Arap Soğuk Savaşı
Arap Soğuk Savaşı | |||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|
Soğuk Savaş | |||||||
| |||||||
Taraflar | |||||||
Mısır (1973'e kadar) Destek: Sovyetler Birliği Çin |
Suudi Arabistan Destek: ABD Birleşik Krallık İran | ||||||
Komutanlar ve liderler | |||||||
Cemal Abdünnâsır Saddam Hüseyin Muammer Kaddafi Hafız Esad |
Kral Faysal Kral Hüseyin Emir Cabir Sultan Kâbus Kral Hasan |
Arap Soğuk Savaşı (Arapça: الحرب العربية الباردة el-ḥarb el-`arabiyyah el-bāridah), Arap dünyasında 1952'de Cemal Abdünnâsır'ı iktidara getiren Mısır Devrimi ile 1979'da İran-Arap gerginliklerinin Arap içi çatışmayı tutmasına neden olan İran Devrimi'nin neden olduğu siyasi rekabetti. Bir tarafta Mısır önderliğindeki yeni kurulan cumhuriyetler ile diğer tarafta Suudi Arabistan önderliğindeki geleneksel krallıklar bulunmaktaydı.
Nâsır, laik, pan-Arap milliyetçiliğini ve sosyalizmi, krallıkların İslamcılığına ve rantçılığına yanı sıra bölgedeki Batılı karışıklıktaki algılanan zorluklarına bir yanıt olarak benimsedi ve ayrıca İsrail'in bağımsızlığı ve 1948 savaşındaki yenilginin getirdiği aşağılamaya karşı kendisini Arap ve Filistin onurunun en önde gelen savunucusu olarak adadı. Yavaş yavaş, Nâsırcılık, başta Suriye, Irak, Libya, Kuzey Yemen ve Sudan olmak üzere ülkelerindeki monarşilerin yerini aldıkları diğer Arap liderlerinin desteğini kazandı.[1] Bu durum üzerine ülkeler arasında çeşitli birleştirme girişimleri yapıldıysa da tamamı çeşitli siyasi nedenlerden dolayı başarısızlıkla sonuçlandı.
Buna karşılık, Suudi Arabistan, Ürdün, Fas ve diğer Körfez monarşileri, doğrudan ve dolaylı yollarla Nâsır'ın etkisine karşı koymaya çalışırken birbirine yaklaştılar.[1]
Arap Soğuk Savaşı ifadesi ilk olarak Amerikalı siyaset bilimci ve Orta Doğu bilgini Malcolm H. Kerr tarafından 1965 yılında Arap Soğuk Savaşı kitabında ve daha sonraki baskılarda kullanılmıştır. Adına karşın Arap Soğuk Savaşı, Soğuk Savaş'ın aksine aslında kapitalist ve komünist ekonomik sistemler arasında bir çatışma değildi. Amerika Birleşik Devletleri ile Sovyetler Birliği arasındaki daha geniş çatışmaya bağlayan şey, ABD'nin Suudi liderliğindeki monarşilere ve Sovyetler Birliği'nin de Nâsırcı cumhuriyetleri desteklemesiydi ancak teoride neredeyse tüm Arap devletleri Bağlantısızlar Hareketi üyeleriydi ve sosyalist cumhuriyetler kendi ülkelerindeki komünist partileri dışladılar.
1970'lerin sonunda, Arap Soğuk Savaşı'nın bir dizi faktör nedeniyle sona erdiği düşünülmektedir. Sovyetler Birliği, Arap müttefikleri olan laik cumhuriyetleri destekleme konusunda ABD'ye ayak uyduramadı. Bu rejimler, ekonomik durgunluk, yolsuzluk ve 1967 ve 1973 savaşlarında İsrail'e karşı aldıkları yenilgiler nedeniyle halk arasında giderek itibarlarını kaybetti. Nâsır'ın halefi Enver Sedat, 1978'de İsrail ile barış anlaşması yaptı ve 1979 İran Devrimi'nin ardından İslamcılığın popülerlik kazanması[2] ve İran'ın bu konuda bölgesel bir güç haline gelmesiyle Şii ve Sünni Müslüman devletler arasındaki çeşitli vekalet savaşları nedeniyle Mısır ve Suudi Arabistan aralarında müttefiklik yaptı.