Tartışma:Dâbbetü'l-arz
Konu ekleVikiproje Mitoloji | (Başlangıç-sınıf, Az-önem) | ||||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
|
Vikiproje İslam | (Başlangıç-sınıf, Az-önem) | ||||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
|
Burası Dâbbetü'l-arz adlı madde üzerindeki değişikliklerin konuşulduğu tartışma sayfasıdır. Maddenin konusunun genel olarak tartışıldığı bir forum değildir. |
|||
|
34. sure 14.ayette "dabbetülarz" olarak geçen ifade “ağaç kurdu”anlamındadır. "dabbetülarz" dabbe ve arz sözcüklerinden oluşan bir isim tamlamasıdır.
27.sure 82.ayette “dabbeten minelarzı” biçiminde geçer.('dabbetülarz'ifadesi ise 34.sure14.ayette geçmektedir) Dabbe(canlı) sözcüğü, bazı yorumcular tarafından “dışardan bakıldığında canlı gibi görünen cansız varlıklar” şeklinde yorumlanmıştır.
27.sure 82. ayet 'Söz onların aleyhine vâki olduğunda , onlar için yeryüzüne ait herhangi bir dabbe çıkarırız. O da onlara konuşur ! Nâs, âyetlerimize kanaat etmez hale geldi.
Acaba Muhammed peygamber zamanında yaşayan insanlar bu ayetten hiçbir şey anlamamışlar mıdır?
Ayetin anlaşılmasında o zamanki Mekke Cahiliyye Toplumu’nun batıl inançları ;yani onların ölü ruhlarına tapışları göz önüne alınmalıdır. Ayette o tapınılan tagutların öldükten sonra tanrılaşmaları, melekleşmeleri veya bir cine dönüşmeleri gibi iddiaları çürütülüyor. Onların öldükten sonra evrende ruhsal bir canlı olarak yaşayıp süper güçlere kavuşacakları, üstün işler yapacakları iddiaları bir yana, onların her hangi bir dabbetülarzın kendi cesetlerine meydan okuması karşısında diğer ölüp gidenler gibi bir şey yapamayacakları örneklenmektedir.
Yerden Çıkan Canavar
[kaynağı değiştir]Maddede şu sözler var:
- Kıyamete çok yakın çıkacağına inanılan bu varlık, topraktan çıkacak, insanları aynı anda etkileyecek, konuşacak ve şimdiye kadar yeryüzünde eşi benzeri görülmemiş bir şiddet uygulayacak.
Eğer Dabbetül Arz yerden çıkacak bir varlıksa bu Kitabı Mukaddes'deki yerden çıkan canavar sözüyle bir söz benzerliği var. Benim bunlar aynı şeylerdir gibi bir iddiam yok. Sadece benzerliğe dikkat çekmek istedim. Bu benzerlikler: yerden çıkma, etkileme, konuşma ve şiddet uygulaması.
Kitabı Mukaddes'de sözü edilen bu yerden çıkan canavar simgesel bir canavardır ve bugünkü çağdaş dünyada temsil ettiği şeyler var. Satanistlerin benimsedikleri sayı "6"dır. "666" ise altıyüzaltmışaltı olarak okunsa da, asıl anlamı 6 nın üç kere tekrar edilerek kesinliği vurgulanır. 1- eksik-kusurlu-yetersiz 2- eksik-kusurlu-yetersiz 3-eksik-kusurlu-yetersiz demektir. "Çünkü bu sayı insanı simgeler" deniliyor. Kitabı Mukaddes'de 6 = eksikliği, kusurluluğu ve yetersizliği simgeler. 7 ise tamlığı ve kusursuzluğu simgeler...
Kitabı Mukaddes Vahiy 13. bölüm:
- 10 Tutsak düşecek olan Tutsak düşecek. Kılıçla öldürülecek olan Kılıçla öldürülecek. 11 Bundan sonra başka bir canavar gördüm. Yerden çıkan bu canavarın kuzu gibi iki boynuzu vardı, ama ejderha gibi ses çıkarıyordu.12 İlk canavarın bütün yetkisini onun adına kullanıyor, yeryüzünü ve orada yaşayanları ölümcül yarası iyileşen ilk canavara tapmaya zorluyordu. 13 İnsanların gözü önünde, gökten yere ateş yağdıracak kadar büyük belirtiler gerçekleştiriyordu. 14 İlk canavarın adına gerçekleştirmesine izin verilen belirtiler sayesinde, yeryüzünde yaşayanları saptırdı. Onlara kılıçla yaralanan, ama sağ kalan canavarın onuruna bir heykel yapmalarını buyurdu. 15 Canavarın heykeline yaşam soluğu vermesi için kendisine güç verildi. Öyle ki, heykel konuşabilsin ve kendisine tapmayan herkesi öldürebilsin. 16 Küçük büyük, zengin yoksul, özgür köle, herkesin sağ eline ya da alnına bir işaret vurduruyordu. 17 Öyle ki, bu işareti, yani canavarın adını ya da adını simgeleyen sayıyı taşımayan ne bir şey satın alabilsin, ne de satabilsin. 18 Bu konu bilgelik gerektirir. Anlayabilen, canavara ait sayıyı hesaplasın. Çünkü bu sayı insanı simgeler. Sayısı 666'dır.
Ejderha = İblis Şeytan:
- 8 Gökte savaş oldu. Mikail'le melekleri ejderhayla savaştılar. Ejderha kendi melekleriyle birlikte karşı koydu, ama gücü yetmedi. Bu yüzden gökteki yerlerini yitirdiler. 9 Büyük ejderha -İblis ya da Şeytan denen, bütün dünyayı saptıran o eski yılan- melekleriyle birlikte yeryüzüne atıldı.
- "Ejderha canavara kendi gücü ve tahtıyla birlikte büyük yetki verdi."
- "ama ejderha gibi ses çıkarıyordu"--88.247.183.234 14:28, 9 Mart 2007 (UTC)
Dabbe'tül Arz
[kaynağı değiştir]Dabbe'tül Arz islam inancına göre topraktan çıkacağına inanılan canlı. Bugüne kadar bunun bir insan olabileceğine inanıldı. Bugün ise Dabbe'nin Bilgisayar olduğu tartışılıyor. Kur'an-ı Kerimde bu canlının herkesin evine gireceği sözleri yorumlanarak yola çıkılan inanca göre günümüzdeki internet Dabbe'ye karşılık yerini aldığı tartışılıyor.
Başlık yönlendirme
[kaynağı değiştir]Dabbetü'l-Arz başlığı bu sayfaya yönlendirilmiş. Dabbe'tül Arzdır nasıl bir tamlama. Tamamen yanlış bir yönlendirme... Ykiraz 19:47, 28 Aralık 2009 (UTC)
DABBETÜL ARZ VE İNSANIN YOL HARİTASI
[kaynağı değiştir]İNSANIN YOL HARİTASI ( Kuran ‘a göre ) Neml 82 O söz başlarına geldiği (kıyamet yaklaştığı) zaman, onlara yerden bir dabbe (mahluk) çıkarırız da, bu onlara insanların ayetlerimize kesin bir iman getirmemiş olduklarını söyler.
(Mekkî 48)
1)Cehennemde temelli kalacak olanlar: Ahiret yurdu sonsuz olarak cehennemdir. Bu katagoriye girenler; Allah’ı inkar edenler(kafirler), ayetleri yalanlayanlar, Allah’a ortak koşanlar(müşrikler), münafıklar, kötülük yapanlar, kibirliler, faiz yiyenler, kasten insan öldürenler bulunmaktadır. Allaha inanıp da isyan edenler de dahildir.(şeytan ifrit ve insanlar gibi) 2)İnancı olup da şüphe içinde olanlar: Şüpheleri yok olana kadar cehennemdedirler. 3)İmanları dereceli olan insanlar: İmanları ve günahları kadar cehennemdedirler. 4)İmanı olup da ibadet ve iyilik sahibi olanlar: Yaptıkları ibadet ve iyilikler kadar dereceli olarak cennettedirler. 5)İmanı olup da ibadet, iyilik ve ilim sahibi olanlar: Allah katında sonsuz olarak rızıklandırılırlar ve yaşamlarda görevlendirilirler (Hızır a.s gibi) 6)İmanı olup Allah için ölenler(şehitler): Allah katında rızıklanırlar.
İNSANIN YOL HARİTASI ( Kuran ‘a göre )
Neml 82 O söz başlarına geldiği (kıyamet yaklaştığı) zaman, onlara yerden bir dabbe (mahluk) çıkarırız da, bu onlara insanların ayetlerimize kesin bir iman getirmemiş olduklarını söyler.
(Mekkî 48)
1)Cehennemde temelli kalacak olanlar: Ahiret yurdu sonsuz olarak cehennemdir. Bu katagoriye girenler; Allah’ı inkar edenler(kafirler), ayetleri yalanlayanlar, Allah’a ortak koşanlar(müşrikler), münafıklar, kötülük yapanlar, kibirliler, faiz yiyenler, kasten insan öldürenler bulunmaktadır. Allaha inanıp da isyan edenler de dahildir.(şeytan ifrit ve insanlar gibi) Bakara 217 Sana hürmet edilen ayı, o aydaki savaşı sorarlar. De ki: "O ayda savaşmak büyük suçtur. Allah yolundan alıkoymak, O'nu inkar etmek, Mescidi Haram'a engel olmak ve halkını oradan çıkarmak Allah katında daha büyük suçtur. Fitne çıkarmak ise öldürmekten daha büyüktür". Güçleri yeterse, dininizden döndürünceye kadar sizinle savaşa devam ederler. İçinizden dininden dönüp kafir olarak ölen olursa, bunların işleri dünya ve ahirette boşa gitmiş olur. İşte cehennemlikler onlardır, onlar orada temellidirler.
(Medenî 87) Bakara 257 Allah inananların dostudur, onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. İnkar edenlerin ise dostları tağuttur. Onları aydınlıktan karanlıklara sürüklerler. İşte onlar cehennemliklerdir, onlar orada temelli kalacaklardır.* (Medenî 87)
Bakara 275 Faiz yiyenler mahşerde ancak şeytanın çarptığı kimsenin kalktığı gibi kalkarlar. Bu, onların, "Zaten alışveriş de faiz gibidir" demelerindendir. Oysa Allah alışverişi helal, faizi haram kıldı. Kime Rabb'inden bir öğüt gelir de faizcilikten geri durursa, geçmişi kendisinedir, onun işi Allah'a aittir. Kim faizciliğe dönerse, işte onlar cehennemliktir, onlar orada temelli kalacaklardır.
(Medenî 87)
Âl-i İmrân 116 İnkar eden kimselerin malları ve çocukları, Allah'tan yana, onlara bir fayda vermeyecektir. İşte onlar cehennemliklerdir, onlar orada temellidirler.
(Medenî 89) Âl-i İmrân 151 Hakkında hiçbir delil indirmediği şeyi Allah'a ortak koşmalarından ötürü, inkar edenlerin kalbine korku salacağız. Onların varacağı yer cehennemdir. Zalimlerin durağı ne kötüdür! (Medenî 89)
Nisâ 93 Kim bir mümini kasden öldürürse cezası, içinde temelli kalacağı cehennemdir. Allah ona gazabetmiş, lanetlemiş ve büyük azab hazırlamıştır.
(Medenî 92)
Nisâ 140 O, size Kitap'da "Allah'ın ayetlerinin inkar edildiğini ve alaya alındığını işittiğinizde, başka bir söze geçmedikçe, onlarla bir arada oturmayın, yoksa siz de onlar gibi olursunuz" diye indirdi. Doğrusu Allah münafıkları ve kafirlerin hepsini cehennemde toplayacaktır.
(Medenî 92)
Nisâ 145 Doğrusu münafıklar cehennemin en alt tabakasındadırlar. Onlara yardımcı bulamayacaksın.
(Medenî 92)
Mâide 86 İnkar edip ayetlerimizi yalanlayanlar, işte onlar cehennemliklerdir.*
(Medenî 112)
Enfâl 36-37 Doğrusu inkar edenler mallarını Allah'ın yolundan insanları alıkoymak için sarfederler ve daha da sarfedeceklerdir; ama sonra içleri yanacak, hem de mağlup olacaklardır. Bu, Allah'ın, temizi murdardan ayırması ve murdarları üstüste koyup hepsini yığarak cehenneme yerleştirmesi içindir; inkar edenler cehenneme toplanacaklardır. İşte onlar mahvolanlardır.*
(Medenî 88)
Tevbe 17 Puta tapanların kendilerinin inkarcı olduklarını itiraf edip dururken Allah'ın mescidlerini onarmaları gerekmez. Onların işledikleri boşa gitmiştir, cehennemde temelli kalacaklardır.
(Medenî 113)
Tevbe 35 Bunlar cehennem ateşinde kızdırıldığı gün, alınları, böğürleri ve sırtları onlarla dağlanacak, "Bu, kendiniz için biriktirdiğinizdir; biriktirdiğinizi tadın" denecek.
(Medenî 113)
Tevbe 63 Allah'a ve Peygamberine karşı koymağa kalkışana, ebedi kalacağı cehennem ateşi bulunduğunu bilmezler mi? Büyük rezillik budur.
(Medenî 113)
Tevbe 68 Allah, ikiyüzlü erkek ve kadınlara ve inkarcılara, ebedi kalacakları cehennem ateşini hazırlamıştır. O, onlara yeter. Allah onları lanetlemiştir (rahmetinden uzak kılmıştır). Onlara devamlı azab vardır.
(Medenî 113)
Yûnus 27 Kötülük işleyenlere kötülükleri kadar ceza verilir; onların yüzlerini zillet bürür; Allah'a karşı onları savunacak yoktur; yüzleri, geceden kara bir parçayla örtülmüş gibidir. Bunlar cehennemliklerdir, orada temelli kalırlar.
(Mekkî 51) Ra’d 25 Sağlam söz verdikten sonra Allah'ın ahdini bozanlar ve Allah'ın birleştirilmesini emrettiğini ayıranlar ve yeryüzünde bozgunculuk yapanlar, işte lanet onlara ve kötü yurt, cehennem, onlaradır. (Mekkî 96)
İbrahim 16 Ardından da (o inatçı zorbaya) cehennem vardır; kendisine irinli su içirilecektir!
(Mekkî 72)
Nahl 29 Temelli kalacağınız cehennemin kapılarından girin. Büyüklenenlerin durağı ne kötüdür!
(Mekkî 70)
İsrâ 8 Umulur ki Rabbiniz size acır; ama siz dönerseniz Biz de döneriz. Cehennemi, inkarcılara bir zindan kılmışızdır.
(Mekkî 50)
Kehf 106 İşte onların cezası; inkarlarına, peygamberlerimi ve ayetlerimi alaya almalarına karşılık olarak, cehennemdir.
(Mekkî 69)
Meryem 68 Rabbine and olsun ki Biz onları mutlaka uydukları şeytanlarla beraber haşredeceğiz. Sonra cehennemin yanında diz çöktürerek hazır bulunduracağız.
(Mekkî 44)
Enbiyâ 29 Bunlar içinde kim "Ben, Allah'tan başka bir tanrıyım" derse, işte onu cehennemle cezalandırırız. Zulmedenlerin cezasını böyle veririz.*
(Mekkî 73)
Enbiyâ 98 Siz ve Allah'tan başka taptıklarınız, cehennemin yakıtısınız; oraya gireceksiniz.
(Mekkî 73)
Enbiyâ 99 Eğer bunlar tanrı olsaydı cehenneme girmezlerdi; hepsi orada temelli kalacaktır.
(Mekkî 73)
Fâtır 36 İnkar edenlere cehennem ateşi vardır. Ölümlerine hükmedilmez ki ölsünler; kendilerinden cehennemin azabı da hafifletilmez. Her inkarcıyı böylece cezalandırırız.
(Mekkî 43)
Mü’minûn 103 Kimlerin de tartıları hafif gelirse, artık bunlar da kendilerine yazık etmişlerdir; (çünkü onlar) ebedi cehennemdedirler.
(Mekkî 74)
Secde 20 Yoldan çıkanlar ise, onların varacakları yer ateştir. Oradan her çıkmak istediklerinde geri çevrilirler ve kendilerine: Yalandır deyip durduğunuz cehennem azabını tadın! denir.
(Mekkî 75)
Zümer 8 İnsanın başına bir sıkıntı gelince Rabbine yönelerek O'na yalvarır. Sonra Allah, katından bir nimet verince önceden kime yalvarmış olduğunu unutuverir; Allah'ın yolundan saptırmak için O'na eşler koşar. De ki: "İnkarınla az bir müddet zevklen, şüphesiz sen cehennemliksin."
(Mekkî 59)
Zümer 32 Allah'a karşı yalan uydurandan, kendisine gelmiş gerçeği yalan sayandan daha zalim olan kimdir? İnkarcılar için cehennemde dur durak olmaz olur mu?
(Mekkî 59)
Zümer 60 Allah'a karşı yalan uyduranların, kıyamet günü, yüzlerinin simsiyah olduğunu görürsün. Böbürlenenler için cehennemde bir durak olmaz olur mu?
(Mekkî 59)
Zümer 72 Onlara: "Temelli kalacağınız cehennemin kapılarından girin; böbürlenenlerin durağı ne kötüdür!" denir.
(Mekkî 59)
Mü’min 60 Rabbiniz: "Bana dua edin ki duanıza icabet edeyim. Bana kulluk etmeyi büyüklüklerine yediremeyenler alçalmış olarak cehenneme gireceklerdir" buyurmuştur.*
(Mekkî 60)
Mü’min 75-76 Onlara: "İşte bu, yeryüzünde haksız yere şımarmanız ve böbürlenmenizden ötürüdür. Temelli kalacağınız cehennem kapılarından girin" denir. Büyüklenenlerin durağı ne kötüdür!
(Mekkî 60)
Fussilet 28 İşte bu, Allah düşmanlarının cezası, ateştir. Ayetlerimizi inkar etmelerinden dolayı, orada onlara ceza olarak ebedi kalacakları yurt (cehennem) vardır.
(Mekkî 61)
Zuhruf 74 Şüphesiz suçlular cehennem azabında devamlı kalacaklar.
(Mekkî 63)
Fetih 6 (Bir de bunlar) Allah hakkında kötü zanda bulunan münafık erkeklere ve münafık kadınlara, Allah'a ortak koşan erkeklere ve ortak koşan kadınlara azap etmesi içindir. Müslümanlar için bekledikleri kötülük çemberi başlarına gelsin! Allah onlara gazap etmiş, lanetlemiş ve cehennemi kendilerine hazırlamıştır. Orası ne kötü bir yerdir!
(Medenî 111)
Teğâbun 10 İnkar eden ve ayetlerimizi yalanlayanlara gelince, işte onlar cehennem ehlidirler. Orada ebedi kalacaklardır. Ne kötü gidilecek yerdir orası!
(Medenî 108)
Cin 23 (Benim yaptığım) ancak Allah katından olanı, O'nun gönderdiklerini tebliğdir. Artık kim Allah ve Resulüne karşı gelirse, bilsin ki ona, (kendi gibilerle birlikte) içinde ebedi kalacakları cehennem ateşi vardır.
(Mekkî 40)
Nebe’ 22 Azgınların barınacağı yerdir (cehennem).
(Mekkî 80)
Bürûc 10 Şüphesiz inanmış erkeklerle inanmış kadınlara işkence edip sonra tevbe de etmeyenlere cehennem azabı ve (orada) yanma cezası vardır.
(Mekkî 27)
Beyyine 6 Ehl-i kitap ve müşriklerden olan inkarcılar, içinde ebedi olarak kalacakları cehennem ateşindedirler. İşte halkın en şerlileri onlardır.
(Medenî 100)
Bakara 39 İnkar edip ayetlerimizi yalanlayanlara gelince, onlar cehennemliktir, onlar orada ebedi kalırlar.
(Medenî 87)
Bakara 81 Hayır! Kim bir kötülük eder de kötülüğü kendisini çepeçevre kuşatırsa işte o kimseler cehennemliktirler. Onlar orada devamlı kalırlar.
(Medenî 87)
Bakara 206 Böylesine "Allah'tan kork!" denilince benlik ve gurur kendisini günaha sevkeder. (Ceza ve azap olarak) ona cehennem yeter. O ne kötü yerdir!
(Medenî 87)
Hicr 44 Cehennemin yedi kapısı vardır. Onlardan her kapı için birer gurup ayrılmıştır.
(Mekkî 54)
Nisâ 14 Kim Allah'a ve Peygamberine karşı isyan eder ve sınırlarını aşarsa Allah onu, devamlı kalacağı bir ateşe sokar ve onun için alçaltıcı bir azap vardır.
(Medenî 92)
Bakara 88 (Yahudiler peygamberlerle alay ederek) "Kalplerimiz perdelidir" dediler. Hayır; küfür ve isyanları sebebiyle Allah onlara lanet etmiştir. O yüzden çok az inanırlar.
(Medenî 87)
2)İnancı olup da şüphe içinde olanlar: Şüpheleri yok olana kadar cehennemdedirler. Kâf 24-25-26 Allah: "Ey sürücü ve şahit! Her inatçı inkarcıyı, iyiliklere boyuna engel olan, mütecaviz, şüpheye düşüren, Allah'ın yanında başka tanrı benimseyen kişiyi cehenneme atın, onu çetin bir azaba sokun" buyurur.
(Mekkî 34)
Âl-i İmrân 60 Gerçek Rabb'indendir, o halde şüphelenenlerden olma.
(Medenî 89)
Nisâ 87 Allah'tan başka tanrı yoktur, geleceğinde şüphe olmayan kıyamet günü, sizi mutlaka toplayacaktır. Allah'tan daha doğru sözlü kim olabilir?*
(Medenî 92)
En’âm 2 O, sizi çamurdan yaratan, sonra size bir ecel tayin edendir. Belirli bir ecel O'nun katındadır; sonra bir de şüphe edersiniz.
(Mekkî 55) En’âm 9 Biz onu melek kılsaydık, bir insan şeklinde yapardık da, düştükleri şüpheye onları yine düşürmüş olurduk. (Mekkî 55)
En’âm 12 De ki: "göklerde ve yerde olanlar kimindir?", "Allah'ındır" de. O, rahmet etmeyi kendi üzerine almıştır; and olsun ki, sizi vukuu şüphe götürmeyen kıyamet gününde toplayacaktır. Kendilerine yazık ettiler; çünkü onlar inanmazlar.
(Mekkî 55) En’âm 114 "Allah size Kitap'ı açık açık indirmişken O'ndan başka bir hakem mi isteyeyim?" Kendilerine Kitap verdiklerimiz, onun gerçekten Rableri katından indirilmiş olduğunu bilirler. Öyleyse, sen şüpheye düşenlerden olma! (Mekkî 55) Yûnus 37 Bu Kuran, Allah'tandır, başkası tarafından uydurulmuş değildir. Ancak kendinden öncekini doğrular ve O Kitap'ı açıklar. Alemlerin Rabbinden geldiğinden şüphe yoktur.
(Mekkî 51)
Yûnus 94 Sana indirdiğimizden şüphede isen, senden önce indirdiğimiz Kitap'ları okuyanlara sor. And olsun ki, sana Rabbinden gerçek gelmiştir, sakın şüphelenenlerden olma.
(Mekkî 51) Hûd 110 And olsun ki, Musa'ya Kitap verdik; onda ayrılığa düştüler. Eğer Rabbinin verilmiş bir sözü olmasaydı, aralarında çoktan hükmedilmiş olurdu. Doğrusu onlar, Kitap'ın Allah katından olduğunda şüphe ve endişe içindedirler.
(Mekkî 52)
İbrahim 9 Sizden önce gecen Nuh, Ad, Semud milletlerinin ve onlardan sonra gelenlerin haberleri ki onları Allah'tan başkası bilmez size ulaşmadı mı? Onlara peygamberleri belgelerle geldiler, fakat ellerini ağızlarına götürüp: "Biz sizinle gönderilene inanmıyoruz. Bizi çağırdığınız şeyden de şüphe ve endişe içindeyiz" dediler.
(Mekkî 72)
İbrahim 10 Onların peygamberleri: "Gökleri ve yeri yaratan, günahlarınızı bağışlamaya çağıran ve bir süreye kadar sizi erteleyen Allah'tan mı şüphe ediyorsunuz?" dediler. Onlar da: "Siz de sadece bizim gibi birer insansınız; bizi babalarımızın taptıklarından alıkoymak istiyorsunuz. Öyleyse bize apaçık bir delil getirmelisiniz" dediler.
(Mekkî 72)
Kehf 21 Böylece, Allah'ın sözünün gerçek olduğunu ve kıyametin kopmasından şüphe edilemeyeceğini bilmeleri için, insanların onları bulmalarını sağladık. Nitekim halk, bunların hakkında çekişip duruyor: "Onların mağaralarının çevresine bir bina kurun" diyorlardı. Oysa, Rableri onları çok iyi bilir. Tartışmayı kazananlar: "Onların mağaralarının çevresinde mutlaka bir mescid kuracağız" dediler.
(Mekkî 69)
Meryem 30-31-32-33 Çocuk: "Ben şüphesiz Allah'ın kuluyum. Bana kitap verdi ve beni peygamber yaptı, nerede olursam olayım beni mübarek kıldı. Yaşadığım müddetçe namaz kılmamı, zekat vermemi ve anneme iyi davranmamı emretti. Beni bedbaht bir zorba kılmadı. Doğduğum günde, öleceğim günde, dirileceğim günde bana selam olsun" dedi.
(Mekkî 44)
Meryem 34 İşte hakkında şüpheye düştükleri Meryem oğlu İsa gerçek söze göre budur.
(Mekkî 44)
Hac 6-7 Bunlar, yalnız Allah'ın gerçek olduğunu, ölüleri dirilttiğini, gücünün herşeye yettiğini, şüphe götürmeyen kıyamet saatinin geleceğini, Allah'ın kabirlerde olanı dirilteceğini gösterir.
(Medenî 103)
Hac 55 İnkar edenler, ceza saati kendilerine ansızın gelene veya gecesi olmayan günün azabı çatana kadar Kuran'dan şüphe etmekte devam ederler.
(Medenî 103)
Mü’minûn 16 Şüphesiz kıyamet günü tekrar diriltilirsiniz.
(Mekkî 74)
Nûr 50 Kalplerinde hastalık mı var, yoksa şüphelenmişler midir, yahut Allah'ın ve Peygamberinin onlara haksızlık yapacağından mı korkmaktadırlar? Hayır; onlar sadece zalimdirler.*
(Medenî 102)
Neml 66 Ahirete dair bilgileri yeterli midir? Hayır; ondan şüphe etmektedirler. Hayır; ona karşı kördürler.*
(Mekkî 48)
Secde 2 Şüphe götürmeyen Kitap, Alemlerin Rabbi'nin indirdiğidir.
(Mekkî 75)
Sebe’ 21 Oysa İblis'in onlar üzerinde bir nüfuzu yoktu; ama Biz ahirete inanan kimselerle ondan şüphede olanları, işte böylece ortaya koyarız. Rabbin her şeyi gözetip koruyandır.*
(Mekkî 58)
Sâd 6-7-8 Onlardan ileri gelenler: "Yürüyün, tanrılarınıza bağlılıkta direnin, sizden istenen şüphesiz budur. Başka dinde de bunu işitmedik; bu ancak bir uydurmadır. Kuran, aramızda ona mı indirilmeliydi?" dediler. Hayır, bunlar Kuran'ımızdan şüphededirler. Hayır, azabımızı henüz tatmamışlardır.
(Mekkî 38)
Mü’min 34 "And olsun ki, Yusuf da, daha önce, size belgelerle gelmişti. Size getirdiği şeylerden şüphelenip durmuştunuz. Sonunda Yusuf ölünce, Allah onun ardından hiçbir peygamber göndermeyecek demiştiniz. Allah, aşırı şüpheciyi işte böylece saptırır."
(Mekkî 60)
Mü’min 59 Kıyamet günü mutlaka gelecektir. Bunda şüphe yoktur, fakat, insanların çoğu inanmıyor.
(Mekkî 60)
Fussilet 45 And olsun ki Musa'ya Kitap vermiştik de onda ayrılığa düşmüşlerdi. Rabbinin verilmiş bir sözü olmasaydı, aralarında hükmedilmiş olurdu. Doğrusu onlar, onun hakkında şüphe ve endişe içindedirler.
(Mekkî 61)
Fussilet 54 Dikkat edin; onlar Rablerine kavuşmaktan şüphededirler; dikkat edin; Allah şüphesiz her şeyi bilgisiyle kuşatandır.*
(Mekkî 61)
Şûrâ 7 Böylece şehirlerin anası olan Mekke'de ve çevresinde bulunanları uyarman, şüphe götürmeyen toplanma günü ile uyarman için sana Arapça okunan bir Kitap vahyettik. İnsanların bir takımı cennete, bir takımı da çılgın alevli cehenneme girer.
(Mekkî 62)
Şûrâ 14 Kendilerine ilim geldikten sonra ayrılığa düşmeleri, ancak, birbirini çekememekten oldu. Eğer belirli bir süre için Rabbinin verilmiş bir sözü olmasaydı, aralarında hemen hükmedilirdi. Arkalarından Kitaba varis kılınanlar da ondan şüphe ve endişe içindedirler.
(Mekkî 62)
Zuhruf 61 Şüphesiz ki o (İsa), kıyametin (ne zaman kopacağının) bilgisidir. Ondan hiç şüphe etmeyin ve bana uyun; çünkü bu, dosdoğru yoldur. (Mekkî 63)
Zuhruf 62 Sakın şeytan sizi bu yoldan alıkoymasın; şüphesiz o size apaçık bir düşmandır. (Mekkî 63) Duhân 9 Ama inkarcılar, dirilmekten şüphededirler, bunu eğlenceye alırlar. (Mekkî 64)
Duhân 47-48-49-50"Suçluyu yakalayın, cehennemin ortasına sürükleyin, sonra başına azap olarak kaynar su dökün" denir, sonra ona: "Tad bakalım, hani şerefli olan, değerli olan yalnız sendin. İşte bu, şüphelenip durduğunuz şeydir" denir.
(Mekkî 64)
Câsiye 26 De ki: "Sizi Allah diriltir, sonra öldürür, sonra sizi şüphe götürmeyen kıyamet gününde toplar. Ama insanların çoğu bilmezler
(Mekkî 65)
Câsiye 32 "Doğrusu Allah'ın verdiği söz gerçektir, kıyamet saati şüphe götürmez" dendiği zaman: "Kıyametin ne olduğunu bilmiyoruz, yalnız yoktur sanıyoruz, buna dair kesin bir bilgi elde etmiş değiliz" derdiniz.
(Mekkî 65)
Kâf 15 Biz ilk yaratışta yorulduk mu? Hayır; onlar yeniden yaratılmaktan şüphe etmektedirler
(Mekkî 34)
Hadîd 14 İkiyüzlüler, inananlara: "Biz sizinle beraber değil miydik" diye seslenirler. Onlar: "Evet öyle; fakat sizler kendinizi aldattınız, bize pusu kurdunuz, Allah'ın buyruğu gelene kadar dinde şüpheye düştünüz; sizi kuruntular aldattı; sizi şeytanlar Allah'a karşı da ayarttı."
(Medenî 94)
3)İmanları dereceli olan insanlar: İmanları ve günahları kadar cehennemdedirler. Âl-i İmrân 162 Allah'ın hoşnutluğunu gözetenle Allah'ın hışmına uğrayan bir olur mu hiç? Berikisinin yeri cehennemdir. Cehennem ise ne kötü bir varış noktasıdır.
(Medenî 89)
Âl-i İmrân 163 Onlar Allah katında derece derecedirler. Allah onların yaptıklarını görmektedir.
(Medenî 89)
En’âm 132 Herkesin yaptıkları işlere göre dereceleri vardır. Rabbin onların yaptıklarından habersiz değildir.
(Mekkî 55) İsrâ 4 Biz, Kitap'ta İsrailoğullarına: Sizler, yeryüzünde iki defa fesat çıkaracaksınız ve azgınlık derecesinde bir kibre kapılacaksınız, diye bildirdik. (Mekkî 50)
İsrâ 21 Baksana, biz insanların kimini kiminden nasıl üstün kılmışızdır! Elbette ki ahiret, derece ve üstünlük farkları bakımından daha büyüktür.
(Mekkî 50)
Ahkâf 19 Herkesin yaptıklarına göre dereceleri vardır. Allah, onlara yaptıklarının karşılığını verir, asla kendilerine haksızlık yapılmaz.
(Mekkî 66)
Bakara 283 Yolculukta olur da, yazacak kimse bulamazsanız (borca karşılık) alınmış bir rehin de yeterlidir. Birbirinize bir emanet bırakırsanız, emanet bırakılan kimse emaneti sahibine versin ve (bu hususta) Rabbi olan Allah'tan korksun. Şahitliği bildiklerinizi gizlemeyin. Kim onu gizlerse, bilsin ki onun kalbi günahkardır. Allah yapmakta olduklarınızı bilir
(Medenî 87)
Hûd 116 Sizden önceki asırlarda yeryüzünde (insanları) bozgunculuktan alıkoyacak faziletli kimseler bulunsaydı ya! Fakat onlardan, kurtuluşa erdirdiğimiz az bir kısmı müstesnadır (bunlar görevlerini yaptılar). Zulmedenler ise, kendilerine verilen refahın peşine düştüler. Zaten günahkar idiler.
(Mekkî 52)
İbrahim 49 O gün, günahkarların zincire vurulmuş olduğunu görürsün.
(Mekkî 72)
Meryem 86 Günahkarları da susuz olarak cehenneme süreceyiz.
(Mekkî 44)
Tâ-Hâ 74 Şurası muhakkak ki, kim Rabbine günahkar olarak varırsa, cehennem sırf onun içindir. O ise orada ne ölür ne de yaşar!
(Mekkî 45)
Furkân 22 (Fakat) melekleri görecekleri gün, günahkarlara o gün hiçbir sevinç haberi yoktur ve: (Size, sevinmek) yasaktır, yasak! diyeceklerdir.
(Mekkî 42)
Secde 12 O günahkarların, Rableri huzurunda başlarını öne eğecekleri, "Rabbimiz! Gördük duyduk, şimdi bizi (dünyaya) geri gönder de, iyi işler yapalım, artık kesin olarak inandık" diyecekleri zamanı bir görsen!
(Mekkî 75)
Secde 22 Kendisine Rabbinin ayetleri hatırlatıldıktan sonra onlardan yüz çevirenden daha zalim kim olabilir! Muhakkak ki biz, günahkarlara, layık oldukları cezayı veririz.
(Mekkî 75)
Câsiye 7 Vay haline, her yalancı ve günahkar kişinin!
(Mekkî 65)
Nisâ 150 Allah'ı ve peygamberlerini inkar edenler ve (inanma hususunda) Allah ile peygamberlerini birbirinden ayırmak isteyip "Bir kısmına iman ederiz ama bir kısmına inanmayız" diyenler ve bunlar (iman ile küfür) arasında bir yol tutmak isteyenler yok mu;
(Medenî 92)
Nisâ 151 İşte gerçekten kafirler bunlardır. Ve biz kafirlere alçaltıcı bir azap hazırlamışızdır.
(Medenî 92)
Mâide 90 Ey iman edenler! Şarap, kumar, dikili taşlar (putlar), fal ve şans okları birer şeytan işi pisliktir; bunlardan uzak durun ki kurtuluşa eresiniz.
(Medenî 112)
Bakara 103 Eğer iman edip kendilerini kötülükten korusalardı, şüphesiz, Allah tarafından verilecek sevap daha hayırlı olacaktı. Keşke bunları anlasalardı!
(Medenî 87)
Ahzâb 12 Ve o zaman, münafıklar ile kalplerinde hastalık (iman zayıflığı) bulunanlar: Meğer Allah ve Resulü bize sadece kuru vaadlerde bulunmuşlar! diyorlardı.
(Medenî 90)
4)İmanı olup da ibadet ve iyilik sahibi olanlar: Yaptıkları ibadet ve iyilikler kadar dereceli olarak cennettedirler.
Nisâ 95 Müminlerden -özür sahibi olanlar dışında- oturanlarla malları ve canlarıyle Allah yolunda cihad edenler bir olmaz. Allah, malları ve canları ile cihad edenleri, derece bakımından oturanlardan üstün kıldı. Gerçi Allah hepsine de güzellik (cennet) vadetmiştir; ama mücahidleri, oturanlardan çok büyük bir ecirle üstün kılmıştır.
(Medenî 92)
Nisâ 96 Kendinden dereceler, bağışlama ve rahmet vermiştir. Allah çok bağışlayıcı ve esirgeyicidir.
(Medenî 92)
En’âm 83 İşte bu, kavmine karşı İbrahim'e verdiğimiz delillerimizdir. Biz dilediğimiz kimselerin derecelerini yükseltiriz. Şüphesiz ki senin Rabbin hikmet sahibidir, hakkıyle bilendir.
(Mekkî 55)
Enfâl 4 İşte onlar gerçek müminlerdir. Onlar için Rableri katında nice dereceler, bağışlanma ve tükenmez bir rızık vardır.
(Medenî 88)
Tâ-Hâ 75 Kim de iyi davranışlarda bulunmuş bir mümin olarak O'na varırsa, üstün dereceler işte sırf bunlar içindir.
(Mekkî 45)
Hadîd 10 Ne oluyor size ki, Allah yolunda harcamıyorsunuz? Halbuki göklerin ve yerin mirası Allah'ındır. Elbette içinizden, fetihten önce harcayan ve savaşanlar, daha sonra harcayıp savaşanlara eşit değildir. Onların derecesi, sonradan infak eden ve savaşanlardan daha yüksektir. Bununla beraber Allah hepsine de en güzel olanı vadetmiştir. Allah'ın yaptıklarınızdan haberi vardır.
(Medenî 94)
Rûm 56 Kendilerine ilim ve iman verilenler şöyle derler: Andolsun ki siz, Allah'ın yazısında (hükmedildiği gibi) yeniden dirilme gününe kadar kaldınız. İşte bugün yeniden dirilme günüdür; fakat siz onu tanımıyordunuz.
(Mekkî 84)
Bakara 177 İyilik, yüzlerinizi doğu ve batı tarafına çevirmeniz değildir. Asıl iyilik, o kimsenin yaptığıdır ki, Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanır. (Allah'ın rızasını gözeterek) yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, dilenenlere ve kölelere sevdiği maldan harcar, namaz kılar, zekat verir. Antlaşma yaptığı zaman sözlerini yerine getirir. Sıkıntı, hastalık ve savaş zamanlarında sabreder. İşte doğru olanlar, bu vasıfları taşıyanlardır. Müttakiler ancak onlardır!
(Medenî 87)
Âl-i İmrân 172 Yara aldıktan sonra yine Allah'ın ve Peygamber'in çağrısına uyanlar (özellikle) bunların içlerinden iyilik yapanlar ve takva sahibi olanlar için pek büyük bir mükafat vardır.
(Medenî 89)
Nisâ 114 Onların fısıldaşmalarının birçoğunda hayır yoktur. Ancak bir sadaka yahut bir iyilik yahut da insanların arasını düzeltmeyi isteyen (in fısıldaşması) müstesna. Kim Allah'ın rızasını elde etmek için bunu yaparsa, biz ona yakında büyük bir mükafat vereceğiz.
(Medenî 92)
Zümer 34 Onlar için Rableri yanında diledikleri her şey vardır. İşte bu, iyilik edenlerin mükafatıdır.
(Mekkî 59)
5)İmanı olup da ibadet, iyilik ve ilim sahibi olanlar: Allah katında sonsuz olarak rızıklandırılırlar ve yaşamlarda görevlendirilirler (Hızır a.s gibi) Nisâ 162 Fakat içlerinden ilimde derinleşmiş olanlar ve müminler, sana indirilene ve senden önce indirilene iman edenler, namazı kılanlar, zekatı verenler; Allah'a ve ahiret gününe inananlar var ya; işte onlara pek yakında büyük mükafat vereceğiz.
(Medenî 92)
Bakara 247 Peygamberleri onlara: Bilin ki Allah, Talut'u size hükümdar olarak gönderdi dedi. Bunun üzerine: Biz, hükümdarlığa daha layık olduğumuz halde, kendisine servet ve zenginlik yönünden geniş imkanlar verilmemişken o bize nasıl hükümdar olur? dediler. "Allah sizin üzerinize onu seçti, ilimde ve bedende ona üstünlük verdi. Allah mülkünü dilediğine verir. Allah her şeyi ihata eden ve her şeyi bilendir" dedi.
(Medenî 87)
Bakara 251 Sonunda Allah'ın izniyle onları yendiler. Davud da Calut'u öldürdü. Allah ona (Davud'a) hükümdarlık ve hikmet verdi, dilediği ilimlerden ona öğretti. Eğer Allah'ın insanlardan bir kısmının kötülüğünü diğerleriyle savması olmasaydı elbette yeryüzü alt üst olurdu. Lakin Allah bütün insanlığa karşı lütuf ve kerem sahibidir.
(Medenî 87)
Âl-i İmrân 18 Allah, adaleti ayakta tutarak (delilleriyle) şu hususu açıklamıştır ki, kendisinden başka ilah yoktur. Melekler ve ilim sahipleri de (bunu ikrar etmişlerdir. Evet) mutlak güç ve hikmet sahibi Allah'tan başka ilah yoktur.
(Medenî 89)
Yûsuf 22 (Yusuf) erginlik çağına erişince, ona (isabetle) hükmetme (yeteneği) ve ilim verdik. İşte güzel davrananları biz böyle mükafatlandırırız.
(Mekkî 53)
Kehf 65 Derken, kullarımızdan bir kul buldular ki, ona katımızdan bir rahmet (vahiy ve peygamberlik) vermiş, yine ona tarafımızdan bir ilim öğretmiştik.
(Mekkî 69)
Meryem 12 "Ey Yahya! Kitab'a (Tevrat'a) vargücünle sarıl!" (dedik) ve henüz sabi iken ona (ilim ve) hikmet verdik.
(Mekkî 44)
6)İmanı olup Allah için ölenler(şehitler):
Allah katında rızıklanırlar.
Âl-i İmrân 169 Allah yolunda öldürülenleri sakın ölü sanmayın. Bilakis onlar diridirler; Rableri yanında rızıklara mazhar olmaktadırlar.
(Medenî 89)
Bakara 154 Allah yolunda öldürülenlere "ölüler"" demeyin. Bilakis onlar diridirler, lakin siz anlayamazsınız.
(Medenî 87)
Tevbe 111 Allah şüphesiz, Allah yolunda savaşıp, öldüren ve öldürülen müminlerin canlarını ve mallarını Tevrat, İncil ve Kuran'da söz verilmiş bir hak olarak cennete karşılık satın almıştır. Verdiği sözü Allah'tan daha çok tutan kim vardır? Öyleyse, yaptığınız alışverişe sevinin; bu büyük başarıdır.
(Medenî 113)
Hadîd 19 Allah'a ve peygamberlerine iman edenler, (evet) işte onlar, Rableri yanında sözü özü doğru olanlar ve şehitlik mertebesine erenlerdir. Onların mükafatları ve nurları vardır. İnkar edip de ayetlerimizi yalanlayanlara gelince, onlar da cehennemin adamlarıdır.
(Medenî 94) Âl-i İmrân 170 Allah'ın, lütuf ve kereminden kendilerine verdikleri ile sevinçli bir halde arkalarından gelecek ve henüz kendilerine katılmamış olan şehit kardeşlerine de hiçbir keder ve korku bulunmadığı müjdesinin sevincini duymaktadırlar. (Medenî 89)
Hac 58 Allah yolunda hicret edip sonra öldürülen yahut ölenleri hiç şüphesiz Allah güzel bir rızıkla rızıklandıracaktır. Şüphesiz Allah, evet O, rızık verenlerin en hayırlısıdır.
(Medenî 103)
- butun dinler zaten insanlari canavarlar, cehennem zebanileri, korkunc yaratiklar, yanarak feci olum ve sonsuz acilarla korkutmamis midir? engizisyonlar dine dayanmaz mi ya da hizbullah iskenceleri? sonucta bu sayfada anlatilanlar da bir VARSAYIMDIR. ayrıca USTTE BENDEN ONCE SON EK YAPANIN KATKILARI WIKIPEDIA PRENSIPLERINE HIC UYMUYOR, YAZIK YAZIK.. 78.177.178.129 21:51, 1 Ağustos 2011 (UTC)
Dabbet-ül Arz bilgisayar ve internet teknolojisine işaret edebilir. Ayette yerden çokacağını söylüyor,bilgisayarın yapıldığı maddelerde zaten topraktan mamüldür. Bu konuda Adnan Oktar ın açıklamalarını dinlemenizi öneririm. http://www.dabbetularz.com188.56.85.96 22:56, 11 Eylül 2011 (UTC)