Tartışma:Ali İhsan Sabis
Konu ekleGörünüm
Vikiproje Siyaset | (C-sınıf, Az-önem) | ||||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
|
Vikiproje Biyografi | (C-sınıf, Orta-önem) | ||||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
|
Burası Ali İhsan Sabis adlı madde üzerindeki değişikliklerin konuşulduğu tartışma sayfasıdır. Maddenin konusunun genel olarak tartışıldığı bir forum değildir. |
|||
|
Telif
[kaynağı değiştir]Giriş kısmı Kimkimdir net sitesi ile birebir aynı. http://www.kimkimdir.gen.tr/kimkimdir.php?id=598 — Bu imzasız yazı Bruno Giordano (mesaj•katkılar) tarafından eklenmiştir.
Ve aynı şeyin iki kez anlatılmış oldu. Şimdilik gizledim. Uygun yere yerleştirebilirsin. Takabeg ileti 18:37, 26 Eylül 2009 (UTC)
- Kimkimdirden alınmamış birebir kopyalanmış.
- Kimkimdirdenalındığına dair hiçbir ibare yok.
-Bruno ileti 06:38, 27 Eylül 2009 (UTC)
{{Düzenle}}
[kaynağı değiştir]Daha kısa ve essential olması gereken başlangıç cümleye alt başlıklı bölümlerde de anlatılan bilgiler tekrar eklendi. Uygun yerlere yerleştirilmelidir. Takabeg ileti 06:44, 27 Eylül 2009 (UTC)
Musul ile ilgili kısımların Türkiye'nin bakış açısından yazıldığı için sö-devlet eklendi. Takabeg ileti 06:45, 27 Eylül 2009 (UTC)
- Şablon yanlış. Akademik kaynaklarda bu şekilde geçiyor. Yabancı ülke toprağına asker çıkarmaya sözlükte işgal denir.--Bruno ileti 06:46, 27 Eylül 2009 (UTC)
- Akademik dediğin kaynaklar da sistemik önyargılı olabilir demektir. Takabeg ileti 06:53, 27 Eylül 2009 (UTC)
- Son değişiklikten sonra {Düzenle} ve {sö-devlet} şablonlarının çıkarılmasını öneriyorum. Başka değişiklik gereği gördüğünüz noktaları belirtin lütfen. iazak 14:47, 27 Eylül 2009 (UTC)ileti
- Elinize sağlık:) da ilginç bilgiler yazmışsınız. Mustafa Kemal 20 Eylülde yıldırım ordularından bir hayır gelmez, doğal sınırlara çekilip savunma hattı oluşturalım diye Enver Paşaya rapor yazdı sonra da 7. Ordu komutanlığından 6 ekimde istifa etti. Tekrar zorla göreve getirilince de Halep'e çarpışarak geri çekilmek zorunda kaldı ve 7. ordunun imhasını engelledi. Ekim 1918 tarihinde Mustafa Kemal Halepin kuzeyine çarpışarak çekildi. Bu bilgiyi Yıldırım Orduları komutanı Mustafa Kemal şamı halepi düşmana terketti diye verebilmek cidden zor ve vicdani değil. Musatafa Kemal halepin kuzeyine çekilerek 7. orduyu imhadan kurtardığında savaş bitmişti. Liman von Sander kendisini Adanaya çağırdı ve yıldırım Orduları Komutanı yapıldığını açıkladığında mondros mütarekesi imzalanmıştı. Mustafa Kemal Halepte kalmadı, İstanbula döndü. Bu mantıkla O zaman Kurtuluş Savaşında Eskişehir'i de Yunan işgaline terkederek kaçtı diye yazarsanız şaşmam.--Bruno ileti 18:14, 27 Eylül 2009 (UTC)
- 'Düşmana terketti' diye yazmadım. Bu konu, ek kaynak göstermeye gerek gösterecek kadar bilinmeyen bir konu da değildir. Herhangi bir ansiklopedide, İngilizlerin 1917 sonlarından itibaren sayıca üstün olmaları ve ilerleyişleri karşısında, bir raddeden -ki bu Kudüs'ün kaybedilişidir- sonra, yoğun çatışmalardan kaçınarak geri çekilindiğini aktarır. Musul Sorunu maddesinde de benzer biçimde ifade edilmektedir.
- Savaş -kendisini beğenmesek de- ustalık gerektiren bir zanaattir, sürekli saldırmak, çarpışmak elbette her zaman doğru strateji değildir. Filistin Cephesi'nde tarihteki genel kabul şöyledir. Hükümet tarafından hattın korunması ve zaman kazanılması beklenen bu cephede, Mustafa Kemal Paşa durumun gereğini yapmış, ordunun ölü, yaralı, esir ve kaçak vererek bozulmasını engelleyerek disiplin içinde ve toplu tutarak Adana'ya kadar çekmiştir. Bu hamlesi tarihçiler tarafından övülmektedir zaten. Nitekim Kurtuluş Savaşı'nın başlangıcında elimizde gerek asker gerek silah açısından savaşabilecek güçte olan yalnız iki ordu kalmıştır. Biri Kazım Karabekir'in ordusu, diğeri Mustafa Kemal'in ileri görüş göstererek Adana'ya çektiği ordudur. Kurtuluş Savaşı'nın kazanılmasında en büyük rolü de bu iki ordu oynamıştır. Gereksiz kahramanlık gösterisi yapılmaya kalkışılsaydı, Kurtuluş Savaşı yalnız iman gücüyle kazanılamazdı. Yani tarih çoğu zaman olduğu gibi Atatürk'ü haklı çıkarıyor. Aksi olsaydı da, ansiklopedik olma ve kayda değerlik kriterlerine uygun olarak yine yazmaktan çekinmezdim. Ama Atatürk adına hassasiyet gösterecek bir durum yok, zaten kendisi haklı çıkmıştır. Gereksiz gözü karalıklara örnek olarak da Sarıkamış Harekâtı, Bakü ve Derbent'in alınması ve Türkistan macerası sayılabilir ve bunlar hep insan, emek, maliyet ve zaman açılarından gereksiz kayıplara yol açmıştır.iazak 16:37, 28 Eylül 2009 (UTC)ileti