Kapitalizmin tarihi
Makale serilerinden |
Kapitalizm |
---|
Kapitalizm, üretim araçlarının özel mülkiyetine dayalı bir ekonomik sistemdir. Genellikle kârın, serbest ticaretin, sermaye birikiminin, gönüllü mübadelenin, ücretli emeğin vb. ahlaki açıdan meşru olduğu anlamına gelir. Ortaya çıkışı, gelişimi ve yayılması kapsamlı araştırma ve tartışmaların konusudur. Tartışmalar bazen temel tarihsel verilerin başlıca sorulara nasıl dayanacağı üzerine odaklanmaktadır.[1] Temel tartışma parametreleri arasında şunlar yer almaktır: kapitalizmin ne ölçüde doğal olduğu, ne ölçüde belirli tarihsel koşullardan kaynaklandığı; kökenlerinin kentlerde ve ticarette mi yoksa kırsal mülkiyet ilişkilerinde mi yattığı; sınıf çatışmasının rolü; devletin rolü; kapitalizmin ne ölçüde Avrupa'ya özgü bir yenilik olduğu; Avrupa emperyalizme ilişkisi; teknolojik değişimin kapitalizmin itici gücü mü yoksa yalnızca ikincil bir yan ürünü mü olduğu; ve insan toplumlarını örgütlemenin en faydalı yolu olup olmadığı mı?[2]
Tarımsal kapitalizm
[değiştir | kaynağı değiştir]14. Yüzyıl Krizi
[değiştir | kaynağı değiştir]Bazı tarihçilere göre[3] modern kapitalist sistem, toprak sahibi aristokrasi ile tarım üreticileri ya da serfler arasındaki bir çatışma olan "Geç Orta Çağ Krizi"nden kaynaklanmıştır. Arazi düzenlemeleri, kapitalizmin gelişimini çeşitli şekillerde engellemiştir. Serflerin, lordlar için üretim yapma yükümlülükleri vardı ve bu nedenle teknolojik yeniliklere ilgi duymuyorlardı; ayrıca kendi ailelerini geçindirmek için üretim yaptıkları için birbirleriyle işbirliği yapmaya da ilgi duymuyorlardı. Toprağın sahibi olan lordlar, yeterli gıda almalarını garanti almak için güce güveniyorlardı. Lordlar pazarda satmak için üretim yapmadıklarından, yenilik yapmaları için üzerlerinde rekabetçi bir baskı yoktu. Son olarak, lordlar güçlerini ve servetlerini askeri yollarla genişlettikleri için, servetlerini askeri ekipmanlara ya da diğer lordlarla ittifak kurmaya yardımcı olan gösterişçi tüketime harcadılar, yeni üretken teknolojiler geliştirmeye yatırım yapmak için hiçbir teşvikleri yoktu.[4]
On dördüncü yüzyılda yaşanan demografik kriz bu düzeni altüst etmiştir. Bu krizin birkaç nedeni vardı: tarımsal üretkenlik teknolojik sınırlarına ulaştı ve büyümeyi durdurdu, kötü hava koşulları 1315-1317 Büyük Kıtlığına yol açtı ve 1348-1350 Kara Ölüm bir nüfus çöküşüne yol açtı. Bu faktörler tarımsal üretimde düşüşe yol açtı. Buna karşılık, feodal beyler savaş yoluyla hakimiyet alanlarını genişleterek tarımsal üretimi artırmaya çalıştılar; bu nedenle askeri harcamaları karşılamak için serflerinden daha fazla haraç talep ettiler. İngiltere'de birçok serf isyan etti. Bazıları şehirlere taşındı, bazıları toprak satın aldı ve bazıları da mülklerini yeniden doldurmaya ihtiyaç duyan lordlardan toprak kiralamak için uygun sözleşmeler yaptı.[5]
Aslında feodalizm, kapitalizmin öncüsü olan merkantilizmin gelişmesi için gerekli olan bazı temelleri atmaya başlamıştır. Feodalizm, 16. yüzyıla kadar sürmüştür. Feodal malikaneler neredeyse tamamen kendilerine yeterliydi ve bu nedenle piyasanın rolünü sınırlıyordu. Bu durum, kapitalizme yönelik her türlü yeni eğilimi bastırmıştır. Ancak, özellikle tarım ve keşif alanlarında yeni teknolojilerin ve keşiflerin nispeten ani bir şekilde ortaya çıkması kapitalizmin büyümesini kolaylaştırdı.[6] Feodalizmin sonundaki en önemli gelişme Robert Degan'ın "ücretliler ve kapitalist tüccarlar arasındaki ikilik" olarak adlandırdığı şeyin ortaya çıkmasıydı.[7] Rekabetçi doğa her zaman kazananlar ve kaybedenler olduğu anlamına geliyordu ve feodalizm, sermaye mallarının özel veya kurumsal mülkiyeti, özel kararlar tarafından belirlenen yatırımlar ve serbest bir piyasada esas olarak rekabet tarafından belirlenen fiyatlar, üretim ve malların dağıtımı ile karakterize edilen bir ekonomik sistem olan merkantilizme dönüşürken bu durum netleşmeye başladı.
Çitleme
[değiştir | kaynağı değiştir]16. yüzyılda İngiltere, Orta Çağ Avrupası'nın feodal düzeninin büyük kısmının ortadan kalktığı merkezi bir devletti. Bu merkezileşme, iyi bir yol sistemi ve orantısız derecede büyük bir başkent olan Londra ile güçlendirilmişti.[8] Başkent, tüm ülke için merkezi bir pazar görevi görüyor ve Kıta'nın çoğu yerinde hüküm süren parçalanmış feodal holdinglerin aksine, mallar için büyük bir iç pazar yaratıyordu. Tarımsal sistemin ekonomik temelleri de önemli ölçüde farklılaşmaya başlamıştı; malikane sistemi bu zamana kadar çökmüş ve topraklar giderek daha büyük mülklere sahip daha az sayıda toprak ağasının elinde toplanmaya başlamıştı. Bu sistem, hem toprak ağaları hem de kiracılar üzerinde kar elde etmek için tarımsal verimliliği artırma baskısı yarattı. Aristokrasinin köylülerin üretim fazlasını alma konusundaki zorlayıcı gücünün zayıflaması, onları daha iyi yöntemler denemeye teşvik etti. Kiracılar da giderek daha rekabetçi hale gelen, işgücü piyasasında başarılı olmak için yöntemlerini iyileştirmeye teşvik edildi. Toprak kiraları, önceki durgun gelenek ve feodal yükümlülük sisteminden uzaklaşmış ve doğrudan ekonomik piyasa güçlerine tabi hale gelmişti.
Bu değişim sürecinin önemli bir yönü, daha önce köylülerin saman için çayır biçmek ve hayvan otlatmak gibi geleneksel haklara sahip olduğu açık tarla sisteminde tutulan ortak arazinin çitle çevrilmesiydi.[9] Bir kez çitlendiğinde, arazinin bu kullanımları mal sahibiyle sınırlı hale geldi ve müşterek arazi olmaktan çıktı. Çitleme süreci, 16. yüzyılda İngiliz tarımsal peyzajının yaygın bir özelliği olmaya başlamıştır. 19. yüzyıla gelindiğinde, çitlenmemiş müşterek araziler büyük ölçüde dağlık bölgelerdeki kaba otlaklarla ve ovaların nispeten küçük bölümleriyle sınırlı hale gelmiştir.
Marksist ve neo-Marksist tarihçiler, zengin toprak sahiplerinin devlet süreçleri üzerindeki kontrollerini kullanarak kamu arazilerini kendi özel çıkarları için kullandıklarını savunmaktadır. Bu durum, İngiltere'nin kuzeyinde gelişen yeni sanayiler için gerekli işgücünü sağlayan topraksız bir işçi sınıf yarattı. Örneğin: "Tarımda 1760 ile 1820 arasındaki yıllar, köy köy ortak hakların kaybedildiği toptan çitleme yıllarıdır."[10] "Çitleme (tüm safsatalara izin verildiğinde) yeterince açık bir sınıf soygunu vakasıydı."[11] Antropolog Jason Hickel, bu çitleme sürecinin, aralarında Kett İsyanı ve Midland İsyanı'nın da bulunduğu, şiddetli baskı ve idamlarla sonuçlanan sayısız köylü isyanına yol açtığını belirtmektedir.[12]
Diğer akademisyenler,[13] Avrupa köylüsünün daha iyi durumda olan üyelerinin, geçimlik çiftçiliğin sürekli yoksulluğuna son vermek için çitlemeyi teşvik ettiğini ve çitlemeye aktif olarak katıldığını savunmaktadır. "Çok daha geniş ve karmaşık bir tarihsel değişim sürecinin sonucu olan gelişmeleri [çitlemeye] atfetmemeye dikkat etmeliyiz."[14] "On sekizinci ve on dokuzuncu yüzyıl çitlemesinin etkisi büyük ölçüde abartılmıştır..."[15]
Tüccar kapitalizmi ve merkantilizm
[değiştir | kaynağı değiştir]Ticaret, insanlık tarihinin erken dönemlerinden beri var olsa da bu ticaret kapitalizm değildi.[16] Uzun mesafeli kar peşinde koşan tüccarların kaydedilen en eski faaliyeti, milattan önce ikinci binyılda Mezopotamya'da faaliyet gösteren eski Asurlu tüccarlara kadar izlenebilir.[17] Roma İmparatorluğu daha gelişmiş ticaret biçimleri geliştirdi ve benzer şekilde yaygın ağlar İslam uluslarında da vardı. Ancak kapitalizm, Avrupa'da Orta Çağ'ın sonlarında ve Rönesans'ta şekillenmiştir.
Ticaretin erken ortaya çıkışı, İtalya ve Fransa'daki manastır mülklerinde ama özellikle Floransa, Cenova ve Venedik gibi Orta Çağ'ın sonlarında bağımsız İtalyan şehir devletlerinde gerçekleşmiştir. Bu devletler, uzun mesafeli ticareti kolaylaştıran kambiyo senetleri ve bankacılık uygulamaları gibi yenilikçi finansal araçlara öncülük etmiştir. Bu şehir devletlerinin rekabetçi yapısı, yenilikçilik ve risk alma ruhunu teşvik ederek kapitalizmin temel ilkeleri olan özel mülkiyet, piyasa rekabeti ve kar amaçlı davranışa zemin hazırlamıştır. Bu dönemde İtalyan şehir devletlerinin ekonomik gücü sadece kendi refahını artırmakla kalmamış, aynı zamanda kapitalist fikir ve uygulamaların Avrupa ve ötesine yayılmasına da önemli ölçüde katkıda bulunmuştur.[18][19]
Ortaya çıkışı
[değiştir | kaynağı değiştir]Modern kapitalizm, 16. ve 18. yüzyıllar arasındaki erken modern dönemde merkantilizmin bazı unsurlarını andırmaktadır.[20][21] Merkantilist uygulamaların ilk kanıtları erken modern Venedik, Cenova ve Pisa'daki Akdeniz'deki külçe ticareti üzerinde görülmektedir. Ancak merkantilizmin asıl doğduğu bölge Atlantik Okyanusu'dur.[22]
İngiltere, Elizabeth Dönemi'nde merkantilizme geniş ölçekli ve bütüncül bir yaklaşım getirmeye başladı. Ulusal ticaret dengesi üzerine erken bir yazım olan 1549 tarihli "Discourse of Common Weal of this Realm of England" şöyle yazmaktadır: "Yabancılardan onlara sattığımızdan daha fazlasını almamaya her zaman dikkat etmeliyiz, çünkü böylece kendimizi yoksullaştırıp onları zenginleştiririz."[23] Bu dönem, Kraliçe Elizabeth'in sarayının İspanyolların ticaret üzerindeki baskısına meydan okuyabilecek ve yurtiçinde külçe altın üretimini artırabilecek bir deniz ve ticaret filosu geliştirmeye yönelik çeşitli ama genellikle birbirinden kopuk çabalarına sahne oldu. Elizabeth Parlamento'da Ticaret ve Seyrüsefer Yasalarını destekledi ve İngiliz gemiciliğinin korunması ve desteklenmesi için donanmasına emirler verdi.
Bu çabalar, çok daha büyük ve güçlü İspanyol İmparatorluğu'na karşı İngiltere'nin savunmasında ulusal kaynakları yeterince organize etti ve 19. yüzyılda küresel bir imparatorluk kurmanın temelini attı. İngiliz merkantilist sistemini kurdukları için en çok tanınan yazarlar arasında Elizabeth Sistemini ilk kez dile getiren Gerard de Malynes ve Thomas Mun bulunmaktadır. Malynes'in "England's Treasure by Forraign Trade, or the Balance of our Forraign Trade is The Rule of Our Treasure" adlı eseri ticaret dengesi kavramına sistematik ve tutarlı bir açıklama getirmiştir. Eser 1620'lerde yazılmış ve 1664'te yayınlanmıştır.[24] Ticari doktrinler Josiah Child tarafından daha da geliştirilmiştir. Çok sayıda Fransız yazar 17. yüzyılda Fransız politikasının merkantilizm etrafında şekillenmesine yardımcı olmuştur. Fransız merkantilizmi en iyi Jean-Baptiste Colbert (göervde olduğu 1665-1683) tarafından dile getirilmiş, ancak onun politikaları Napolyon döneminde büyük ölçüde liberalleştirilmiştir.
Doktrinler
[değiştir | kaynağı değiştir]Merkantilizm döneminde Avrupalı tüccarlar, devlet kontrolleri, sübvansiyonlar ve tekellerle desteklenerek, kârlarının çoğunu mal alım satımından elde ettiler. Francis Bacon'ın sözleriyle, merkantilizmin amacı "ticaretin açılması ve dengelenmesi; imalatçıların el üstünde tutulması; tembelliğin yasaklanması; israfın ve aşırılığın kantar yasalarıyla bastırılması; toprağın iyileştirilmesi ve işlenmesi; fiyatların düzenlenmesiydi..."[25] Benzer ekonomik regülasyon uygulamaları daha önce Orta Çağ kentlerinde başlamıştı. Ancak merkantilizm döneminde, mutlakiyetçiliğin eşzamanlı yükselişi göz önüne alındığında, devlet ekonominin düzenleyicisi olarak yerel loncaların yerini aldı.
Merkantilist teorinin başlıca ilkeleri arasında, değerli maden biriktirmenin önemini vurgulayan bir doktrin olan külçe altıncılık yer alıyordu. Merkantilistler, bir devletin ithal ettiğinden daha fazla mal ihraç etmesi gerektiğini, böylece yabancıların aradaki farkı değerli metal olarak ödemek zorunda kalacağını savunuyordu. Merkantilistler, yalnızca yurt içinde çıkarılamayan hammaddelerin ithal edilmesi gerektiğini ileri sürdüler. Üretilen malların yurtiçinde üretimini teşvik etmek için tekellerin verilmesi ve koruyucu tarifeler gibi devlet sübvansiyonlarının gerekli olduğu fikrini desteklediler.
Merkantilizm savunucuları, ekonomi politikasının temel aracı olarak devlet gücünü ve denizaşırı fetihleri vurgulamışlardır. Merkantilistlere göre, bir devlet kendi hammaddelerini tedarik edemiyorsa, bu hammaddelerin çıkarılabileceği sömürgeler edinmeliydi. Sömürgeler yalnızca hammadde kaynakları değil, aynı zamanda mamul ürünler için de pazarlar oluşturuyordu. Rekabete izin vermek devletin çıkarına olmadığından merkantilistlere yardım etmek için sömürgelerin üretim yapmaları ve yabancı güçlerle ticaret yapmaları engellenmeliydi.
Merkantilizm, metalar hala büyük ölçüde kapitalist olmayan üretim yöntemleriyle üretiliyor olsa da kar amaçlı bir ticaret sistemiydi.[26] Merkantilizmin kapitalizm öncesi çeşitli özelliklerine dikkat çeken Karl Polanyi, "merkantilizmin, tüm ticarileşme eğilimiyle birlikte, üretimin iki temel unsurunu -emek ve toprak- ticaretin unsurları haline gelmekten koruyan güvencelere asla saldırmadığını" savunmuştur. Dolayısıyla merkantilist düzenleme kapitalizmden çok feodalizme benziyordu. Polanyi'ye göre "1834 yılına kadar İngiltere'de rekabetçi bir işgücü piyasası kurulmamıştır, dolayısıyla bir sosyal sistem olarak sanayi kapitalizminin bu tarihten önce var olduğu söylenemez."[27]
Yeminli ticaret şirketleri
[değiştir | kaynağı değiştir]Muscovy Company, kiralanan ilk büyük anonim İngiliz ticaret şirketiydi. Şirket, 1555 yılında İngiltere ile Moskova arasında ticaret tekeli ile kurulmuştur. Şirket, 1551 yılında Richard Chancellor, Sebastian Cabot ve Sir Hugh Willoughby tarafından Çin'e giden Kuzeydoğu Geçidi'ni bularak ticarete olanak sağlamak amacıyla kurulan "Yeni Topraklara Maceracı Tüccarlar Şirketi"nin bir dalıydı. Bu, kısa süre sonra İngiltere'de, Hollanda Cumhuriyeti'nde ve başka yerlerde gelişecek olan bir iş türünün habercisiydi.
İngiliz Doğu Hindistan Şirketi (1600) ve Hollanda Doğu Hindistan Şirketi (1602), devlet tarafından kiralanan büyük ticaret şirketleri dönemini başlattı.[28][29] Bu şirketler, devlet tarafından sağlanan imtiyaz mektupları ile verilen ticaret tekelleri ile karakterize edildi. Devlet tarafından imtiyazlı anonim şirketler olarak tanınan bu şirketler kanun yapma, askeri ve antlaşma yapma ayrıcalıklarına sahipti.[30] Devletlerin sömürgeci ve yayılmacı güçleriyle karakterize edilen bu dönemde, güçlü ulus devletler değerli maden biriktirme arayışına girmiş ve askeri çatışmalar ortaya çıkmıştır.[28] Bu dönemde, daha önce kendi başlarına ticaret yapan tüccarlar, Doğu Hindistan şirketlerine ve diğer kolonilere sermaye yatırarak yatırımlarının karşılığını almak istemişlerdir.
Endüstriyel kapitalizm
[değiştir | kaynağı değiştir]Merkantilizm, 18. yüzyılında ortalarında Adam Smith'in başını çektiği yeni bir grup ekonomi teorisyeninin, dünyanın zenginliğinin sabit kaldığı ve bir devletin zenginliğini ancak başka bir devletin zararına artırabileceği gibi temel merkantilist doktrinlere meydan okumasıyla Büyük Britanya'da geriledi. Ancak merkantilizm, çok daha genç üretim temellerine sahip Prusya ve Rusya gibi daha az gelişmiş ekonomilerde devam etti.
18. yüzyılın ortaları, kapitalizmin tüccar evresinde büyük miktarlarda sermaye birikimi ve bunun makinelere yatırılması ve çitlemelerin Britanya'nın geçimlik tarıma erişimi olmayan, temel malları pazar yoluyla satın almak zorunda olan ve kitlesel bir tüketici pazarı sağlayan büyük bir nüfusa sahip olduğu anlamına gelmesi ile mümkün olan sanayi kapitalizmini doğurdu.[31] Marx'ın 18. yüzyılın son üçte birlik dönemine tarihlediği sanayi kapitalizmi, iş süreçleri arasında ve içinde karmaşık bir iş bölümü ve iş görevlerinin rutinleşmesi ile karakterize edilen fabrika üretim sisteminin gelişimine işaret ediyordu. Sanayi kapitalizmi nihayetinde kapitalist üretim tarzının küresel egemenliğini sağlamıştır.[20]
Sonuçta ortaya çıkan Sanayi Devrimi sırasında sanayici, kapitalist sistemde baskında bir aktör olarak tüccarın yerini almış, bu da zanaatkarların, loncaların ve kalfaların geleneksel el becerilerinin gerilemesine yol açmıştır. Yine bu dönemde kapitalizm, İngiliz toprak sahibi soylular ile köylüler arasındaki ilişkileri dönüştürerek, feodal bir malikanede geçimlik yerine pazar için nakit mahsul üretime yol açmıştır. Ticari tarımın yükselişiyle ortaya çıkan artı değer, tarımın daha fazla makineleşmesini teşvik etmiştir.
Atlantik köleliğinin sanayi kapitalizminin ortaya çıkışındaki rolü üzerine etkin bir tartışma vardır.[32] Eric Williams, Kapitalizm ve Kölelik (1944) adlı eserinde, her ikisi de benzer zaman dilimlerinde gerçekleştiği için, plantasyon köleliğinin sanayi kapitalizminin büyümesindeki önemli rolünü tartışmıştır. Harvey (2019), "Sanayi devriminin amiral gemisi Lancashire fabrikaları ve 465.000 tekstil işçisi, 1860'larda tamamen Amerikan Derin Güney'indeki üç milyon pamuk kölesinin emeğine dayanıyordu." diye yazmıştır.[33]
Sanayi Devrimi
[değiştir | kaynağı değiştir]Kapitalist üretimin verimlilik kazanımları, 19. yüzyılın başında, genellikle Sanayi Devrimi olarak adlandırılan bir süreçte sürekli ve benzeri görülmemiş bir artışa başladı. Yaklaşık 1760 yılında İngiltere'de başlayan bu süreçte, el üretim yöntemlerinden makine üretimine geçiş, yeni kimyasal üretim ve demir üretim süreçleri, su gücünün verimliliğinin artırılması, buhar gücünün artan kullanımı ve makine aletlerin geliştirilmesi de dahil olmak üzere çeşitli endüstrilerde yeni üretim süreçlerine istikrarlı bir geçiş yaşandı. Aynı zamanda odun ve diğer biyoyakıtlardan kömüre geçişi de içeriyordu.
Tekstil üretiminde, James Hargreaves'in eğirme makinesi, Richard Arkwright'ın su makinesi, Samuel Crompton'un eğirme katırı ve diğer icatların uygulanması sayesinde, buhar veya su ile çalışan mekanize pamuk eğirme, bir işçinin üretimini yaklaşık 1000 kat artırmıştır. Elektrikli dokuma tezgahı bir işçinin üretimini 40 katın üzerinde artırmıştır.[34] Pamuk çırçırı, pamuktan tohum çıkarma verimliliğini 50 kat artırmıştır. Pamuktaki kadar büyük olmasa da yün ve keten eğirme ve dokumada da verimlilikte büyük artışlar meydana gelmiştir.
Finans
[değiştir | kaynağı değiştir]İngiltere'de sanayinin büyümesi, finans ve kredi sisteminin de büyümesini beraberinde getirdi. 18. yüzyılda bankalar tarafından sunulan hizmetler arttı. Takas olanakları, menkul kıymet yatırımları, çekler ve kredili mevduat korumaları getirildi. Çek, 17. yüzyılda İngiltere'de icat edilmişti ve bankalar ödemeleri doğrudan kurye ile çeki veren bankaya göndererek gerçekleştiriyordu. 1770 civarında merkezi bir yerde toplanmaya başladılar ve 19. yüzyıla gelindiğinde bankerlerin takas odası olarak bilinen özel bir alan kuruldu. Londra takas odası, her bankanın nakit ödediği ve ardından her günün sonunda bir müfettiş tarafından nakit ödendiği bir yöntem kullanıyordu. İlk kredili mevduat hesabı 1728 yılında The Royal Bank of Scotland tarafından kurulmuştur.
Napolyon Savaşları'nın sona ermesi ve ardından ticarette yaşanan toparlanma, İngiltere Merkez Bankası tarafından tutulan külçe rezervlerinin 1821'de 4 milyon poundun altında iken 1824'ün sonlarında 14 milyon pounda yükselmesine yol açtı.
Daha eski yenilikler, 19. yüzyılda finansal hayatın rutin parçaları haline geldi. İngiltere Merkez Bankası, ilk olarak 17. yüzyılda banknotlar çıkardı ancak banknotlar elle yazılıyordu ve sayıları azdı. 1725'ten sonra kısmen basıldılar ancak veznedarların hala her bir banknotu imzalaması ve adı geçen bir kişiye ödenebilir hale getirmesi gerekiyordu. 1844 yılında parlamento, bu banknotları altın rezervlerine bağlayan Banka Tüzüğü Yasası'nı kabul ederek merkez bankacılığı ve para politikası kurumunu etkin bir şekilde oluşturdu. Banknotlar 1855'ten itibaren tamamen basılmış ve yaygın olarak kullanılabilir hale gelmiştir.
Büyüyen uluslararası ticaret, özellikle Londra'daki banka sayısını katladı. Bu yeni "ticari bankalar", İngiltere'nin deniz taşımacılığı hakimiyetinden faydalanarak ticaretin büyümesini kolaylaştırdı. İki göçmen aile, Rotschild ve Baring, 18. yüzyılın sonlarında Londra'daki ticari bankacılık firmalarını kurdular ve bir sonraki yüzyılda dünya bankacılığına hakim oldular. Bu bankacılık firmalarının biriktirdiği muazzam servet çok geçmeden dikkatleri üstüne çekti. Şair George Gordon Byron 1823'te "Politikayı kim yürütüyor? Bonaparte'ın soylu cesaretinin gölgesi mi? Yahudi Rothschild ve onun Hristiyan dostu Baring" şeklinde yazmıştır.
Bankaların işleyişi de değişti. Yüzyılın başında, bankacılık hala bir avuç çok zengin ailenin elit bir uğraşıydı ancak birkaç on yıl içinde anonim hissedarların sahip olduğu, profesyonel yöneticiler tarafından yönetilen ve giderek büyüyen küçük orta sınıf tasarruf sahiplerinin mevduatlarının alıcısı olan yeni bir bankacılık türü ortaya çıktı. Bu banka türü yeni ortaya çıkmış olsa da tamamen yeni değildi, Kuveykır ailesi Barclays 1690'dan beri bu şekilde bankacılık yapıyordu.
Serbest ticaret ve küreselleşme
[değiştir | kaynağı değiştir]Birinci Fransız İmparatorluğu'nun en güçlü döneminde Napolyon, Avrupa'yı ekonomik olarak özerk hale getirecek ve böylece İngiliz ticaretini ve ticaret dengesini zayıflatacak bir "kıta ablukası" yaratmaya çalıştı. Bu sistem, tropik bölgelerden ithal edilmesi gereken şeker kamışı yerine pancar şekeri kullanılması gibi hileler içeriyordu. Bu durum, İngiltere'deki işadamlarının barış için yalvarmasına neden olsa da İngiltere kısmen Sanayi Devrimi'nin içinde olduğu için savaşta ısrar etti. Savaşın tam tersi bir etkisi oldu, 1788'de 68 bin ton olan pik demir üretiminin 1806'da 244 bine çıkması gibi bazı endüstrilerin büyümesini teşvik etti.
1877'de David Ricardo, James Mill ve Robert Torrens, ünlü karşılaştırmalı üstünlük teorisinde, serbest ticaretin endüstriyel açıdan zayıf olanlara olduğu kadar güçlü olanlara da fayda sağlayacağını savundular. Ricardo, Politik Ekonomi ve Vergilendirmenin İlkeleri adlı kitabında, halen ekonomi biliminde en ezber bozan kabul edilen doktrinini ileri sürmüştür:
Verimsiz bir üretici, en iyi ürettiği malı daha verimli üretebilen bir ülkeye gönderirse, her iki ülke de bundan fayda sağlar.
19. yüzyılın ortalarına gelindiğinde İngiltere, serbest ticaret kavramına sıkı sıkıya bağlıydı ve küreselleşmenin ilk dönemi başladı.[20] 1840'larda Mısır Kanunları ve Seyrüsefer Kanunları yürürlükten kaldırılarak yeni bir serbest ticaret çağı başlatıldı. Adam Smith ve David Ricardo'nun başını çektiği klasik politik ekonomistlerin öğretileri doğrultusunda İngiltere liberalizmi benimsemiş, rekabeti ve piyasa ekonomisinin gelişimini teşvik etmiştir.
Sanayileşme, ölçek ekonomilerini kullanarak ev eşyalarını ucuza üretilmesini sağlarken, hızlı nüfus artışı da mallara yönelik sürekli bir talep yaratmıştır. 19. yüzyıl emperyalizmi bu dönemde küreselleşmeyi belirleyici bir şekilde şekillendirmiştir. Birinci ve İkinci Afyon Savaşları ve İngilizlerin Hindistan'ı fethinin tamamlanmasının ardından, bu bölgelerdeki geniş nüfuslar Avrupa ihracatının hazır tüketicileri haline geldi. Bu dönemde Sahra Altı Afrika ve Pasifik adaları dünya sistemine dahil edildi. Bu arada, Avrupa'nın başta Sahra Altı Afrika olmak üzere dünyanın yeni bölgelerini fethetmesi kauçuk, elmas ve kömür gibi değerli doğal kaynaklarının ortaya çıkmasını sağlamış ve Avrupalı emperyal güçler, sömürgeleri ve Amerika Birleşik Devletleri arasındaki ticaret ve yatırımın artmasına yardımcı olmuştur.[35]
“ | Londra'da yaşayan birisi, sabah çayını yudumlarken telefonla tüm dünyanın çeşitli ürünlerini sipariş edebilir ve bunların kapısının önüne kadar gelmesini bekleyebilirdi. Irksal ve kültürel rekabetlerin militarizmi ve emperyalizmi, günlük gazetenin eğlencelerinden biraz daha fazlasıydı. Ağustos 1914'te sona eren o çağ; insanlığın ekonomik ilerlemesinde ne kadar olağanüstü bir dönemdi. | ” |
Bu dönemde küresel finans sistemi büyük ölçüde altın standardına bağlıydı. Birleşik Krallık bu standardı ilk olarak 1821 yılında resmen kabul etmiştir. İngiltere'yi 1853'te Kanada, 1865'te Newfoundland ve 1873'te Amerika Birleşik Devletleri ve Almanya (de jure) takip etti. Telgraf, transatlantik kablo, telsiz telefon, buharlı gemi ve demiryolu gibi yeni teknolojiler, malların ve bilginin dünya çapında daha önce görülmemiş derecede hareket etmesini sağladı.[36]
Amerika Birleşik Devletleri'nde 1861 yılında iç savaşın patlak vermesi ve limanlarının uluslararası ticarete kapatılması, Lancashire dokuma tezgahları için ana pamuk tedarikinin kesilmesi anlamına geliyordu. ABD iç savaşı sırasında tekstil endüstrileri Afrika ve Asya'dan gelen pamuğa bağımlı hale geldi ve bu durum Süveyş yarımadası üzerinden İngiliz-Fransız kontrolünde bir kanal için baskı yarattı. Süveyş Kanalı 1869'da Kuzey Amerika kıtasını boydan boya geçen Orta Pasifik Demiryolunun tamamlandığı yıl açıldı. Kapitalizm ve kâr, dünyayı daha küçük bir yer haline getiriyordu.
20. Yüzyıl
[değiştir | kaynağı değiştir]Kapitalizme karşı en büyük meydan okuma 20. yüzyılın başlarında ortaya çıktı. 1917'deki Rus devrimi ile dünyada ilk defa bir komünist parti iktidara geldi. On yıl sonra Büyük Buhran, mevcut kapitalist sisteme yönelik artan eleştirileri tetikledi. Bu krize verilen yanıtlardan birisi devlet kapitalizmini savunan bir ideoloji olan faşizme yönelmek[37], bir diğeri ise komünist veya demokratik sosyalist ideolojiler lehine kapitalizmi tamamen reddetmek olmuştur.
Keynesçilik ve serbest piyasalar
[değiştir | kaynağı değiştir]Büyük Buhran ve İkinci Dünya Savaşı'nın sona ermesini takip eden dönemde dünyanın önde gelen kapitalist ekonomilerinin ekonomik toparlanması -tarihsel standartlara göre alışılmadık derecede hızlı bir büyüme dönemi- kapitalizmin nihai düşüşü ve çöküşü tartışmalarını hafifletti.[37] Devlet, dünyanın büyük bölümünde kapitalist sistemi ılımlı hale getirmek ve düzenlemek için giderek daha belirgin bir rol oynamaya başladı.
Keynesyen ekonomi, hükûmet düzenlemelerinde yaygın olarak kabul gören bir yöntem haline geldi ve Birleşik Krallık gibi ülkeler, devletin bazı büyük endüstrilerine sahip olduğu ve bunları işlettiği karma ekonomileri denedi.
ABD'de de bu dönemde devlet genişlemiştir, 1929'da toplam devlet harcamaları GSMH'nin onda birinden azken, 1970'lerden itibaren yaklaşık üçte birine ulaşmıştır.[21] Benzer artışlar tüm sanayileşmiş kapitalist ekonomilerde görülmüş, Fransa gibi bazı ülkelerde devlet harcamalarının GSMH'ye oranı ABD'den bile yüksek olmuştur.
Sanayi sonrası toplum ve refah devleti kavramları da dahil olmak üzere, dönemin sosyal ve ekonomik eğilimlerini açıklamak için sosyal bilimlerde geniş bir dizi yeni analitik araç geliştirilmiştir.[20]
Savaş sonrası uzun süren patlama, 1973 petrol krizinin adından yaşanan ve ekonomik krizlerin ortasında 1970'lerde sona erdi.[38] 1970'leirn "stagflasyonu" birçok ekonomi uzmanı ve politikacının, özellikle Friedrich Hayek ve Milton Friedman'ın etkisi altında, on dokuzuncu yüzyılın laissez-faire kapitalizmi ve klasik liberalizminden esinlenen piyasa odaklı politika reçetelerini benimsemesine yol açtı. Keynesçiliğin teorik alternatifi laissez-faire ile daha uyumluydu ve bireysel haklar ile devlet müdahalesinin yokluğunu vurguluyordu. Piyasa odaklı çözümler Batı dünyasında, özellikle 1980'lerde ABD'de Ronald Reagan ve Birleşik Krallık'ta Margaret Thatcher'ın liderliğinde giderek artan bir destek kazandı. Kamu ve siyasi ilgi, Keynes'in yönetilen kapitalizminin sözde kolektivist kaygılarından uzaklaşarak "yeniden pazarlanan kapitalizm" olarak adlandırılan bireysel seçimlere odaklanmaya başladı.[39]
Politik ekonomist Clara E. Mattei'ye göre, İkinci Dünya Savaşı'nı takip eden üç parlak on yıl, çağdaş kapitalizmin tarihinde bir anomaliydi. Mattei, kemer sıkma politikalarının 1970'lerde başlayan neoliberal dönemle ortaya çıkmadığını, "kapitalizmin temel dayanak noktası olduğunu" yazmaktadır.[40]
Küreselleşme
[değiştir | kaynağı değiştir]Denizaşırı ticaret beş yüz yılı aşkın süredir kapitalizmin gelişimiyle ilişkilendirilse de bazı düşünürler küreselleşmeyle bağlantılı bir dizi eğilimin yirminci yüzyılın son çeyreğinden bu yana insanların ve sermayenin hareketliliğini artırarak devletlerin kapitalist olmayan kalkınma modellerini seçme konusundaki manevra alanını sınırladığını savunmaktadır. Günümüzde bu eğilimler, kapitalizmin artık gerçek bir dünya sistemi olarak görülmesi gerektiği savını güçlendirmiştir (Burnham). Ancak diğer düşünürler, küreselleşmenin niceliksel olarak bile kapitalist ticaretin daha önceki dönemlerinden daha büyük olmadığını savunmaktadırlar.[41]
Bretton Woods sisteminin 1971 yılında terk edilmesinin ve döviz kurlarının sıkı devlet kontrolüne alınmasından sonra, döviz işlemlerinin değerinin, tüm dış mal ve hizmet hareketlerinden en az yirmi kat daha fazla olduğu tahmin edilmektedir. Bazılarının devlet kontrolünün ötesinde gördüğü finansın uluslararasılaşması, büyük şirketlein faaliyetlerini düşük ücretli devletlere taşıyabilmelerinin giderek kolaylaşmasıyla birleşince, sermayenin giderek artan "küreselleşmesinden" kaynaklanan devlet egemenliğinin "gölgelenmesi" sorununu ortaya çıkarmıştır.[42]
Ekonomistler, küresel gelir eşitsizliğinin boyutu konusunda genel olarak hemfikir olsalar da, son dönemdeki değişimin yönü konusunda genel bir anlaşmazlık söz konusudur.[43] Gelir eşitsizliğinin açıkça arttığı Çin gibi örneklerde[44], kapitalist reformlarla birlikte genel ekonomik büyümenin hızla arttığı da görülmektedir.[45] Indur M. Goklany'nin özgürlükçü düşünce kuruluşu Cato Enstitüsü tarafından yayınlanan "The Improving State of the World" adlı kitabı, Sanayi Devrimi'nden bu yana ekonomik büyümenin çok güçlü olduğunu ve yeterli beslenme, ortalama yaşam süresi, bebek ölümleri, okuryazarlık, çocuk işçiliğinin yaygınlığı, eğitim ve boş zaman gibi faktörlerin büyük ölçüde iyileştiğini savunmaktadır.[46] Stephen Hawking[47] ve Uluslararası Para Fonu[48][49] araştırmacıları dahil olmak üzere bazı akademisyenler, küreselleşme ve neoliberal ekonomi politikalarının eşitsizlik ve yoksulluğu iyileştirmek yerine daha da kötüleştirdiğini[50][51][52] ve yeni çağdaş kölelik biçimleri yarattığını iddia etmektedir.[53][54] Bu tür politikalar aynı zamanda yerinden edilmiş, işsiz ve hapsedilmiş nüfusları artırmakta[55][56], çevrenin tahribatını[50] ve türlerin yok olmasını hızlandırmaktadır.[57][58] 2017 yılında IMF, küresel eşitsizliğin son yıllarda düşmesine rağmen, uluslar arasındaki eşitsizliğin ekonomik büyümeyi tehdit edecek ve daha fazla siyasi kutuplaşmaya yol açabilecek kadar kesin bir şekilde arttığı uyarında bulunmuştur.[59] Ekonomik krizin ardından artan ekonomik eşitsizlik ve bununla bağlantılı öfke, Batı dünyasında sosyalist ve milliyetçi fikirlerin yeniden canlanmasına neden oldu ve Silikon Vadisi, Davos ve Harvard İşletme Okulu gibi yerlerdeki bazı ekonomik elitler kapitalizmin geleceğinden endişe duyar hale geldi.[60]
Akademisyen Gary Gerstle ve Fritz Bartel'e göre, Soğuk Savaş'ın sona ermesi ve neoliberal finansallaşmış kapitalizmin egemen sistem olarak ortaya çıkmasıyla birlikte, kapitalizm 1914'ten bu yana görülmemiş bir şekilde gerçek anlamda küresel bir düzen haline gelmiştir.[61][62] Ekonomist Radhika Desai, 1914'ün kapitalist sistemin zirvesi olduğu konusunda hemfikir olmakla birlikte, kapitalizmi yeniden önceliğine kavuşturmayı amaçlayan neoliberal reformların bunun yerine dünyada artan eşitsizlikler, bölünmüş toplumlar, ekonomik krizler ve sefalet ile anlamlı bir siyaset eksikliğini yanı sıra Desai'ye göre "kapitalizmin ekonomik ağırlık ve dünya etkisi açısından zemin kaybettiğini" gösteren yavaş büyümeyi miras bıraktığını savunmaktadır.[63] Gerstle, neoliberal dönemin alacakaranlığında "siyasi düzensizlik ve işlevsizliğin hüküm sürdüğünü" savunuyor ve ABD ve dünya için en önemli sorunun bundan sonra ne olacağı olduğunu öne sürüyor.[61]
21. Yüzyıl
[değiştir | kaynağı değiştir]21. yüzyılın başlarında, kapitalist unsurlar içeren karma ekonomiler dünya çapında yaygın ekonomik sistemler haline gelmiştir. Sovyet bloğunun 1991'de çökmesi, alternatif bir ekonomik sistem olarak sosyalizmin etkisini önemli ölçüde azaltmıştır. Başta Latin Amerika Bolivarcılığı olmak üzere sol hareketler dünyanın bazı bölgelerinde etkili olmaya devam etmekte olup, Bolivarcı Venezuela'nın Küba ile olan bağları gibi bazılarının daha geleneksel anti-kapitalist hareketlerle bağları bulunmaktadır.
Pek çok gelişmekte olan piyasada, bankacılık ve mali sermayenin etkisi ulusal kalkınma stratejilerini giderek daha fazla şekillendirmeye başlamıştır, bu da bazılarının dünyanın yeni bir mali kapitalizm evresinde olduğunu iddia etmesine sebep olmuştur.[64]
2007-2008 mali krizinin ardından küresel sermaye piyasalarına yapılan devlet müdahalesi, bazı kesimler tarafından serbest piyasa kapitalizminin krize girdiğinin bir işareti olarak algılanmıştır. Kısmen subprime mortgage krizine bağlı olarak bankacılık sistemi ve finans piyasalarında yaşanan ciddi çalkantılar Eylül 2008'de kritik bir noktaya ulaşmış, küresel kredi piyasalarındaki ciddi likidite daralması yatırım bankaları ve diğer kurumlar için varoluşsal bir tehdit oluşturmuştur.[65][66]
Gelecekte
[değiştir | kaynağı değiştir]Michio Kaku'ya göre,[67] bilgi toplumuna geçiş, bilgi üretmek ve işlemek için gereken "sermayenin" kitleler tarafından kullanılabilir hale gelmesi ve kontrole dilmesinin zorlaşması nedeniyle kapitalizmin bazı kısımlarının terk edilmesini içermektedir ve bu tartışmalı fikri mülkiyet konularıyla yakından ilişkilidir. Bazıları[67], olgun nanoteknolojinin, özellike de evrensel birleştiricilerin geliştirilmesinin kapitalizmi geçersiz kılabileceğini ve sermayenin insanlığın ekonomik yaşamında önemli bir faktör olmaktan çıkacağını ileri sürmüştür. Bob Avakian, Jason Hickel, Paul Mason, Richard D. Wolff ve "Scientists' warning on affluence"da katkıda bulunan çeşitli düşünüler de kapitalizmin yerini ne tür bir ekonomik sistemin alabileceğini araştırmışlardır.[68]
Kadının rolü
[değiştir | kaynağı değiştir]Kadın tarihçiler, kapitalizmin kadınların statüsü üzerindeki etkisini tartışmışlardır.[69][70] Alice Clark, kapitalizmin 17. yüzyıl İngiltere'sine ulaştığında, ekonomik önlemlerin çoğunu kaybeden kadınların statüsünü olumsuz etkilediğini savunmuştur. Clark'a göre 16. yüzyıl İngiltere'sinde kadınlar sanayi ve tarımın birçok alanında çalışıyordu. Ev, üretimin merkezi bir birimiydi ve kadınlar çiftliklerin işletilmesinde, bazı zanaatlarda ve toprak mülklerinde hayati bir rol oynuyordu. Yararlı ekonomik rolleri onlara kocalarıyla bir tür eşitlik sağlıyordu. Ancak Clark'a göre, 17. yüzyılda kapitalizm genişledikçe, işbölümü de giderek artmış, koca ev dışında ücretli işlerde çalışırken, kadın ücretsiz ev işlerine indirgenmiştir. Orta sınıf kadınlar hizmetçilere nezaret ederek boş bir ev yaşamına hapsedilmiş; alt sınıf kadınlar ise düşük ücretli işlerde çalışmak zorunda kalmıştır. Bu nedenle kapitalizmin kadınlar üzerinde olumsuz bir etkisi olmuştur.[71] Buna karşılık Ivy Pinchbeck kapitalizmin kadınların özgürleşmesi için gerekli koşulları yarattığını savunmuştur.[72] Tilly ve Scott Avrupa tarihinde üç aşama tespit edilerek sürekliliği ve kadınların statüsünü vurgulamışlardır. Sanayi öncesi dönemde üretim çoğunlukla ev kullanımı içindi ve kadınlar birçok ev ihtiyacını üretiyordu. İkinci aşama, erken sanayileşmenin "aile ücret ekonomisi" idi. Bu aşamada tüm aile, karı, koca ve büyük çocuklar da dahil olmak üzere üyelerin kolektif ücretlerine bağlıydı. Üçüncü ya da modern aşama, ailenin tüketim alanı olduğu ve kadınların yükselen tüketim standartlarını desteklemek için perakende ve büro işlerinde çok sayıda istihdam edildiği "aile tüketim ekonomisi"dir.[73]
Ayrıca bakınız
[değiştir | kaynağı değiştir]- 2007-2008 finansal krizi
- Brenner tartışması
- Kapitalizm ve İslam
- Kapitalist üretim biçimi
- Çitleme
- İngiliz Tarım Devrimi
- Fernand Braudel
- Küreselleşme tarihi
- İlkel sermaye birikimi
- Protestan iş ahlakı
- Basit meta üretimi
Kaynakça
[değiştir | kaynağı değiştir]- ^ Richard Biernacki, review of Ellen Meiksins Wood (1999), The Origin of Capitalism (Monthly Review Press, 1999), in Contemporary Sociology, Vol. 29, No. 4 (Jul., 2000), pp. 638–39 JSTOR 2654574.
- ^ Ellen Meiksins Wood (2002), The Origin of Capitalism: A Longer View (London: Verso, 2002).
- ^ Hickel, Jason (2017). "3 – Where did poverty come from? A creation story". The divide : a brief guide to global inequality and its solutions. Londra: Penguin Random House. ISBN 9781785151125. OCLC 984907212.
- ^ Brenner, Robert, 1977, "The Origins of Capitalist Development: a Critique of Neo-Smithian Marxism", in New Left Review 104: 36–37, 46
- ^ Dobb, Maurice 1947 Studies in the Development of Capitalism. New York: International Publishers Co., Inc. 42–46, 48 ff.
- ^ James Fulcher, Capitalism (New York: Oxford University Press, 2004) 19
- ^ Degen, Robert A. (31 Aralık 2011). The Triumph of Capitalism. New Brunswick, New Jersey: Transaction Publishers (2011 tarihinde yayınlandı). s. 12. ISBN 9781412809856. Erişim tarihi: 13 Ocak 2016.
By the early 1400s, power came to be shared in an arrangement giving representation to various segments of the social order, but the dichotomy between wage earners and capitalist merchants remained.
- ^ Ellen Meikisins Wood, The Origin of Capitalism: A Longer View, 2nd edn (London: Verso, 2002), p. 99.
- ^ “Enclosure” modern yazımdır, ‘inclosure’ ise Birleşik Krallık'ta yasal belgelerde ve yer adlarında hala kullanılan eski bir yazımdır.
- ^ Thompson, E. P. (1991). The Making of the English Working Class. Penguin. s. 217.
- ^ A comparison of the English historical enclosures with the (much later) German 19th century Almanca: Landflucht. Engels, Friedrich (1882). "Die Mark". Almanca: Die Entwicklung des Sozialismus von der Utopie zur Wissenschaft. Hottingen (Zurich). Marx, Karl; Engels, Friedrich. Werke. 1973 reprint of 196t 1st. Berlin: Karl Dietz.
- ^ Hickel, Jason (2018). The Divide: A Brief Guide to Global Inequality and its Solutions. Windmill Books. ss. 78-79. ISBN 978-1786090034.
- ^ W. A. Armstrong
- ^ Chambers, J. D.; Mingay, G. E. (1982). The Agricultural Revolution 1750–1850. Reprinted. Batsford. s. 104.
- ^ Armstrong, W A (1981). The Influence of Demographic Factors on the Position of the Agricultural Labourer in England and Wales, c.1750–1914". in "Agricultural History Review.". The Agricultural History Review. 29. British Agricultural History Society. s. 79. 1 Ağustos 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Ocak 2014.
- ^ Ellen Meiksins Wood (2002), The Origin of Capitalism: A Longer View (London: Verso, 2002), pp. 73–94.
- ^ Warburton, David, Macroeconomics from the beginning: The General Theory, Ancient Markets, and the Rate of Interest. Paris: Recherches et Publications, 2003. p. 49
- ^ Trivellato, Francesca (2020). "Renaissance Florence and the Origins of Capitalism: A Business History Perspective". Business History Review (İngilizce). 94 (1). ss. 229-251. doi:10.1017/S0007680520000033. ISSN 0007-6805.
- ^ Fredona, Robert; Reinert, Sophus A. (2020). "Italy and the Origins of Capitalism". Business History Review (İngilizce). 94 (1). ss. 5-38. doi:10.1017/S0007680520000057. ISSN 0007-6805. 3 Nisan 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Eylül 2024.
- ^ a b c d Burnham, Peter Capitalism, the Concise Oxford Dictionary of Politics, 2003 Oxford: Oxford University Press
- ^ a b Encyclopædia Britannica (2006)
- ^ John J. McCusker, Mercantilism and the Economic History of the Early Modern Atlantic World (Cambridge UP, 2001)
- ^ Now attributed to Sir Thomas Smith; quoted in Braudel (1979), p. 204.
- ^ David Onnekink; Gijs Rommelse (2011). Ideology and Foreign Policy in Early Modern Europe (1650–1750). Ashgate Publishing, Ltd. s. 257. ISBN 9781409419143.
- ^ Quoted in Sir George Clark, The Seventeenth Century (New York: Oxford University Press, 1961), p. 24.
- ^ Scott, John; Marshall, Gordon (2005). "capitalism". Oxford Dictionary of Sociology. 3rd. Oxford University Press. ISBN 978-0-19-860986-5.
- ^ Polanyi, Karl. The Great Transformation. Beacon Press, Boston. 1944. p. 87
- ^ a b Jairus Banaji (2007), "Islam, the Mediterranean and the rise of capitalism", Journal Historical Materialism 15#1 pp. 47–74, Brill Publishers.
- ^ Economic system :: Market systems. Encyclopædia Britannica. 2006. 24 Mayıs 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Eylül 2024.
- ^ "chartered company". 9 Ocak 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ Ellen Meiksins Wood (2002), The Origin of Capitalism: A Longer View (London: Verso, 2002), pp. 142–46.
- ^ Inikori, Joseph E.. Atlantic Slavery and the Rise of the Capitalist Global Economy. https://www.journals.uchicago.edu/doi/10.1086/709818
- ^ Harvey, Mark (4 Ekim 2019). "Slavery, coerced labour, and the development of industrial capitalism in Britain". History Workshop. 26 Kasım 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Ekim 2023.
- ^ Ayres, Robert (1989). Technological Transformations and Long Waves (PDF). International Institute for Applied Systems Analysis. ss. 16-17. ISBN 3-7045-0092-5. 1 Mart 2012 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Ocak 2014.
- ^ "PBS.org". PBS.org. 24 Ekim 1929. 30 Mart 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Temmuz 2010.
- ^ Michael D. Bordo, Barry Eichengreen, Douglas A. Irwin. "Is Globalization Today Really Different than Globalization a Hundred Years Ago?". NBER Working Paper No.7195. June 1999.
- ^ a b Stanley Engerman; Seymour Drescher; Robert Paquette (2001). Slavery (Oxford Readers). Oxford University Press.
- ^ Barnes, Trevor J. (2004). Reading economic geography. Blackwell Publishing. s. 127. ISBN 0-631-23554-X.
- ^ Fulcher, James. Capitalism. 1st ed. New York: Oxford University Press, 2004.
- ^ Mattei, Clara E. (2022). The Capital Order: How Economists Invented Austerity and Paved the Way to Fascism. University of Chicago Press. s. 3. ISBN 978-0226818399. 4 Ocak 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Ekim 2024.
Austerity is not new, nor is it a product of the so-called Neoliberal Era that began in the 1970s. Outside, perhaps, of the less than three booming decades that followed World War II, austerity has been the mainstay of capitalism. It has been true throughout history that where capitalism exists, crisis follows. Where austerity has proven wildly effective is in insulating capitalist hierarchies from harm during these moments of would-be social change.
- ^ Doug Henwood, küreselleşmenin en parlak döneminin on dokuzuncu yüzyılın ortalarında yaşandığını savunan bir ekonomisttir. Örneğin, “What Is Globalization Anyway?” adlı kitabında şöyle yazmaktadır “Küreselleşmenin” sadece yeniliği değil, kapsamı da abartılıyor. Sermaye akışları 100 yıl önce daha serbestti ve İngiliz yatırımcıların yabancı holdingleri bugün gördüğümüzden çok daha büyüktü. Sanki tüm dünya bir montaj hattıymış gibi hammadde ve parçaları dünyanın dört bir yanına taşıyan çok uluslu şirket imajları, ABD ticaretinin yalnızca onda birini oluşturduğundan, fazlasıyla abartılmaktadır.[1] (See also Henwood, Doug (1 Ekim 2003). After the New Economy. New Press. ISBN 1-56584-770-9.)
- ^ Bu soruya ilişkin bir değerlendirme için bakınız Peter Evans, "The Eclipse of the State? Reflections on Stateness in an Era of Globalization", World Politics, 50, 1 (October 1997): 62–87.
- ^ Milanovic, Branko (1 Ağustos 2006). Global Income Inequality: What It Is And Why It Matters? (PDF). DESA Working Paper. 26. ss. 7-9.
- ^ Brooks, David (27 Kasım 2004). "Good News about Poverty". 27 Aralık 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Şubat 2008.
- ^ Fengbo Zhang: Speech at "Future China Global Forum 2010": China Rising with the Reform and Open Policy 9 Ekim 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi..
- ^ Dahl, Robert (2000). On Democracy. Yale University: Yale Nota Bene. ss. 168. ISBN 0-300-07627-4.
- ^ This is the most dangerous time for our planet 31 Ocak 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. Stephen Hawking via The Guardian. 1 December 2016.
- ^ Neoliberalism: Oversold? 27 Mayıs 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. – IMF Finance & Development June 2016 • Volume 53 • Number 2
- ^ IMF: The last generation of economic policies may have been a complete failure 7 Ekim 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. Business Insider. May 2016.
- ^ a b Jones, Campbell, Martin Parker and Rene Ten Bos, For Business Ethics. (Routledge, 2005) 0415311357, p. 101
- ^ Stephen Haymes, Maria Vidal de Haymes and Reuben Miller (eds), The Routledge Handbook of Poverty in the United States 17 Haziran 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., (London: Routledge, 2015) 0415673445, pp. 1–2.
- ^ Jason Hickel (February 13, 2019). An Open Letter to Steven Pinker (and Bill Gates) 21 Ağustos 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. Jacobin. Retrieved February 14, 2019.
- ^ Bales, Kevin (2012). Disposable People: New Slavery in the Global Economy. University of California Press. ISBN 978-0520272910.
- ^ Žižek, Slavoj (2018). The Courage of Hopelessness: A Year of Acting Dangerously. Melville House. s. 29. ISBN 978-1612190037.
- ^ Saskia Sassen, Expulsions: Brutality and Complexity in the Global Economy. (Harvard University Press, 2014) 0674599225
- ^ Loïc Wacquant. Prisons of Poverty 29 Kasım 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. University of Minnesota Press (2009). p. 55 0816639019.
- ^ Dawson, Ashley (2016). Extinction: A Radical History. OR Books. s. 41. ISBN 978-1944869014. 17 Eylül 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Ekim 2024.
- ^ Harvey, David (2005). A Brief History of Neoliberalism. Oxford University Press. s. 173. ISBN 0199283273. 28 Kasım 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Ekim 2024.
- ^ Dunsmuir, Lindsay (11 Ekim 2017). "IMF calls for fiscal policies that tackle rising inequality". Reuters. 12 Temmuz 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Kasım 2017.
- ^ Jaffe, Greg (20 Nisan 2019). "Capitalism in crisis: U.S. billionaires worry about the survival of the system that made them rich". The Washington Post. 11 Aralık 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Nisan 2019.
- ^ a b Gerstle, Gary (2022). The Rise and Fall of the Neoliberal Order: America and the World in the Free Market Era. Oxford University Press. ss. 10-12, 293. ISBN 978-0197519646. 26 Haziran 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Ekim 2024.
- ^ Bartel, Fritz (2022). The Triumph of Broken Promises: The End of the Cold War and the Rise of Neoliberalism. Harvard University Press. ss. 5-6, 19. ISBN 9780674976788. 9 Ağustos 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Ekim 2024.
- ^ Desai, Radhika (2022). Capitalism, Coronavirus and War: A Geopolitical Economy. Routledge. ss. 6-8, 179. doi:10.4324/9781003200000. ISBN 9781032059501.
Sınıfsal güç dengesi kendi anavatanlarında sermaye lehine ağır bir şekilde eğimli kalmaya devam ederken, uluslararası güç dengesi belirgin bir şekilde kapitalizmden uzaklaşmakta, Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa, Japonya ve yerleşimci sömürgelerden oluşan cazibeli çemberin dışında kalan herkesi, ilerlemeler ve geri dönüşlerle, büyük kapitalist ülkelerden ve muhtemelen kapitalizmden istikrarlı bir şekilde uzaklaştırmaktadır. Bu süreç Rus Devrimi ile başladı ve 1990'lardaki geri dönüşlerin ardından, yeni yüzyılda Rusya, Venezüella, Küba ve İran'ın da aralarında bulunduğu, ekonomik ve güvenlik egemenliklerini savunmak isteyen ülkelerin, ekonomik merkezi Çin olan bir ittifak oluşturmasıyla yeniden başladı. Pandemi ve savaş bu süreçleri hızlandırdı.
- ^ Marois, Thomas (2012) States, Banks and Crisis: Emerging Finance Capitalism in Mexico and Turkey. Cheltenham, Gloucestershire, UK: Edward Elgar Publishing.
- ^ "President Bush Meets with Bicameral and Bipartisan Members of Congress to Discuss Economy" 5 Haziran 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Whitehouse.gov, September 25, 2008.
- ^ "House votes down bail-out package". 29 Eylül 2008. 28 Aralık 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Ekim 2024 – news.bbc.co.uk vasıtasıyla.
- ^ a b Kaku, Michio (1999). Visions: How Science Will Revolutionize the 21st Century and Beyond. New York: Oxford University Press. 0-19-288018-7
- ^ Wiedmann, Thomas; Lenzen, Manfred; Keyßer, Lorenz T.; Steinberger, Julia K. (2020). "Scientists' warning on affluence". Nature Communications. 11 (3107): 3107. Bibcode:2020NatCo..11.3107W. doi:10.1038/s41467-020-16941-y. PMC 7305220 $2. PMID 32561753.
Daha radikal olan ikinci grup ise aynı fikirde değildir ve ihtiyaç duyulan sosyo-ekolojik dönüşümün mutlaka kapitalizmin ve/veya mevcut merkezi devletlerin ötesine geçilmesini gerektireceğini savunmaktadır. Önemli ölçüde heterojenlik içermesine rağmen, demokratik devleti sosyo-ekolojik dönüşümü başarmak için önemli bir araç olarak gören eko-sosyalist yaklaşımlar ve bunun yerine devlet olmadan katılımcı demokrasiyi hedefleyen ve böylece hiyerarşileri en aza indiren eko-anarşist yaklaşımlar olarak ikiye ayrılabilir. Birçok degrowth yaklaşımı bu iki yaklaşımın unsurlarını bir araya getirmekte, ancak genellikle devlet eylemi için eko-anarşistlerden daha güçlü bir rol görmektedir.
- ^ Eleanor Amico, ed. Reader's guide to women's studies (1998) pp. 102–04.
- ^ Janet Thomas, "Women and capitalism: oppression or emancipation? A review article". Comparative studies in society and history 30#3 (1988): 534–49. JSTOR 178999.
- ^ Alice Clark, Working life of women in the seventeenth century (1919).
- ^ Ivy Pinchbeck, Women Workers in the Industrial Revolution (1930).
- ^ Louise Tilly and Joan Wallach Scott, Women, work, and family (1987).
Daha ileri okumalar
[değiştir | kaynağı değiştir]- Appleby, Joyce. The Relentless Revolution: A History of Capitalism (2011)
- Business History Review, Special issue on Italy and the Origins of Capitalism, Business History Review, Volume 94 - Issue 1 - Spring 2020.
- Braudel, Fernand (1979), "The Wheels of Commerce", Civilization and Capitalism 15th–18th Century
- Cheta, Omar Youssef. "The economy by other means: The historiography of capitalism in the modern Middle East", History Compass (April 2018) 16#4 DOI:10.1111/hic3.12444
- Comninel, George C. "English feudalism and the origins of capitalism" Journal of Peasant Studies, 27#4 (2000), pp. 1–53 DOI:10.1080/03066150008438748
- Maurice Dobb and Paul Sweezy's famous debate on transition from feudalism to capitalism. Hilton, Rodney H. 1976. ed. The Transition from Feudalism to Capitalism.
- blog on the Dobb-Sweezy debate Leftspot.com
- Duplessis, Robert S. Transitions to Capitalism in Early Modern Europe (1997).
- Friedman, Walter A. "Recent trends in business history research: Capitalism, democracy, and innovation". Enterprise & Society 18.4 (2017): 748–771.
- Giddens, Anthony. Capitalism and modern social theory: An analysis of the writings of Marx, Durkheim and Max Weber (1971).
- Hilt, Eric. "Economic History, Historical Analysis, and the 'New History of Capitalism'". Journal of Economic History (June 2017) 77#2 pp 511–536. online
- Kocka, Jürgen. Capitalism: A Short History (2016) excerpt
- McCarraher, Eugene. The Enchantments of Mammon: How Capitalism Became the Religion of Modernity (2022) excerpt
- Marx, Karl (1867) Das Kapital
- Morton, Adam David. "The Age of Absolutism: capitalism, the modern states-system and international relations" Review of International Studies (2005), 31 : 495–517 Cambridge University Press DOI:10.1017/S0260210505006601
- Neal, Larry, and Jeffrey G. Williamson, eds. The Cambridge History of Capitalism (2 Vol 2016)
- Olmstead, Alan L., and Paul W. Rhode. "Cotton, slavery, and the new history of capitalism". Explorations in Economic History 67 (2018): 1–17. online 8 Mart 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
- O'Sullivan, Mary. "The Intelligent Woman's Guide to Capitalism". Enterprise & Society 19.4 (2018): 751–802. online
- Nolan, Peter (2009) Crossroads: The end of wild capitalism. Marshall Cavendish, 978-0-462-09968-2
- Patriquin, Larry "The Agrarian Origins of the Industrial Revolution in England" Review of Radical Political Economics, Vol. 36, No. 2, 196–216 (2004) DOI:10.1177/0486613404264190
- Perelman, Michael (2000) The Invention of Capitalism: Classical Political Economy and the Secret History of Primitive Accumulation. Duke University Press. 0-8223-2491-1, 978-0-8223-2491-1
- Prak, Maarten; Zanden, Jan Luiten van (2022). Pioneers of Capitalism: The Netherlands 1000–1800. Princeton University Press.
- Schuessler, Jennifer. "In History Departments, It's Up With Capitalism" April 6, 2013 The New York Times
- Schumpeter, Joseph A. Can capitalism survive? (1978)
- James Denham-Steuart [1767] An Inquiry into the Principles of Political Economy vol 1, vol2, vol 3
- Weber, Max. The Protestant Ethic and the Spirit of Capitalism (2002).
- Zmolek, Mike (2000). "The case for Agrarian capitalism: A response to albritton" Journal of Peasant Studies, Volume 27, Issue 4 July 2000, pp. 138–59
- Zmolek M. (2001) DEBATE – Further Thoughts on Agrarian Capitalism: A Reply to Albritton The Journal of Peasant Studies, Volume 29, Number 1, October 2001, pp. 129–54 (26)
- Debating Agrarian Capitalism: A Rejoinder to Albritton
- Research in Political Economy, Volume 22
- The Roots of Merchant Capitalism
- World Socialist Movement. "What Is Capitalism?" World Socialism. 13, August 2007.
- Thomas K. McCraw, "The Current Crisis and the Essence of Capitalism", The Montreal Review (August, 2011)
- Zofia Łapniewska, "History of Capitalism", Museum des Kapitalismus, Berlin 2014.