Vikipedi:Haftanın seçkin maddesi/29. Hafta 2009
İnka mimarisi, üç temel kavram üzerine kurulmuştur: Hassaslık, kullanışlılık ve sadelik. İnka mimarisinin temel anlayış prensibi "Az çoktur!" olmuştur.
İnka mimarisindeki en baskın biçim basit, ancak zarif ve mükemmel bir şekilde kullanılmış olan ikizkenar yamuk şeklidir. İkizkenar yamuk biçimindeki kapılar, pencereler ve duvarlardaki nişler her tipteki İnka yapısında görülmektedir. Kullanışlılığın etkilenmediği her yerde bu yamuklardan mümkün olduğunca fazla kullanılmıştır.
İnka inşaatçılarının kullanışlılığı geri plana attıkları tek husus, akan suyla girdikleri mimari ilişki olmuştur. Suyun, şırıltıyla ve köpürerek döküldüğü oluklar, bazen oyma süslerle bezenmiş taşlar ile süslenmiş, bazen de hiç gerekli olmadığı halde karmaşık taş kanallar ile bir sonraki çeşmeye ya da banyolara bağlanmıştır. Zaman zaman bir çeşmeden bir diğer çeşmeye gereksiz denebilecek, ancak hoş ve güzel bir dekorasyon vermek amacıyla şelaleler ve süslemeler yapılmıştır. İnkalar suyun sesini ve görüntüsünü mimari bir tasarım elemanı olarak ele almışlar ve tüm hünerlerini bu hayat kaynağı sıvı üzerinde en yüksek düzeyde göstermekten büyük zevk duymuşlardır.
İnkalar yapılarında bölgede bulunabilen kireçtaşı veya granit gibi taşları kullandılar. Ancak bazı yerlerde kaynak olmadığı için taşları uzun mesafelerden getirmek durumunda kalıyorlardı. Örneğin Ollantaytambo köyündeki gibi bir yerde kale ve tapınak kompleksini kurmak için, çok büyük kaya bloklarını Urubamba Vadisi'nin bir ucunda parçalamak, bunları dağlardan aşağıya indirmek ve Urubamba Nehri'nden geçirerek çok uzun bir inşaat rampasından çıkarmak zorunda kalmışlardır. (Devamı...)