İçeriğe atla

Plüralizm (siyaset teorisi)

Vikipedi, özgür ansiklopedi

Plüralizm ya da çoğulculuk, siyasetin karar alma mekanizmalarının çoğunlukla hükümet çerçevesinde yer aldığını ancak birçok hükümet dışı grubun da kaynaklarını etki yaratmak için kullandığını savunan görüştür. Plüralistler için temel soru, siyasi bir süreçte iktidar ve etkinin nasıl dağıtıldığıdır. Birey grupları kendi çıkarlarını maksimize etmeye çalışır. İktidar, rakip gruplar arasında sürekli bir pazarlık süreci olduğu için çatışma hatları çoklu ve değişkendi. Eşitsizlikler olabilir ancak bu eşitsizlikler, kaynakların çeşitli şekil ve dağılımları ile nüfusun geneline yayılma ve dengelenme eğilimindedir. Bu görüşe göre herhangi bir değişim yavaş ve aşamalı olacaktır çünkü grupların farklı çıkarları vardır ve mevzuatı yok etmek için "veto grupları" olarak hareket edebilirler. Farklı ve rekabet halindeki çıkarların varlığı, demokratik dengenin[1] temelini oluşturur ve bireylerin hedeflerine ulaşması için hayati önem taşır.

Yetişkin nüfusun önemli bir kısmında seçim desteği için açık rekabetin olduğu bir durum olan poliarşi, grup çıkarlarının rekabetini ve göreceli eşitliği sağlar. Plürasitler ifade ve örgütlenme özgürlüğü gibi sivil haklara ve en az iki partili bir seçim sistemine vurgu yapar. Öte yandan, bu sürece katılanlar nüfusun sadece küçük bir bölümünü oluşturduğundan halk çoğunlukla seyirci olarak hareket eder. Bu durum iki nedenden dolayı istenmeyen bir durum değildir: İlk olarak siyasi olaylardan memnun olan bir nüfusu temsil edebilir veya ikinci olarak siyasi konular ortalama vatandaşın sahip olamayacağı sürekli ve uzmanlık gerektiren bir dikkat gerektirir.

Plüralizmin önemli teorisyenleri arasında Robert A. Dahl (alanında büyük bir kitap olan Who Governs? eserini yazmıştır), David Truman ve Seymour Martin Lipset yer almaktadır. V-Parti Veri Setindeki Çoğulculuk Karşıtlığı Endeksi, demokratik sürece bağlılık eksikliği, temel azınlık haklarına saygısızlık, muhaliflerin şeytanlaştırılması ve siyasi şiddetin kabul edilmesi olarak modellenmiştir.[2]

Plüralist iktidar anlayışı

[değiştir | kaynağı değiştir]

Olası iktidar kaynaklarının listesi neredeyse sonsuzdur: yasal yetki, para, prestij, beceri, bilgi, karizma, meşruiyet, boş zaman ve deneyim. Plüralistler aynı zamanda potansiyel ve fiili güç arasındaki farkları da vurgularlar. Fiili güç, birini bir şey yapmaya zorlama yeteneği anlamına gelir ve iktidarın bir nedensellik olarak görülmesidir. Dahl, iktidarı "A'nın B'nin tepkilerini kontrol edecek şekilde hareket etme kapasitesi gibi gerçekçi bir ilişki" olarak tanımlamaktadır.[3]

Potansiyel iktidar, kaynakları gerçek güce dönüştürme olasılığını ifade ede. Pek çok kaynaktan biri olan nakit, işe koşulmadığı sürece sadece bir banknot yığınıdır. Örneğin Malcolm X, büyürken kesinlikle zengin bir insan değildi ancak hapis cezasından sonra birçok gruptan para aldı ve güçlü kişiliği ve organizasyon becerileri gibi diğer kaynakları kullandı. Amerikan siyaseti üzerinde çoğu varlıklı insandan daha büyük bir etkisi olmuştur. Para gibi belirli bir kaynak otomatik olarak iktidarla eş tutulamaz çünkü kaynak ustaca ya da beceriksizce, tamamen ya da kısmen kullanılabilir ya da hiç kullanılmayabilir.

Plüralistler, toplumsal heterojenliğin tek bir grubun hakimiyet kurmasını engellediğine inanmaktadır.[4] Onlara göre siyaset esasen tercihlerin bir araya getirilmesi meselesidir. Bu da koalisyonların doğası gereği istikrarsız olduğu anlamına gelir, dolayısıyla rekabet kolayca korunur. Dahl'ın görüşüne göre "siyasi heterojenlik sosyoekonomik heterojenliği takip ettiği" için toplumsal farklılaşma iktidarı giderek dağıtmaktadır. Bu durumda, Hamed Kazemzadeh, örgütsel üyeliğin bireyleri demokratik normlara göre sosyalleştirdiğini, katılımı artırdığını ve pazarlık ve müzakerenin mümkün olması için toplum siyasetini ılımlılaştırdığını savunmaktadır.[5] İktidar çalışmalarına yönelik plüralist yaklaşım, herhangi bir toplulukta iktidar hakkında kategorik hiçbir şeyin varsayılamayacağını belirtir. O halde soru, bir topluluğu kimin yönettiği değil, herhangi bir grubun gerçekten yönetip yönetmediğidir. Bunu belirlemek için plüralistler belirli sonuçları inceler. Bunun nedeni, insan davranışının büyük ölçüde atalet tarafından yönetildiğine inanmalarıdır. Bununla birlikte, açık faaliyetlere fiili katılım, liderliğin sadece bir itibardan daha geçerli bir göstergesidir. Plüralistler aynı zamanda herhangi bir grubun kendi ifade ettiği değerlere sadık kalmak için kendini ortaya koyması gereken belirli bir konu veya zaman noktası olmadığına, bunun yerine bunun mümkün olduğu çeşitli konular ve noktalar olduğuna inanırlar. Ayrıca, eyleme geçmenin de bir maliyet vardır, bu sadece kaybetmek değil, zaman ve çaba harcamaktır. Bir yapısalcı iktidar dağılımlarının oldukça kalıcı bir doğaya sahip olduğunu iddia edebilirken bu gerekçe iktidarın aslında süre bakımından büyük farklılıklar gösteren meselelere bağlı olabileceğini söylemektedir. Ayrıca, bir sistem içindeki aktörlere odaklanmak yerine, liderlik rollerinin kendisine vurgu yapılmaktadır. Bunlar incelenerek, bir toplumda ne ölçüde bir iktidar yapısının mevcut olduğu belirlenebilir.

Plüralist ekolün üç ana ilkesi şunlardır: I) Kaynaklar ve dolayısıyla potansiyel iktidar toplumun her tarafına dağıtılmıştır; II) En azından bazı kaynaklar nedereyse herkes tarafından kullanılabilir; ve III) Her zaman potansiyel iktidar miktarı fiili iktidar miktarını aşar.

Son ve önemli olarak, ampirik gözlem yoluyla kanıtlanmadıkça hiç kimse tümüyle muktedir değildir. Bir alanda etkili olan bir birey ya da grup başka bir alanda zayıf olabilir. Büyük askeri müteahhitler savunma konularında kesinlikle ağırlıklarını ortaya koyarlar ancak tarım veya sağlık politikaları üzerinde ne kadar etkileri vardır? Dolayısıyla iktidarın bir ölçüsü de kapsamı ya da bir araştırmacı tarafından gözlemlendiği üzere başarılı bir şekilde uygulandığı alanların aralığıdır. Plüralistler, birkaç istisna dışında iktidar sahiplerinin genellikle nispeten sınırlı bir etki alanına sahip olduğuna inanırlar. Plüralist elitist bir duruma yer bırakır, A grubu sürekli olarak birden fazla grup üzerinde iktidar sahibi olmalıdır. Bir plüralist bu kavramı kabul edebilmesi için bunun deneysel olarak gözlemlenmesi ve tanım gereği böyle varsayılmaması gerekir.

Tüm bu nedenlerden ötürü iktidar verili kabul edilemez. Gerçekte kimin yönettiğini bilmek için onu deneysel olarak gözlemlemek gerekir. Plüralistlere göre bunu yapmanın en iyi yolu, kimin hangi tarafta yer aldığını ve nihayetinde kimin kazanıp kaybettiğini not ederek çok çeşitli spesifik kararları incelemektir. Sadece bu çeşitli tartışmaların çetelesini tutarak gerçek iktidar sahiplerini belirlemeye başlayabiliriz. Plüralizm, davranışsalcılık ile ilişkilendirilmiştir.[6]

Plüralist iktidara karşıtlık genellikle kişinin iktidarının kaynağından kaynaklanır. Belirli gruplar iktidarı paylaşıyor olsalar da bu gruplar içindeki insanlar kendi nitelikleriyle gündemi belirler, meselelere karar verir ve liderlik rollerini üstlenirler. Bazı teorisyenler, bu niteliklerin aktarılamayacağını, dolayısıyla elitizmin hala var olduğu bir sistem yarattığını savunmaktadır. Bu teorinin hesaba katmadığı şey, diğer gruplardan destek alarak bu niteliklerin üstesinden gelme olasılığıdır. Çıkar grupları diğer örgütlerle iktidar birliği yaparak bu devredilemez niteliklerin üstesinden gelebilirler. Bu anlamda, siyasi plüralizm bu hususlar için hala geçerlidir.

Seçkin plüralizmi

[değiştir | kaynağı değiştir]

Seçkin (elit) plüralizmi, klasik plüralizmcilerle iktidarın "çoğulluğu" olduğu konusunda hemfikirdir; ancak, sözde demokratik denge, yukarıda bahsedilen biçimlerde büyük ölçüde orantısız toplumsal iktidarı elinde tutan elitler nedeniyle eşitsizlikleri (sosyal, ekonomik veya siyasi) sürdürdüğünde veya artırdığında, ya da örneğin düzenleyici veya kültürel ele geçirme yoluyla sürdürülen siyasi sürecin kendisinin sistemi çarpıtmaları nedeniyle bu plüralizm "saf" değildir.[7] Dolayısıyla, elit plüralistler, temsili demokrasinin kusurlu olduğu ve örneğin oligarşinin demir kanunuyla partikrasi veya oligarşiye doğru bozulma eğiliminde olduğunu söylemektedirler.[8]

Devlet ve politika oluşumuna ilişkin bir siyasi teori olarak plüralizm, 1950'ler ve 1960'larda Amerika'da en fazla ilgi gören teori olurken bazı akademisyenle teorinin çok basit olduğunu savunmuştur ve bu da neo-plüralizmin formüle edilmesine yol açmıştır. Demokratik toplumdaki iktidar paylaşımı konusunda görüşler farklılık göstermiştir. Neo-plüralizm, siyasi nüfuz için rekabet eden çok sayıda baskı grubu görse de, siyasi gündem şirket gücüne karşı önyargılıdır. Neo-plüralist artık devleti farklı çıkar gruplarının talepleri arasında arabuluculuk yapan ve hüküm veren bir hakem olarak değil, kendi (bölümsel) çıkarlarını oluşturan ve gözeten nispeten özerk bir aktör olarak görmektedir. Plüralizmde destekleyici bir siyasi kültürün içine gömülü olan anayasal kurallar, farklı ve mutlaka destekleyici olması gerekmeyen bir siyasi kültür ve radikal bir şekilde eşitsiz ekonomik kaynaklardan oluşan bir sistem bağlamında görülmelidir. Bu farklı kültür, sosyoekonomik iktidarın dengesiz dağılımı nedeniyle mevcuttur. Bu durum, bazı gruplar için siyasi seçenekler yaratırken diğerlerini sınırlamaktadır. Uluslararası alanda düzen, güçlü çok uluslu çıkarlar ve baskın devletler tarafından bozulurken, klasik plüralizmde çoğulcu kurallar ve serbest piyasa toplumu çerçevesinde istikrara vurgu yapılır.

Charles Lindblom

[değiştir | kaynağı değiştir]

Güçlü bir neo-plüralist argüman ortaya koyan Charles E. Lindblom, politika sürecinde önceliği hala çıkar grupları arasındaki rekabete atfetmiş ancak iş dünyasının çıkarlarının politika sürecinde sahip olduğu orantısız etkiyi kabul etmiştir.

Klasik plüralizm, Westminster tarzı demokrasilere veya Avrupa bağlamına uygulanabilir görünmediği için eleştirilmiştir. Bu da korporatist teorilerin gelişmesine yol açmıştır. Korporatizm, sayısı diğer "çıkar gruplarını" dışlayarak, birkaç seçkin çıkar grubunun politika oluşturma sürecine fiilen (genellikle resmi olarak) dahil olduğu fikridir. Örneğin, sendikalara ve büyük sektörel iş derneklerine belirli politikalar hakkında (bu politikaların itici gücü olmasalar da) sık sık danışılır.

Bu politikalar genellikle işçiler, işverenler ve devlet arasındaki üçlü ilişkileri ilgilendirir ve devlet bu ilişkilerde koordinasyon rolü üstlenir. Devlet, bu örgütlü ve merkezileşmiş gruplarla siyasi ve ekonomik meseleleri ele alabileceği bir çerçeve inşa eder. Bu görüşe göre, parlamento ve parti politikaları politika oluşturma sürecindeki etkisini yitirmektedir.

Dış politikada

[değiştir | kaynağı değiştir]

Siyasi açıdan bakıldığında, plüralizmin politika oluşturma süreci ve karar alma mekanizması üzerinde büyük bir etkisi vardır. Uluslararası güvenlikte, politika oluşturma sürecinde, farklı taraflar karar alma sürecine katılma şansına sahip olabilir. Kim daha fazla iktidara sahipse, o kadar fazla fırsat elde eder ve istediğini elde etme olasılığı o kadar yüksek olur. M. Frances'e (1991) göre, "karar alma bir etki ve güç labirenti gibi görünmektedir."

Demokratikleşme

[değiştir | kaynağı değiştir]

V-Parti Veri Seti, yüksek plüralizm karşıtlığı için daha yüksek otokratikleşme göstermektedir.[9]

Ayrıca bakınız

[değiştir | kaynağı değiştir]
  1. ^ Held, David, Models of Democracy
  2. ^ "V-Party Dataset". V-Dem Institute. Erişim tarihi: 2 Haziran 2023. 
  3. ^ Dahl, Robert A., 1915–2014. (2006). A preface to democratic theory. Expanded. Chicago: University of Chicago Press. ISBN 0226134334. OCLC 65198011. 
  4. ^ James Madison. Pluralism. 
  5. ^ "Hamed Kazemzadeh, Democratic platform in Social Pluralism". 19 Mayıs 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Eylül 2020. 
  6. ^ "Pluralism". 3 Ağustos 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Şubat 2007. 
  7. ^ Schattschneider, E.E. 1960. The Semi-Sovereign People. New York: Holt, Rinehart and Winston, p. 35.
  8. ^ Zur Soziologie des Parteiwesens in der modernen Demokratie. Untersuchungen über die oligarchischen Tendenzen des Gruppenlebens (1911, 1925; 1970). Translated as Sociologia del partito politico nella democrazia moderna : studi sulle tendenze oligarchiche degli aggregati politici, from the German original by Dr. Alfredo Polledro, revised and expanded (1912). Translated, from the Italian, by Eden and Cedar Paul as Political Parties: A Sociological Study of the Oligarchical Tendencies of Modern Democracy'" (Hearst's International Library Co., 1915; Free Press, 1949; Dover Publications, 1959); republished with an introduction by Seymour Martin Lipset (Crowell-Collier, 1962; Transaction Publishers, 1999, 0-7658-0469-7); translated in French by S. Jankélévitch, Les partis politiques. Essai sur les tendances oligarchiques des démocraties, Brussels, Editions de l'Université de Bruxelles, 2009 (978-2-8004-1443-0)
  9. ^ Medzihorsky, Juraj; Lindberg, Staffan I (2023). "Walking the Talk: How to Identify Anti-Pluralist Parties" (PDF). Party Politics. doi:10.1177/13540688231153092. 
  • Ankerl Guy(2000) Coexisting Contemporary Civilizations. Geneva: INUPress.
  • Socialstudieshelp.com, Pluralism. Accessed 13 February 2007.
  • Elmer Eric Schattschneider (1960) The Semi-Sovereign People. New York: Holt, Rinehart and Winston.
  • Gad Barzilai (2003) Communities and Law: Politics and Cultures of Legal Identities. Ann Arbor: University of Michigan Press.
  • Polsby, Nelson W. (1960) How to Study Community Power: The Pluralist Alternative. The Journal of Politics, (22)3, 474–484
  • William E. Connolly: The Ethos of Pluralization. University of Minnesota Press, 1995.
  • C. Alden (2011). Foreign policy analysis. London: University of London.
  • H. Kazemzadeh (2020). Democratic platform in Social Pluralism. Internal Journal of ACPCS, Winter No.10 pp. 237–253.
  • M. Frances Klein (1991). The Politics of Curriculum Decision-Making: Issues in Centralizing the Curriculum. New York: SUNY Press.