Tatil-i Eşgaal Kanunu
Bu madde hiçbir kaynak içermemektedir. (Temmuz 2024) (Bu şablonun nasıl ve ne zaman kaldırılması gerektiğini öğrenin) |
Tatil-i Eşgaal Kanunu (27 Temmuz 1909)
Tatil-i Eşgaal Kanunu Osmanlı Devleti'nde grevleri düzenleyen bir kanundur.
1908 yılında II. Meşrutiyet’in ilanını takip eden aylardaki yaygın grevler, 1908 yılı Ağustos-Ekim ayları arasında İstanbul ve Rumelinde geniş boyutlara ulaşmış, İzmir ve Adana’ya da sıçramıştır. Grevler çalışma koşullarının düzeltilmesiyle ilgili istemlerin karşılanmaması sonucu başlamış ve yayılmıştır. Grevlerin, hemen meşrutiyetin ilanından sonra başlamış olması, meşrutiyete gelinceye kadarki zaman içinde İttihatçıların işçileri de yanlarına almak için yaptıkları propagandanın sonucudur. İşçiler, ittihatçıları mücadelelerinde desteklemişler; İttihatçılar, işçilere vaatlerde bulunmuşlar ve iktidar olmuşlardır. Ancak, işçilerin istekleri yerine getirilmemiştir. Bunun üzerine Birçok ilde işçiler iş bırakmışlardır. İTC yönetimi, grevlerin üzerine polis ve askerle gitmiş, zor kullanarak iş bırakmaları önlemeye çalışmıştır.
Zor kullanmanın yasal durumu, 25 Eylül 1908’de Tatil-i Eşgal Kanun-u Muvakkati’yle belirlenmiştir. Kanunun muvakkat -geçici- olması hükûmetin aldığı bir karar olmasındandır. Bu geçici kanunla, iş bırakma yasaklanmıştır. Yayımlanan tebliğde, önce resmi daire çalışanlarının grev yapamayacakları belirtilmiştir. Ardından toplumsal çıkarlara aykırı bulunan demiryolu, su, gaz, elektrik, tramvay, rıhtım, liman işçileri ve müstahdemlerinin de grev yapamayacakları duyurulmuştur. Bu yasaklamalara göre toplumda, insan topluluğunun menfaatlerine yapılan işlerde çalışanlara grev yasağı getirilmiş bulunmaktadır. Bu kapsam, her zaman genişletilebilecek bir kavramdır.
27 Temmuz 1909 tarihinde geçici kanunun yerine, süreklisi olan Tatil-i Eşgaal kanunu çıkarılmıştır. Bu kanunda “Hizmet-i Umumiye” kavramı geliştirilmiştir. Toplumu ilgilendiren hizmetleri yerine getiren işyerlerinde sendikalaşma yasağı getirilmiştir. Aynı zamanda, bu tür iş yerlerinde kurulu sendikalar da kapatılmıştır. Grev hakkı kısıtlanmış, grevin başlatılmasından önce uzun bir uzlaşma süreci yaşanması öngörülmüştür.
1936 yılında yürürlüğe giren 3008 sayılı "iş sözleşmesi kanunu"na kadar yürürlükte kalmıştır.