Tartışma:Türkiye Birlik Partisi

Başlık 2

Fakat bu parti gibi Türkiye'de Diyanet'in kaldırılması gerektiğini savunan çevrelerin görmezlikten geldiği bir olgu vardır. 1924 yılında Diyanet ile Vakıflar Genel Müdürlüğü birbirlerinden ayrılmıştır. Osmanlı döneminde ve 1920-1923 yılları arasında din hizmetlerini vakıfların gelirleri finanse etmektedir.Devlet vakıflara el koymuş ve Diyanet personelinin maaşlarını karşılamayı da üzerine almıştır.Bugün eğer Diyanet devlet sisteminden dışarıda bırakılırsa bu durumda Osmanlı'dan gelen bir kurum olarak hakkı olduğu vakıf gelirlerinin yani Vakıflar Genel Müdürlüğünün toptan(Cumhuriyet Dönemindeki kazanımlarını içerecek şekilde) kendisine iade edilmesi gibi uluslarası hukukça da savunulacak (aynen gayri müslim vakıflarında olduğu gibi) bir hakkı vardır. Bu da Diyanetin bugünkü bütçesinin yaklaşık 10 katı bir bütçeye sahip olması demektir. Partinin Alevi sorunlarına bizzat Diyanet üzerinden bir çözüm getirme projesi bu sorunu kestirmden çözme denemesinden başka bir şey olmamıştır. Oysa bugün Alevi sorununa da çözüm olabilecek şekilde din alanında sivilleşmenin yolu din hizmetlerinin bir şekilde vakıf gelirleri ile birleşmesinden ve birçoğu değiştirilmesi teklif dahi edilmeyen tekke ve zaviyeler hakkındaki düzenlemeden geçmektedir. Çünkü Bektaşi tekkelerinin Osmanlı dönemine ait vakıf hakları da bugün Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün maiyetindedir. Alevi sorunlarını ciddi şekilde tartışanlar (Ak Partinin son açılım toplantıları dahil) ise sünnilerin lehine daha fazla sonuç doğuracağı için vakıflar meselesini ve İsmail Kara'nın deyişiyle tekke ve zaviyeler hakkındaki düzenlemeleri (büyük oranda mayınlı arazi olduğu için) bilinçli bir şekilde gözardı etmektedirler