Çin Halk Cumhuriyeti'nin Tibet'i ilhakı, Çin Halk Cumhuriyeti (ÇHC) devletinin Tibet bölgesi üzerindeki kontrolü kazandığı süreçtir. Bu süreç, Çin Hükûmeti tarafından "Tibet'in barışçıl kurtuluşu"[dipnot 1][6][7][8], Sürgündeki Tibet Hükümeti tarafından ise "Tibet'in Çin tarafından istilası"[9][10] olarak anılır. Tibet Hükûmeti'nin uluslararası tanınma kazanma girişimleri, kendi ordusunu modernleştirme çabaları, ÇHC Hükûmeti ile müzakerelerde bulunması ve Ekim 1950'de Batı Kham'a bağlı Qamdo bölgesinde bir askeri çatışmaya katılmasından sonra Tibet Hükûmeti, Ekim 1951'de Çin baskısı altında On Yedi Noktalı Anlaşma'yı en sonunda kabul etti.[11][12] Tibet'in Çin'e dahil edilme süreci, bazı Batılı gözlemciler tarafından bir ilhak olarak görülür.[13][14] Çin otoritesine yeni girmiş Tibet'te Tibet Hükûmeti ve Tibet'in toplumsal yapıları başlangıçta muhafaza edildi, ancak 1959 Tibet isyanının sonucu olarak 14. Dalay LamaTenzin Gyatso sürgüne kaçtı ve Tibet'in hükûmeti ve toplumsal yapıları çözüldü.[15]
^Goldstein, Melvyn C. (1989). A history of modern Tibet, 1913-1951 : the demise of the Lamaist state. Berkeley: University of California Press. s. 639. ISBN9780520075900.
^14üncü Dalai Lama (1990). Freedom in Exile: The Autobiography of the Dalai Lama (İngilizce). Londra: Little, Brown and Co. ISBN0-349-10462-X.
^Goldstein, Melvyn C. (1989). A history of modern Tibet, 1913-1951 : the demise of the Lamaist state. Berkeley: University of California Press. ss. 679, 740. ISBN9780520075900.
^"Tibet Through Chinese Eyes", The Atlantic, 1999, 19 Mayıs 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi, erişim tarihi: 4 Mayıs 2020, In Western opinion, the "Tibet question" is settled: Tibet should not be part of China; before being forcibly annexed, in 1951, it was an independent country.