran 2008 (UTC)
- Hamiş: Maddenin son halinde gördüğüm bir kaç yere fact ekleyeceğim sonradan onları araştırp bulmak sorun olabilir şimdiden aradan çıkarılması için konmuş kabul edin başka nedene yormayın.--Yamşı 12:42, 15 Haziran 2008 (UTC)
- Gerekli olabilecek yerlere fact ekledim. Kaynak konusu ile ilgilenen tüm arkadaşların bunların bulunmasında ve kaynakçalandırılmasında yardım etmesini bekliyorum. Teşekkür ederim.--Yamşı 13:00, 15 Haziran 2008 (UTC)
Özet kutusuna her ne kadar 28 Mayısa ait gazeteler demişsem de aslında baskı tarihleri gazetelerin 27 Mayıs gününü aittir (erken baskı). Tarihi belge özellikleri açısından da madde ile direk ilgilidir. İmkan olsa da o günlerde yayınlanan ama günümüzde çıkmayan başka gazete birinci sayfa resimleri de olsa görsel olarak madde de kullanılabilecek çok geniş alan bulunmaktadır. Teşekkür ederim.--Yamşı 14:22, 15 Haziran 2008 (UTC)
- Gazetelerin resimler VP:AKP'ye uymamaktadır. Çıkarılan gazeteler başlıkları göstermek amaçlıdır. İllaki gazetelerden bahsedilmek isteniyosa Gazetenin başlığı{{{Kaynak göster}}} şeklinde olmalıdır. Resimlerin kullanılmasında bir zorunluluk yoktur, özgür lisansa uyacak şekilde anlatılabilir. Sonuçta resmini koyduğunuz şeyde bir yazıdır. Yani yazının resmini koymak yerine yazıyı yazınız. İkinci olarak gazete başlıklarını gösteren resimlerde VP:AKP ile VP:TBA arasındaki ince çizgi ortaya çıkar. Şöyle ki: Her gazetenin başlığını resim olarak koymanız VP:AKP için uygunsuzdur. Sadece iki tanesini koyup diğerlerini koymamak ise VP:TBA'ya uygunsuzdur. "Neden sadece Hürriye ve Cumhuriyet'in resimleri var?" "Diğerlerinin niye yok?" gibi değerli soruları ortaya çıkarır. Yani hem VP:AKP hemde VP:AKP ile VP:TBA arasındaki bağlantılar sebebiyle bu resimler kullanılamaz. Çözüm yoluda yukarıda dediğim gibi metinlerin resimleri koymak değil metinleri yazıp o gazetenin o günkü sayısını gösteren o resmi kaynak olarak göstermektir.--Machiavelli' msj 14:25, 15 Haziran 2008 (UTC)
- Madde zaten en başta ismi nedeniyle VP:TBA'lık... Diğer yandan resim konusunda öne sürdüğünüz VP:AKP nedeniyle tüm gazete resimlerinin çıkması gerekmektedir. Bu yönerge dayanaklı uyarınız sonrası metinde bulunan her üç gazeteyi de çıkarıyorum ve sizden de bu gazete resimlerini Vikipediden silmenizi bekliyorum. Dedikleriniz doğru ise bu resimlerin zaten vikipedi üzerinde yüklü olmaması gerçeği ile karşı karşıyayız demektir! Bu nedenle bu resimlere yukarıda yazdığınız yönerge bazlı iddialarınız üzerine hemen şimdi sil koyacağım. Bu özen ve dikkatinizi her durumda göstermenizi umarak teşekkür ederim.--Yamşı 14:32, 15 Haziran 2008 (UTC)
- Resimlerin VP:TBA 'lık olması şayet üzerinde yazdıklarından dolayıysa,bu Vikipedi'yi bağlamaz.O gazeteleri Vikipedi basmadı.Üzerinde farklı yazılar bulunan gazetelerinde bulunamaz ya da sonradan eklenemez gibi bir kuralımızda yok.Yok eğer VP:AKP ye giriyorsa her 3 resimde silinmeli.O kalsın bu gitsin.Burada ihtilal övülüyor.İdamlar daha çarpıcı gibi mazeretler asıl VP:TBA'yı ihlal ediyor.--Yurekli74 14:42, 15 Haziran 2008 (UTC)
Sonuç: Gazete resimleri konusu VP:AKP nedeniyle telif ihlali veya belirsiz kaynak nedeniyle silindiği için bu tartışma kapanmıştır. Herkese teşekkür ederim.--Yamşı 15:28, 15 Haziran 2008 (UTC)
Dipnotlarda/kaynakçada yer alan Radikal bir hata
[kaynağı değiştir]Radikal Gazetesinin duygu yüklü bir haber yorum yazısında 105 sayılı Mecburi İskan Kanunu'ndan söz etmektedir. Konu ilgimi çekti internet üzerinde uzun bir araştırma yaptım. Haber yorumda ve madde de geçen konu için bu yeni o tarihte çıkmış bir kanun değil ve 105 diye bir numarası da resmi kayıtlarda gözükmüyor ilk nerede ve nasıl yazılmış ise diğer yerlerde onu klonlayarak aynı hatayı ve yanlışı tekrarlayıp durmuşlar. Eğer söz edilen konu bir mecburi iskan ise bu konuda çıkmış olan kanunun çıkış tarihi ve numarasını vereyim; 14 Haziran 1934 tarihli ve 2510 sayılı İskan Kanunu'dur. Araştırmamda bulduğum kanunların verildiği resmi sitede 105 sayısı ile anılan herhangi bir kanunda bulunmamaktadır. Bu bulgu internette dolaşan bu bilginin aslında bir şehir efsanesi olduğunu gösterir. İskan ile ilgili cumhuriyet döneminde çıkmış kanun ve kanun madde değişikliklerinin olduğu linki ekte veriyorum değerlendirmeniz açısından. Bir de Çerkezler ile ilgili bir sitede yer alan yazının dipnotlarını da inceledim orada İsmail Beşikçi'ye atfen yukarıda benim resmi kanunlar ile ilgili birimin sunduğu bilgi ile paralel bilgi yer almakta belki ilgilenirseniz onunda dipnotlarına bakınız. Sonuç o kaynakça madde amacına uygun değildir. Çıkarılmasında yarar vardır. Teşekkür ederim.--Yamşı 06:50, 15 Haziran 2008 (UTC)
Klonlandığını söylediğiniz tarih doğrudur fakat 7 Ekim 1960 olarak geçiyordu sanırım. Takabeg'in uyarısı ile düzeltilip 19 Ekim 1960 yaptım. 2 Yıl sonra İnönü'nün teklifiyle bu yasa kanundan kaldırıldı. Bunun için verdiğim linkte (şu anda 64 nolu dipnottur) 19 EKİM 1960 TARİHLİ VE 105 SAYILI KANUNUN KALDIRILMASI HAKKINDA KANUN yazmaktadır. iyi çalışmalar.--Boyalikus 07:01, 15 Haziran 2008 (UTC)
- İlgilendiğiniz için teşekkür ederim. Eninde sonunda Radikal'inki hatalıdır. Arada bir yaşanıyor. Yine sorunları bulduğunuzda yardımıcı olursanız sevineceğim. İyi çalışmalar. Takabeg ileti 07:07, 15 Haziran 2008 (UTC)
Sonuç: Düzeltilmiş teşekkür ederim.--Yamşı 19:18, 15 Haziran 2008 (UTC)
İç bağlar..
[kaynağı değiştir]İç bağlantıları taslak dahi olsa girelim derim.. Özellikle Nisan olayları ve 55'ler gibi alt başlıkları...--Boyalikus 11:44, 15 Haziran 2008 (UTC)
Fact Şablonu...
[kaynağı değiştir]Arkadaşlar öncelikle tartışma sayfalarında fact şablonu kullanmaktan kaçınmalıyız.. Madde içerisinde kullanılan şablonlu yerleri Takabeg yazmıştı, eminim kaynağı vardır. Bende inceleyeceğim, iyi çalışmalar..--Boyalikus 18:55, 15 Haziran 2008 (UTC)
- İlk tümcenizi anlamakta zorlandım açabilir misiniz? Bu sayfada bir yerlerde ben kullanmadım ancak neden koyduğum bilgisini verdim yalnızca maddenin girişine kaynaksız şablonu koymak için değil mevcut yazılı kısımlardan kaynağa gereksinim duyulan yerleri işaretlemek ve gözden kaçırıp unutmamak için olduğunu açıklmamıştım. Teşekkür ederim.--Yamşı 19:02, 15 Haziran 2008 (UTC)
- Merhaba, bir referans daha ekledim, Ordunun heterojen ve karma yapıda olması 5'ler, 7'ler 14'ler diye ayrılmasıyla zaten anlaşılıyor ama madem istendi bunlar içinde kaynak koyalım.. İlk cümlemde fact şablonunu bu sayfada, yani tartışma sayfasında, kullanmayalım dedim, çünkü tartışma sayfası Kaynağı eksik maddeler kategorisine giriyor. Fact şablonunu sadece madde içerisinde kullanmak uygundur.--Boyalikus 19:20, 15 Haziran 2008 (UTC)
Anladım Mach isimli hizmetli arkadaşımızın bize resimler için verdiği örnek açıklamayı kastediyorsunuz. Teşekkür ederim.--Yamşı 19:24, 15 Haziran 2008 (UTC)
- Hayır Nihan'ın kastettiği şablonu ben koymuştum.Hatırlarsanız meşru gayrimeşru tartışmasında,şimdi şablonu maddeye taşıdım.Acayip unutkansınız yahu.--Yurekli74 21:32, 15 Haziran 2008 (UTC)
Ben bu sözünü ettiğiniz şablonu Mach'in yazısında gördüğüm için onu söylemiştim. Nihan'ın önerisine göre kaldırdığınıza göre o zaman bu sorunda sonuçlanmış durumda. Teşekkür ederim.--Yamşı 22:31, 15 Haziran 2008 (UTC)
Müzakere edilen tartışma başlıkları
[kaynağı değiştir]Arkadaşlar ben yukarıda yer alan tartışma müzakerelerinde sonuçlanmış başlıkların bölüm sonlarına Sonuç durumu hakkında ek son durum açıklamaları yaptım. Lütfen benzer konulara tekrar girmeden değişik konularda müzakereler açalım ve adım adım maddeyi güzelleştirmeye devam edelim. Hamiş: Ben uyumaya gidiyorum sabah iş var yarın akşama kadar rahatsınız :))) Herkese iyi geceler ve iyi çalışmalar. Teşekkür ederim.--Yamşı 22:44, 15 Haziran 2008 (UTC)
- Ben ve diğer kullanıcılar uyuduktan sonra madde üzerinde çalışan bazı arkadaşlarımız yukarıda müzakerelerde açıkca tartışılıp sonuçlanmamış bölümlerde de emrivakiler yapmışlar. Lütfen bunu tekrarlamayalım. Bu madde üzerinde çalışan diğer bir kullanıcılara karşı en hafif deyimi ile saygısızlık ve hakarettir, eğer kendi istediğimiz gibi metin yazacak ve açacak isek burada olmanızın ve olmamızın bir anlamı ve gereği yoktur. Ben yaparım oldu bitti anlayışı çok sığ ve yavan; internet üzerinde sürüyle ücretsiz alan var oralarda istediğiniz gibi sayfa açabilir madde yazabilir ve değişim yapabilir ve birey egonuzu keyiflendirecek çalışmalarda bulunabilirsiniz. Lütfen eşgüdüm ve eşuyuma özenelim ve dikkat edelim. Teşekkür ederim. --Yamşı 22:58, 16 Haziran 2008 (UTC)
OYAK'ın kuruluşu ve Osmanlı altınları!!!
[kaynağı değiştir]Bu bölüm maddede kesin yer alsın isteniyorsa şu Osmanlı Altınları konusu sağlam bir kaynaktan kaynakçalandırılmalıdır. Osmanlı altınları o tarihe kadar nasıl kalmış bu bana garip bir çelişki olarak geldi... Yeni kurulan cumhuriyet uzun yıllar boyunca Osmanlı bakiyesi borçları öderken dış devletlere başka yerde 50 bin altın 1960 yılına kadar saklı kalmış olabilir mi? Verilen kaynakça bir gazete yazısı bu tür konularda gazetelerde çok şehir efsanesi okuduğum için pek inandırıcı gelmedi. Kesin ve güvenilir bir kitap ve benzeri bir kaynak gerekir bu bilgi için. Eğer gerçekse bende öğrenmiş olurum ama güvenilir bir kaynaktan kaynakça verilsin ya da Osmanlı Altınları konusu yazıdan çıkarılsın düşüncesindeyim. Teşekkür ederim--Yamşı 17:42, 16 Haziran 2008 (UTC)
Silahlı Kuvvetler Birliği
[kaynağı değiştir]SKB, MBK tarafından Washington'a atanan İrfan Tansel'in bindiği uçağı yanlı jetler ile havada geri çevirerek Hava Kuvvetleri Komutanlığına tekrar getirilmesini sağlayacak kadar güçlenmiştir.
Yukarıya taşıdığım tümce üzerinde oynama yapıp anlamını bozmaktansa yazan arkadaşımızın kendisinin ansiklopedik kılmasını önermeyi tercih ediyorum. Teşekkür ederim.--Yamşı 21:47, 16 Haziran 2008 (UTC)
- Ben yazmadım ama referans verdiğim kitapta şu şekilde geçiyor:
- Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İrfan Tansel yeni görev yeri olan Washington'a gitmek istemediğini hükümete ilginç bir şekilde ifade ediyordu:Jet uçaklarını başkent semalarında uçuruyor ve yerinde kalıyordu.! --Boyalikus 21:58, 16 Haziran 2008 (UTC)
Teşekkür ederim müdahil olmamakta haklıymışım. Kaynak ile bizde yer alan cümle birbirine çok zıt anlamlar yüklenmiş durumdalar... Kaynak kitabın ifadesine çelişki yaratmadan bu ifadeyi yeniden yazmayı deneyeceğim. Teşekkür ederim birebir ilgili tümceyi buraya aktarıp sürecin hızlanmasını sağladığınız için.--Yamşı 22:14, 16 Haziran 2008 (UTC)
147'ler
[kaynağı değiştir]http://egitim.aku.edu.tr/unireform3.ppt olarak şu anda 68. kaynakça dipnotu bende http 403 hatası veriyor bir başka arkadaşımız kontrol edebilir mi? O kadar çok bu kaynakça gerekli olmasa da çalışıp çalışmadığından emin olalım ya da mümkünse başka eş değerde bir kaynakça bulalım eğer diğer arkadaşlarda da dış bağlantı yine HTTP:403 hatası ve uyarısı verir ise. Teşekkür ederim.--Yamşı 22:11, 16 Haziran 2008 (UTC)
- Ben eklemiştim. Farklı bir uzantıya sahip olduğundan her bilgisayarda açılmıyor. HTML sürümünü eklemek de doğru gelmedi. Olmazsa birşeyler düşünmek gerekecek tabi.--Xyzblood 22:14, 16 Haziran 2008 (UTC)
- Bende açılıyor bir sorun yok.. --Boyalikus 22:17, 16 Haziran 2008 (UTC)
Sonuç: Bende çalışmaması bu durumda normal ama link genel olarak sizde açılıyorsa sorun yok demektir. Benimki öznel bir durum olabilir ve kendimce bu durumu (HTTP:403) yok kabul ediyorum. Kaynakça korunsun ve kalsın teyit edildiğine göre. Teşekkür ederim.--Yamşı 22:20, 16 Haziran 2008 (UTC)
55'ler olayı
[kaynağı değiştir]Konu işlenirken iki yerde 105 sayılı kanunun yürürlükten kaldırılış tarihi olarak birinde 1960 diğerinde 1962 tarihi verilmektedir. Burada bir yazım hatası mı vardır yoksa gerçekte aynı kanun iki kere değişik tarihlerde değişime mi uğratılmıştır netlenmelidir. Teşekkür ederim.--Yamşı 22:40, 16 Haziran 2008 (UTC)
Merhaba sanırım dikkat etmemişsiniz.. Yasa 19 Ekim 1960 yılında kabul ediliyor. Aynı yasa 1962 yılında kaldırılıyor. burada diyor ki:
- 19 EKİM 1960 TARİHLİ VE 105 SAYILI KANUNUN KALDIRILMASI HAKKINDA KANUN
Kanun Numarası: 81
Kabul Tarihi: 18/10/1962
Yayımlandığı Resmi Gazete Tarihi: 23/10/1962
Siz sanırım Kabul tarihini okuyup yasanın 1962 yılında yapıldığını düşündünüz. Fakat bu kanunun kaldırılmasının kabul tarihidir.--Boyalikus 23:12, 16 Haziran 2008 (UTC)
Sonuç: Zaten sorun yoktu:) Takabeg ileti 00:57, 17 Haziran 2008 (UTC)
Çıkmadan ve yatmadan son notumu bu konuya yazayım türkçeye vakıf bir arkadaş bu bölümü yeniden yazsın lütfen. Ya kampa alınmış olmaları yasaya göre değil ya da yasa kampa alınanları dağıtmak üzere çıkarılmış olmalı. Başlığı açmama neden olan hatam da zaten metinde kullanılan çarpık bir anlatım yüzünden oluşmuş. Diğer yandan Takabeg'in de dediği gibi bu yanılgımdan dolayı da zaten bir genel sorunda yok yalnızca türkçe anlatım tekniklerine göre elden geçerse benim gibi ilk okuyuşta yanlış algılamama neden olan mevcut hali başkalarınında başka anlamlarda yanlış algılamalarına neden olmaya devam edebilir. Herkese iyi çalışmalar ve hoşçakalın..--Yamşı
Siyasi partilerin kurulmasına izin verilmesi
[kaynağı değiştir]Siyasi partilerin kurulmasına izin verilmesi alt başlığına gerek var mıdır?--Boyalikus 00:00, 17 Haziran 2008 (UTC)
- Darbe sonrası bölümünü yapılandırırken oldukça fazla alt başlık kullandık. Artık konuları alt başlıklarla bölmek yerine olabildiğince uygun altbaşlıkların altına yerleştirmeye gayret etmeliyiz. 15 Ekim Seçimleri ve Çankaya Protokolü alt başlığını daha genelleştirip sözünü ettiğiniz konuyu buraya alabiliriz.--Xyzblood 00:19, 17 Haziran 2008 (UTC)
- Kurucu meclisi alt başlığı ile birleştirebilir belki. Gerç ikisini de hiç yazmadık:) Takabeg ileti 00:56, 17 Haziran 2008 (UTC)
- Bu meseleyi kurucu meclis başlığından sorna alt başlık değil de cümle ekleyerek halledelim. Takabeg ileti 01:20, 17 Haziran 2008 (UTC)
- Pek açıklayıcı olmadı. Hangi başlık altına nasıl bir cümle ekleyelim. Bir de kronolojik sıraya esneksiz bir biçimde riayet edeceksek çok fazla alt başlık çıkacaktır ortaya. Bu konuda da bir karar kılalım.--Xyzblood 01:24, 17 Haziran 2008 (UTC)
- Bu meseleyi kurucu meclis başlığından sorna alt başlık değil de cümle ekleyerek halledelim. Takabeg ileti 01:20, 17 Haziran 2008 (UTC)
MBK listesi
[kaynağı değiştir]MBK listesi yukarıya taşınmalı değil mi acaba? Takabeg ileti 01:21, 17 Haziran 2008 (UTC)
Anayasa Mahkemesi
[kaynağı değiştir]Anayasa Mahkemesi dışındaki dönemin ürünleri eklendi. Kalan cümle hiç anlamlı değildir. Yukarıda kurucu meclisten bahsediliyor, 1961 Anayasasından da. Diğer kurumlar gibi sadece 'bağlantı' olarak kalmalıdır. Şimdiki haliyle Küçük tarafsızlık ilkesi ihlali yaşanıyor. Teşekkür ederim. Takabeg ileti 01:26, 17 Haziran 2008 (UTC)
- Bu darbenin ürünleri için kanun ve kuruluş (işbaşı) tarihleri eklersek yeterlidir. Bence o maddeleri zenginleştirmemiz daha faydalı ve mantıklı. Takabeg ileti 01:35, 17 Haziran 2008 (UTC)
- Galiba Dönemin Ürünleri altbaşlığı altındaki anaysa mahkemesine ilişkin açıklamadan bahsediyorsunuz. Evet, açıklamayı Anayasa Mahkemesi maddesine bırakmak en doğrusu. Tarafsızlık ihlalini anlayamadım ama 61 anayasasının bağlantı olarak kalması sakıncalı gözükmüyor. --Xyzblood 01:37, 17 Haziran 2008 (UTC)
Bence Anayasa kalmalı küçük alt başlıkla.. Çünkü bazıları şu şekilde bahseder: "27 Mayıs Devrimi ve ölmez eseri 1961 Anayasası".. Değerlendirmeler başlığına alt başlık olarak taşınmalı derim.. Kronolojik sıra konusunda haklısınız.. Daha fazla alt başlık açmadan, varolanlara birkaç ekleme daha yaparak öylece bırakılmasını öneriyorum.. --Boyalikus 02:04, 17 Haziran 2008 (UTC)
- Anayasa tabi ki kalmalıdır. Bu maddede abartılmaması gereken Anayasa Mahkemesidir. Teşekkür ederim. Takabeg ileti 02:42, 17 Haziran 2008 (UTC)
Değerlendirmeler ve dönemin ürünleri
[kaynağı değiştir]Bu iki başlığın birleştirilmesi gerekir sanki.. Ürünleri birer cümleyle ifade edebiliriz. Çünkü eklemek istediğim TRT'nin özerkliği, Üniversitelerin özerkliği gibi hala gündemde yer eden önemli konular var. --Boyalikus 02:08, 17 Haziran 2008 (UTC)
- Aslında 1961 Anayasası'nın getirdiği daha birçok yenilik için(çoğulcu demokrasi, sosyal devlet ilkesi, vs.) bahsettiğiniz tarzda, genel bir başlığa ihtiyaç var.Değerlendirmeler ve Dönemin Ürünleri, 1961 Anayasası ve Getirdikleri şeklinde kapsayıcı başlıklar faydalı olacaktır.--Xyzblood 02:48, 17 Haziran 2008 (UTC)
Şablonlar...
[kaynağı değiştir]- Madde içerisinde yer alan şablonların,madde düzeni açısından en altta yer alması daha uygun değil mi? Viki'de maddeyle doğrudan ilgili şablonlar (Uyarı Şablonları hariç) en altta yer alırlar.--Yurekli74 10:37, 17 Haziran 2008 (UTC)
- Sadece büyük olduğundan şablonlaştırdık. İsterlerse normal hale getirebiliriz. Bi deneyim. Takabeg ileti 10:45, 17 Haziran 2008 (UTC)
- Şablonlar en altta duracak diye bir kuralımız yok.. Bence konu içerisinde kalmalılar..--Boyalikus 19:20, 17 Haziran 2008 (UTC)
Fazlalıklar
[kaynağı değiştir]- Birinci ve ikinci MBK hükümetleri ile Milli Birlik Komitesi üyelerinin tablo halinde bu başlıkta verilmesi fazla ayrıntı olmuş. Zaten bu tablolar ayrı başlıklar halinde vikipedide mevcutken burada tekrar gösterilmesi maddeyi fazla uzatmış. Bu tabloların başlıktan çıkarılmasını talep ediyorum. Halkçı 15:24, 17 Haziran 2008 (UTC)
- Şimdi tablo tamamlanmamıştır. Madde de tamamlanmamıştır. Bilgileri doldursunlar sonra halledilecektir. Takabeg ileti 16:06, 17 Haziran 2008 (UTC)
Taraflı şablonu
[kaynağı değiştir]Maddeye taraflı şablonu koyuluyorsa yada düşünülüyorsa sebeplerini bir daha belirtmelidir. Daha önce belirtildi ama üzerinde epey değişiklik yapıldı.. Tek tek belirtilirse sevinirim.. iyi çalışmalar. --Boyalikus 21:15, 17 Haziran 2008 (UTC)
- Tamam şimdilik taraflı şablonu kaldıralım. Anladığım kadarıyla gerekçesi sadece 'Darbe' terimidir. Maddenin kendisi gayet tarafsızca yazılıyor. Takabeg ileti 03:23, 18 Haziran 2008 (UTC)
27 Mayıs'ın nedenleri
[kaynağı değiştir]27 Mayıs'ın nedenleri alt başlıklı bölüm çözüp uygun bölüme yerleştirmemiz gerekmez mi? Bence bu bölmün çoğu değerlerndirme bölümüne taşınmalıdır. Takabeg ileti 01:46, 19 Haziran 2008 (UTC)
- Nedenlerin bir kısmı olduktan sonraki değerlendirmelerde ortaya atıldı ama yine de bence en başta şu anki şekliyle yer alması önemli. Zira ansiklopedik formatta sonuçta bir olayın iddia edilen nedenlerine diğer unsurlara oranla öncelik tanınır, yukarılarda kendi başına ele alınır. Bana şu anki formatı uygun gibi geliyor; belki başlık 27 Mayıs'a yol açan etkenler tarzı bir şeye dönüştürülebilir ama şimdiki gibi kalması iyi olur kanısındayım ^_^ Teşekkürler, iyi çalışmalar... - - noumenon ʘ mesaj 08:43, 19 Haziran 2008 (UTC)
- Tamam şimdilik böyle kalsın. Bence okuyucularımızın CIA, MOSSAD v.s'e gitmeden önce temel bilgileri elde etmeleri daha faydalıdır. Sonra halledelim. Takabeg ileti 11:52, 19 Haziran 2008 (UTC)
- CIA, Mossad hususunda haklısınız... ama eğer okuyucu o nedenler kısmındaki birçok diğer önemli ve yaygın nedeni pas geçip de CIA, Mossad lafzına takılıyorsa diyecek ve yapacak pek bir şey yok ^_^ Belki nedenleri kısmını geliştirebilirsek o minik tümce bu kadar dikkat çekmez? Nedenleri belki süreç başlığının arkasına koyabiliriz ama daha aşağılara koymamız veya başka başlıklar altında bölüştürmemiz ilgili kısımdaki bilgilerin önemlerini yitirmesine yol açacaktır bunu da en azından ben şahsen istemem. Teşekkürler, iyi çalışmalar... - - noumenon ʘ mesaj 14:12, 19 Haziran 2008 (UTC)
CIA ve MOSSAD hakkında, özellikle CIA hakkında, birçok rapor bulunmakta.. Hatta Darbenin asıl sebebinin kaynağı olarak gösterilmekte bazı kaynaklarda.. Alparslan Türkeş'e gönderilmiş bir mektup olduğu bile iddialar arasında var.. O kısım geliştirilmeli bence çıkarılmasından öte..--Boyalikus 21:50, 19 Haziran 2008 (UTC)
İki satır atlanan yerler
[kaynağı değiştir]Maddenin pek çok yerinde bir satır değil, iki satır boşluk bırakılmış. Başta yanlışlıkla yapıldığını düşünüp birkaç yerde değişiklik yaptım, sonra madde genelinde durumun böyle olduğunu farkettim. Belki bilerek, yazıları gruplamak için yapılmıştır diye yaptığım değişiklikleri geri aldım. Ama bence göze pek hoş görünen bir durum değil. Eğer bilerek yapılmamışsa, kopyala-yapıştır'dan kaynaklanıyorsa, çift satırlık boşluklar kaldırılsa daha iyi olur diye düşünüyorum.--Cfsenel 19:35, 19 Haziran 2008 (UTC)
- Birde bu geliştir şablonu hoş olmadı. Çok büyük boşluklar oluşturuldu. Takabeg ileti 19:37, 19 Haziran 2008 (UTC)
- Satır sonlarına eklenen kaynak göster /fact şablonunda sorun var ondan dolayı öyle yapmak zorunda kalınmış olabilir. fact eklenince bir satır boşluğu yok edip kendi satırı ile birleştiriyor.--88.233.17.144 19:39, 19 Haziran 2008 (UTC)
{{başlık genişlet}} şablonu özet kutusunda yazılan neden ile kaldırıldı. madde bitince ve çalışma var şablonu kalkınca istenilen şablon isteyen tarafından eklensin ama şu anda süren bir çalışma var. Şu aşamada kaynak gerekecek yerlere fact koymak dışında müdahil olmak işi zorlaştırıcı etki yapabiliyor.--88.233.17.144 19:47, 19 Haziran 2008 (UTC)
- Haklısınız, biri bir madde üzerinde, kafasında bir plan oluşturmuş çalışırken iş bitmeden müdahale edilmesi fayda yerine zarar verebiliyor. Bundan sonra değişiklik yapacak olursam, kendim yapmak yerine tartışma sayfasında belirtirim.
- Şablonları değiştirmemin nedeni, Vikipedi:Köy_çeşmesi/2008/Mayıs#.C5.9Eablonlar.C4.B1n_standartizasyonu başlığında, uyarı şablonlarının Şablon:Başlık genişlet şablonuna benzer şekilde standartlaştırılmasının kabul edilmiş olması. Bu yüzden, İngilizce'den çevirdiğim, başlıktaki standartlaştırılmış uyarı şablonlarına benzeyen şablonu, benzer görevdeki diğer şablonun yerine yerleştirdim. Diğer şablonun kullanılması tabi sizin tercihiniz, zira dediğim başlıkta kesin bir karar alınmış olduğunu sanmıyorum.
- Bahsettiğim iki satırlık boşluklar ise, örneğin 27_Mayıs_Darbesi#Harek.C3.A2t'ta olduğu gibi, paragrafları konularına göre ayırmış gibi görünen aralıklar. Buralarda herhangi bir kaynak göster şablonuna rastlamadım.--Cfsenel 20:13, 19 Haziran 2008 (UTC)
Onlarda belki vardı silinmiş olabilir ama yukarıda dediğim gibi bu bir yaklaşım. Ancak fact kullanılınca sonuna nokta konulmadığında alt satırı kendi sonuna eklemektedir. Sizin koyduğunuz şablonu kaldıran benim sayfada kocaman bir boşluk vermişti. Kaldırma nedenim şablona karşı olmak değil sayfayı aşağıya doğru kocaman bir boşluk yaratarak itmesiydi. Sonrada Takabeg başka bir taslak şablonu eklemiş. Dediğiniz türden gereksiz çift boşluklar varsa lütfen gereken vikipedist müdahelesini yapınız. Kolaylıklar.--88.233.17.144 20:26, 19 Haziran 2008 (UTC)
- Ekranlarımızın farklı olmasından mı kaynaklarıyor acaba? Tam olarak anlayamadım. Takabeg ileti 20:30, 19 Haziran 2008 (UTC)
- Evet, muhtemelen ekranların farklı olmasından dolayı sizde boşluk oluşmuş. Benim ekranım geniş ekran, şablon bende sorunsuz görünüyordu. Ama pencereyi, 5:4 ekranlara benzeyecek şekilde daralttığımda dediğiniz gibi boşluklar oluşuyormuş, şimdi farkettim. Geniş ekran yaygın olmadığı için sizde nasıl göründüğü daha önemli tabi.--Cfsenel 20:55, 19 Haziran 2008 (UTC)
kaynaklar
[kaynağı değiştir]Kötüye giden ekonomi, yüksek enflasyon, kamu çalışanlarına ödenen düşük maaşlar DP'ye karşı kitlesel hareketlerin oluşumuna neden olur.[kaynak belirtilmeli] Buraya kaynak belirttiğime neredeyse %90 eminim ama şimdi göremiyorum.. Kaynaklar beğenilmiyorsa belirtilsin, aksi halde maddenin geliştirilmesi zorlaşıyor. --Boyalikus 21:58, 19 Haziran 2008 (UTC)
- Tarafsız olmadığı gerekçesiyle çıkarılmış: [9] Neden özette belirtilmiş, ama tabi tartışma sayfasına da yazılsa daha iyi olurdu.--Cfsenel 22:55, 19 Haziran 2008 (UTC)
Teşekkürler, kızılbayrak sitesi kalabilirdi, yanına tekrar fact eklenebilirdi.. Buraya belirtilirse iyi olur. Çünkü kaynak toplamak ve bunları biriktirmek ve depolamak ve çalışma stili yaratmak zor oluyor.. iyi çalışmalar..--Boyalikus 22:58, 19 Haziran 2008 (UTC)
Bu arada bu bir dergi.. Solculardan vermişim kaynağı sanırım bu sorun olmuş, sağcılardan birde akademiden bir araştırma sunarım 3 kaynak olur. Sorun değil. --Boyalikus 23:01, 19 Haziran 2008 (UTC)
- Özette belirttiğim için burada belirtmedim. Solculardan kaynak verilmesi hususu değil bu... ilgili makale tamamen taraflı. Oysa bizim kaynak seçerken şuna dikkat etmemiz gerekiyor: doğrulanabilir, güvenilir, tarafsız ve bağımsız. Evet, böyle kaynak bulmak zor olabilir. Ama hele de ilgili ifadedeki gibi çok önemli ekonomik tahlil de içeren bir iddiada bulunuyorsak oldukça taraflı olan bir siteyi/dergiyi kaynak olarak kullanamayız... belki sol düşünce dışındaki ekonomistlerce uygun görülmeyecek bu tip bir iddia cidden iyi kaynakçalandırılmalı. Belki ifadede oynayabiliriz? Örneğin şöyle denilebilir: "Sol kesimlere göre..." veya "Sol kesimler ... olduğuna iddia etmişlerdir". Teşekkürler, iyi çalışmalar... - - noumenon ʘ mesaj 12:40, 20 Haziran 2008 (UTC)
Kırmızılar
[kaynağı değiştir]Kırmızılar: Nusret Kirişcioğlu, Bahadır Dülger, Baha Akşit, Zeki Erataman yazabilirim ve en kısa zamanda açacağım. Başka? Bir de büyük ihtimalle açılmayacağı öngörülen kırmızıları çözelim. Takabeg ileti 15:53, 20 Haziran 2008 (UTC)
Dönemin bazı sonuçları
[kaynağı değiştir]Aslında Dönemin ürünleri idi. Sina Akşin de kullanıyor kibabında. Ancak hoş görmeyen arkadaşlarımız var demek ki. Yine de bunlara 'Dönemin sonuçları' diyemeyiz. Abartmış oluyoruz. Başka kelime bulmaya çalışalım. Takabeg ileti 17:38, 20 Haziran 2008 (UTC)
- Merhabalar,
- Ürünleri lafı (hele hele de mecaz için kullanılan vurgu için ayırma işaretleriyle birlikte yani 'Ürünleri' şeklinde) ansiklopedik formatta olmuyor. Kişiler hoşlandıkları tanımlamaları kullanabilirler belirli olaylar, şeyler için... ama bizim böyle bir lüksümüz yok. Dönemin bazı sonuçları bana makul geliyor ama tabii ki daha güzel bir öneri çıkabilir, değiştirebiliriz ^_^ Kişisel olarak bu hususlardan bahsederken ben de ürünleri lafını tercih ediyorum ama ansiklopedik format açısından uygun gelmiyor; umarım anlatabilmişimdir. Teşekkürler, iyi çalışmalar... - - noumenon ʘ mesaj 08:42, 21 Haziran 2008 (UTC)
madde içindeki tablolar neden gizli
[kaynağı değiştir]Bu bir bilgilendirme amaçlı ansiklopedi maddesi o nedenle genel navigasyon/yönlendirme şablon mantığından farklı olarak maddeye ve belkide vikipediye ilk kez gelen okur düşünülerek tasarımlar yapılmalıdır. Bu türden şablon tablolar açık ve her an görünür olması doğru ve işlevsel olup amaca hizmet eder. Bu nedenle kurul üyeleri, bakanlar vs. gibi listelerin tabloya dönüştürülmüş halleri gizle/göster butonlu şablon formatında değil açık ve net olarak her daim madde üzerinde görünür olması sağlanmalıdır. Saygılarımla.--85.102.137.100 04:29, 21 Haziran 2008 (UTC)
- Evet ilk kez gelen okurlarımızı düşünürsek düşünceniz haklıdır. Şimdilik fazla büyük olduğu için ve MBK'nınki ana maddede de bulunduğu için gizle/göster fonk.lu yaptık. Şahsen farketmiyorum da tekrar konuşabiliriz. Teşekkür ederim. İyi çalışmalar. Takabeg ileti 04:41, 21 Haziran 2008 (UTC)
Vikipedi madde yazarları dışında bilinmeyen bir teknik ayrıntı bu konu o nedenle genel olarak navigasyon durumları dışında gizle/göster kodlarının madde bilgilendirim kısımlarında ilke olarak tercih edilmemesi daha amaca uygundur. Madde yazanların bile ilk 2-3 ayında vikipediyi kavrama zamanları olduğuda düşünülürse yeni gelen ve salt okurun durumunu anlamak kolay olabilir. Madde üzerinde çalışmalarınız bitince durumu gözden geçirmeniz ve değerlendirmede bulunmanız yararlı olabilir. Saygılarımla.--85.102.137.100 05:17, 21 Haziran 2008 (UTC)
- --85.102.137.100 'un görüşüne katılıyorum.--Hasan Sami 05:25, 21 Haziran 2008 (UTC)
- Merhabalar,
- İlgili gizle göster fonksiyonu Vikipedi'yi bilmekle kullanılabilen bir şey değil - bu siteye ulaşacak kadar internette gezinmeyi bilen herkes göster yazan bir bağlantıya tıklamayı bilir; bir bağlantının tıklandığında yeni bir sayfa açtığını veya farklı bir içeriğe götürdüğünü/içeriği getirdiğini bilir. O tablolar açılırsa madde gereğinden fazla büyük gözükeceği gibi, görsel açıdan da çirkin bir görüntü oluşacaktır. Gizli-göster fonksiyonunun sonuçlarının Vikipedi'yi bilmekle alâkası olmadığını tekrar vurgulamak isterim; üzerinde göster yazan bir bağlantıdan bahsediyoruz sonuçta... Teşekkürler, iyi çalışmalar... - - noumenon ʘ mesaj 08:38, 21 Haziran 2008 (UTC)
- Yorumunuz çok aydınlatıcı oldu ama kendinizle de bu arada çeliştiniz. Madem nette gezinen herkes herşeyi bilir o zaman vikipediye neden gereksinim duyulsun değil mi? Nasılsa herkes herşeyi biliyor değil mi? Sayfa büyük gözükmesi sorun değildir ama onun için başka teknik çözümler üretilebilir; örneğin o bölümlerin fontu küçültülebilir... Saygılarımla.--85.102.137.100 08:43, 21 Haziran 2008 (UTC)
- "Nette gezinen herkes her şeyi bilir" dedim mi? Hayır, demedim. Bunu nerden ve nasıl çıkardınız bunu da bilmiyorum zira sözlerim bunun uzağından dahi geçmiyor. Dediğim, Vikipedi'ye ulaşacak kadar internette gezinmeyi bilen kişilerin sayfalardaki bağlantıları yani linkleri örneğin URL'leri kullanmayı bildiği bu sebeple de bu tablodaki göster bağlantısına rahatlıkla tıklayabileceği, tıklamayı bildiği, tıklayınca bir şeyler açılacağını bildiği idi. O kısımdaki fontlar daha da küçültülürse o tablonun işlevselliği kalmaz çünkü kimse okuyamaz. - - noumenon ʘ mesaj 08:53, 21 Haziran 2008 (UTC)
SMA
[kaynağı değiştir]Selamlar. Ayten sokak (CHP ile ilgili) ve Değerlendirme bölümlerinin eksikleri doldurulup Türkçeye hakim olan arkadaşlarımız kontrolünden geçtikten sonra SMA göstermeyi düşünüyorum. Ancak en zor kısımlar kalmıştır:)) Teşekkür ederim. İyi çalışmalar. Takabeg ileti 21:18, 8 Temmuz 2008 (UTC)
Yorumsal başlıklar
[kaynağı değiştir]- Madde içinde tırnak içinde de olsa yorum içeren pek çok başlık bulunmakta. "Kütük Marifetleri", "İhtilal beyannameleri", vs... Bunlar başlığın altında yer alabilir ve almalıdır mutlaka; ama başlık, yorumsallıktan arındırılmış olmalıdır. Örneğin; CHP kanadı olayı "Kütük Marifetleri" olarak adlandırabilir, DP kanadı da başka bir biçimde adlandırabilir. Bu tür yorumsal başlıklardan kaçınılmasının daha iyi olacağını düşünüyorum. --DsMuratileti 10:57, 11 Temmuz 2008 (UTC)
Yorumsal başlık olarak düşüneceksek hepsi yorumsal başlıklardır... Bir alt başlık ve ona bağlı başlıkçıklar var... Nedenleri, Darbe, Sonuç alt başlıklarda ise gelişmeler var.. Ayrıca İhtilal Beyannameleri'nde : DP yönetimi bu konuşmalarını "İhtilal beyannameleri" olarak adlandırmıştır. diye bir ifade var.. Kütük Marifeti ise İsmet İnönü'nün seçimlerle ilgili yorumudur. 1957 seçimlerinin zaten burada olma, anılma nedeni CHP'dir. Diğer tırnak içindeki başlıklarda made içerisinde anlatılıyor. Betimleyici özel alt başlıklardır bunlar. Daha önce çeşitli kaynaklarda dile getirilmişlerdir. Bu yüzden yorum yapma durumu yoktur ve yoruma açık değildir. --Boyalikus 18:35, 12 Temmuz 2008 (UTC)
- Selam. "Kütük Marifetleri", "İhtilal beyannameleri" gibi başlıklar günümüzün ve bizim yorumumuza dayanmıyor. Tarihi ve sabitleşmiş söylemler ve deyimlerden ibarettir. Bu tür deyimlerin gerçek dünyada taraflılık sorunu yaratmadığı gibi tarafsızlık bakış açısı kuralımız açısından da sorun yoktur bence. Takabeg ileti 21:23, 12 Temmuz 2008 (UTC)
- Merhabalar,
- Birisinin bir yorumunu başlık olarak kullanırsanız bu yorumsal bir başlık olmaz da ne olur? ^_^ İhtilal beyannameleri neyse ama 1957 seçimleri ve "Kütük Marifetleri" cidden yorumsal ve hatta taraflı. Sonuçta birisinin yorumudur Kütük Marifetleri - buna başlıkta yer veremeyiz. Olay ne? Seçimler. 1957 seçimleri deriz biter - o kısım içerisinde de kütük marifetleri yorumuna yer verilir. Ama birisinin seçimlere ilişkin bir şeye yaptığı yorum başlık olarak kullanılamaz. Teşekkürler, iyi çalışmalar... - - noumenon ʘ mesaj 09:48, 14 Temmuz 2008 (UTC)
- Bu tartışma çok gereksiz.Çünkü zaten maddenin başlığı "darbe" nitelemesi ile birilerinin yorumunu taşıyor.Bana kalırsa iç başlıkların yorumlu olması ana başlığın yanında çok da yorumlu değil.Yukarıda arkadaş CHP kanadı,DP kanadı olarak ayırmış.evet ana başlık DP kanadının görüşünü yansıtmaktadır ve YANLIŞTIR! TARAFLIDIR! 85.103.241.220 19:02, 13 Temmuz 2008 (UTC)
- Ben bunu derinlemesine tartışıp, daha büyük tartışmalara mahal vermek istemem ama.. 1954 seçimleri bu madde de yok.. 1957 seçimleri hukukçular ve siyasetçiler tarafından çok tartışılan bir seçimdir... İsmet İnönü'nün yorumu olduğunu söylemiştim, birinin yorumuna yer veremeyiz denilmiş, bu herhangi birinin yorumu değildir. Meclis tutanaklarına bile geçmiş bir seçim eleştirisidir. Olayların miladında ilk sırayı alıyor.. Eğer literatürde geçmeyen bir ifade olsaydı ve bir yazar arkadaş bunu buraya kendi ifadesi olarak ekleseydi belki yorumsal bir ifade denilebilir. Taraflı olup olmaması konusunda tartışılabilir ama bu sürecin içerisinde varolan ve bu sürecin taraflarından birinin sarfettiği sözler yorum değildir. Bana kalırsa taraflıda değildir. İhtilal Beyannameleri konusunda ise birşey söylemeyeceğim...--Boyalikus 17:32, 15 Temmuz 2008 (UTC)
- Merhabalar,
- Taraflardan birinin bir olay üzerine dediği bir söz, yaptığı bir niteleme bir yorumdur, üstelik doğal olarak taraflı bir yorum. Bu o yorum barındırılamaz mı demektir? Asla, o yorum kesinlikle o başlıkın altındaki metinde geçmeli fakat başlığın kendisi o yorumu içermemeli - başlık sadece seçimler olmalı benim kastım bu. Yani o yoruma başlığın içindeki metinde yer verilsin, ama o yorum kendisi başlık olmasın. Eğer o yorumu başlık yaparsak doğal olarak o yorumu o olayın nitelemesi olarak tarafsız ve bir olgu gibi kabul etmiş oluruz. Aradaki önemli fark bu... Teşekkürler, iyi çalışmalar... - - noumenon ʘ mesaj 17:59, 15 Temmuz 2008 (UTC)
- Zaten ana başlık taraflı.27 Mayıs "darbe" olarak yorumlanmış ve yazılmış.Sırf birileri öyle istedi diye,birileri 27 Mayıs'ı darbe olarak yorumladı diye.27 Mayıs'a darbe demek yorum yapmak demektir.Çünkü birileri de var ki 27 Mayıs için ihtilal diyor.İhtilal de darbe de yorumlu ifadelerdir.Burası bir özgür ansiklopedi ise bu başlıkta bu iki yorumlu ifade de yazılmamaldır.Ana başlık 27 Mayıs askeri müdahalesi olarak değiştirilmek zorundadır.Burada brilerinin yorumunu içeren bu başlığı kabul etmeye imkan yoktur.Başlık bu haliyle TARAFLIDIR 85.103.54.85 10:42, 16 Temmuz 2008 (UTC)
'Kırmızı'lar
[kaynağı değiştir]Selamlar.
- Alaaddin Eriş, Mehmet Ali Balin, Ahmet Hamdi Sancar, Raymond Hare, Naci Şensoy, Ragıp Sarıca açabilecek miyiz? Ayrıntılı bilgileri toplamamız biraz zor gibi. Ne dersiniz? Takabeg ileti 09:01, 22 Temmuz 2008 (UTC) (Bunlardan Ahmet Hamdi Sancar önemlidir. Birde Naci Şensoy ve Ragıp Sarıca İstanbul Üniversitenin sitesinde var mıdır acaba?) Takabeg ileti 09:07, 22 Temmuz 2008 (UTC)
- Suat Kuyaş Takabeg ileti 09:10, 22 Temmuz 2008 (UTC)
- Silahlı Kuvvetler Birliği (SKB) ve Temsilciler Meclisi Takabeg ileti 09:13, 22 Temmuz 2008 (UTC)
İhtilaldir
[kaynağı değiştir]12 Eylül ile 27 Mayısı kimse aynı kefeye koyamaz. 12 Eylül ve 12 Mart faşist darbedir. 27 Mayıs ilericidir gerici değil bu bunu DEVRİM olduğunu gösterir yok başka türlü bakarsanız Meşrutiyet hareketleri de darbedir. İkisini ayırmak gerekir. Cici darbe falan değil bizzat devrimdir 27 Mayıs. O dönemi yaşamış halktan insanlara sorun aynı şeyi söylerle hatta menderes'e oy verenler bile.— Bu imzasız yazı Denereri (mesaj•katkılar) tarafından eklenmiştir.
- Yukarda bu konu üzerine epeyce tartışma oldu. Bunları incelemeniz faydalı olacaktır. Fikriniz değişmezse buraya yazın. Bunları yapmadan madde adını değiştirmeniz doğru değil. Kolaylıklar.--Xyz... 14:38, 22 Temmuz 2008 (UTC)
- Epeyce bir tartışma oldu; ama kesin bir mutabakat çıkmadı... Dileyen kullanıcılar, kuklacı yaftası yapıştırılmadan düşüncelerini özgürce ifade edebilmelidir. Teşekkürler... --DsMuratileti 18:36, 22 Temmuz 2008 (UTC)
- Özgürce tartışılabilir. Fakat kafalarına göre yorum yapmakla değil kaynaklarla fikirlerini belirtebilirler. Wikipedi-tan konusuna gelince yazdıklarından Kullanıcı:Halkçı sandım:) Takabeg ileti 18:49, 22 Temmuz 2008 (UTC)
- Neticede burası "özgür ansiklopedi"... Evet, anonim kullanıcının biçemi Halkçı'yı andırıyor; ama bunu belirtmek için bu yol daha iyi sanki. İyi çalışmalar, kolay gelsin... --DsMuratileti 19:18, 22 Temmuz 2008 (UTC)
Kaynaklandırma
[kaynağı değiştir]- Bence Vikipedi'deki bütün kaynaklandırmalarda, bir kitaba atıfta bulunulurken, o kitabın adının yanısıra, hangi sayfasına ve hangi cümlesine atıf olduğu da aktarılmalı. Bu maddede de geçerli bu. Cümlenin doğruluğu için tüm kitabı okumamız beklenemez değil mi... --DsMuratileti 21:31, 22 Temmuz 2008 (UTC)
- 'Yazar + kitap başlığı + yayınevi + yayın tarih + sayfa' yeterlidir. Vikipedide hep böyledir. Nasıl yazılmasını istiyorsunuz? Takabeg ileti 21:39, 22 Temmuz 2008 (UTC)
- Bu benim görüşümdür. Ayrıca maddede, belirttiğiniz kriterlere uymayan pek çok kaynak bulunmaktadır. Teşekkürler, hoşçakalın... --DsMuratileti 21:58, 22 Temmuz 2008 (UTC)
- Hangi cümlesine atıf olduğu da aktarılmalı diyorsunuz da bunu bütün maddeye uygulamamız bayağı güçtür. Birde kriterlere uymayan pek çok kaynakları somut olarak gösterirseniz sevineceğiz. Takabeg ileti 22:20, 22 Temmuz 2008 (UTC)
- Özellikle son değişiklikler faideli olmuş; fakat belki de birden çok yerde dipnot olarak kullanıldığı için bazı kaynaklarda (örn. Soner Yalçın'ın Bay Pipo'su, 25 numaralı kaynak) sayfa bilgisi hâlâ eksik. Bir de bazı dipnotlar yalnızca metin hâlinde aktarılmış; kaynağı vs. yok.
Şu anda gözüme çarpanlar bunlar; inşallah sevindirebilmişimdir sizleri ... İyi çalışmalar... --DsMuratileti 07:49, 23 Temmuz 2008 (UTC)
- Bay Pipo'nun sayfası eklendi. Ancak şu an gözükmüyor. Deneyimli bir arkadaş bakarsa iyi olur. Bunun dışında eksik kaynak bilgisi göremiyorum. --DsMurat'ın son söylediğine bakılabilir. Kolaylıklar.--Xyz... 10:01, 23 Temmuz 2008 (UTC)
Bay Pipo'yu ben ekledim sanırım.. Sayfa numarası belirtmek zorunda değilim... Kaynak belirtilmiş, inanmıyorsanız tümünü okursunuz. "Faideli" kelimesinin dalga geçilmek amacıyla kullanıldığını düşündüm umarım yanlış anlamışımdır..iyi çalışmalar..--Boyalikus 20:02, 23 Temmuz 2008 (UTC)