İçeriğe atla

Ayşe Paşalı cinayeti

Vikipedi, özgür ansiklopedi

Ayşe Paşalı cinayeti, 7 Aralık 2010'da Türkiye'nin başkenti Ankara'da Ayşe Paşalı'nın şiddet gördüğü eski eşi tarafından bıçaklanarak öldürülmesidir.

Cinayet, eşlerinden şiddet gören kadınların, boşandıktan sonra da şiddete maruz kaldıklarını medyada görünür kılmış; böylece Türkiye'de aile içi şiddete dair yeni yasal düzenlemeler yapılması ve önleyici tedbirler alınmasında bu olay önemli rol oynamıştır. Bu nedenle Türkiye’de kadın cinayetleri açısından bir dönüm noktası kabul edilir.[1]

Paşalı'nın eski eşi İstikbal Yetkin tarafından öldürülmesinden sonra görülen cinayet davası, Türkiye'de daha önce olmadığı şekilde hızla sonuçlandırıldı ve katile ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Bu cinayet davasında Paşalı'nın katiline verilen ağır ceza, diğer kadın cinayeti davalarına örnek olmuştur.[2]

Kadına yönelik şiddetin simgesi haline gelen Ayşe Paşalı davası, 2011 yılında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) de taşındı.[3] Devletin, cinayet ile sonuçlanan bu süreçte Paşalı'nın yaşam hakkını koruyamadığı gerekçesi ile açılan dava, 2020 yılında sonuçlandı. Türk hükûmeti, Ayşe Paşalı'nın öldürülmesindeki sorumluluğunu kabul kabul ederek önerilen tazminatı ödedi.[4]

AİHM'nin bu davadaki kararından sonra Türkiye'de, koruma talep eden kişilere, yalnız kişinin beyanı esas alınarak acil durumlarda koruma sağlayan, büyük ölçüde İstanbul Sözleşmesi'ne göre oluşturulmuş 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun hazırlanmıştır.[5]

1998'de İstikbal Yetkin ile evlenip bu evlilikten üç çocuk sahibi olan Ayşe Paşalı, evliliği boyunca kendisini şiddete maruz bırakan eşi İstikbal Yetkin tarafından Mart 2009'da öldüresiye dövüldü ve tecavüz edildi. Cinsel saldırı suçuyla çıktığı mahkemede tarafından tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Habertürk muhabiri Cemal Doğan'ın Adliye koridorunda çektiği, Paşalı'nın yaralı göründüğü fotoğraf, Paşalı'nın öldürülmesinden sonra Türkiye'de kadına yönelik şiddetin simgesi haline geldi.[6] Çift, Haziran 2010'da boşandı. Yetkin, boşanmadan iki ay sonra kapısına dayandığı eski eşini bıçak zoruyla ıssız bir yere götürdü; öldürmekle tehdit etti, yalvarmaları üzerine serbest bıraktı. Yetkin birkaç gün sonra da arkadaşları ile Paşalı'nın kapısına gelerek, tehditlerini yineledi. Paşalı, defalarca savcılığa koruma talebi ile başvurdu. Mahkeme, aralarında evlilik birliği kalmadığı gerekçesiyle başvuruyu reddetti. Yetkin, boşandıktan yaklaşık 1,5 yıl sonra, 7 Aralık 2010 günü eski eşi Paşalı'yı Ankara'da 11 yerinden bıçaklayarak öldürdü.[7] Yetkin, evinde saklandığı arkadaşının ihbarı ile yakalanıp tutuklandı.[8]

Ayşe Paşalı cinayetinin basına yansımasından sonra dönemin Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf, “Olay karşısında yasalarımızda eksik yok, cinayet münferit” açıklamasını yaptı[9]

Ayşe Paşalı öldürüldüğünde, kadın cinayetlerine karşı mücadele, Türkiye'nin gündemindeydi ve "Kadın Cinayetlerine İsyandayız" kampanyası ile kadın cinayetleri görünür kılınmaya çalışılıyordu.[6] Kadın Cinayetlerine İsyandayız Kampanyası'nın çağrısıyla 14 ilde kadınlar, Paşalı'nın katili İstikbal Yetkin'in yargılandığı davanın karar duruşması öncesinde, sokaklarda kadın cinayetlerine ve kadın katillerinin serbest kalmasına karşı 7-24 nöbet tuttu.[10]

Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada İstikbal Yetkin'in tasarlayarak kasten öldürme suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasına karar verildi. Mahkeme heyeti, oy çokluğuyla vardığı kararda İstikbal Yetkin hakkında takdiri indirim nedenlerini uygulamadı.[11] Ayşe Paşalı davası, arasında kan bağı olmayan eski kocaya ağırlaştırılmış müebbet hapis verildiği ilk dava oldu.

Paşalı ailesinin avukatları, öldürülmesine giden süreçte devletin Paşalı'nın yaşam hakkını koruyamadığı gerekçesiyle AİHM'ye başvurdu. Dokuz yıl süren dava sonunda hükûmet tarafından imzalanan bildirgede Türkiye hükûmetinin, Paşalı'nın aile içi şiddete karşı korunmasını sağlayamadığı belirtildi ve yaşamın korunmasındaki başarısızlıklardan kaynaklanan ölüm vakasının meydana gelmesinden pişmanlık duyduğu ifade edildi.

AİHM'deki bu davanın çözülmesini sağlamak amacıyla, Türkiye hükûmeti başvuranlara müştereken 50 bin Avro ödemeyi teklif etti. Paşalı ailesi teklifi kabul etti. Böylece dava, Paşalı ailesi lehine sonuçlanmış oldu.

Bu dava, kadın cinayetlerinin kamuoyunda daha görünür olmasını sağladığı gibi devletin kadın cinayetlerini önlememe, kadınları korumama yaklaşımını da görünür kıldı.[6] Kadına yönelik şiddete çözüm bulabilmek için daha ziyade önleyici tedbirlere yoğunlaşan bir sözleşme hazırlanmaya başladı. İstanbul Sözleşmesi olarak bilinen sözleşme, 2011 yılında imzalandı. Bu sözleşmenin önleyici tedbirleri içerir hükümlerinden yola çıkılarak acil durumlarda uygulanmak üzere 6284 Sayılı Kanun hazırlandı. 2012 yılında 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun, daha sonra ise bu Kanun'a İlişkin Uygulama Yönetmeliği yürürlüğe girdi.

6284 Sayılı Kanun'daki esaslar, 2. maddesinde belirtildiği üzere büyük ölçüde İstanbul Sözleşmesi’ne göre oluşturuldu. Kanun kapsamında "şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınlar, çocuklar, aile bireyleri ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişiler" korunmaktadır. "Aile bireyleri" İstanbul Sözleşmesi'nde yapılan "ev içi şiddet" tanımına göre, aynı evi paylaşsın veya paylaşmasın birliktelik yaşayan partnerler, boşanmış kişiler arasında gerçekleşen veya gerçekleşme ihtimali olan şiddet olayları kanun kapsamına girer.[12]

Ayrıca bakınız

[değiştir | kaynağı değiştir]

Dış bağlantılar

[değiştir | kaynağı değiştir]
  1. ^ Çetin, İhsan (2014). "Gelenek ve Modernite Arasında Türkiye'de Son Dönem Kadın Cinayetleri". Sosyoloji Dergisi. 25 Mart 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  2. ^ "Ayşe Paşalı davası, kadın cinayetlerine karşı mücadele ile özdeşleşen bir dava oldu". Kadincinayetlerinidurduracagiz.net sitesi. 7 Şubat 2013. 9 Eylül 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Eylül 2021. 
  3. ^ Doğan, Cemal (15 Mayıs 2011). "Ayşe Paşalı davası AİHM'de: Paşalı'yı devlet mi koruyamadı?". Habertürk. 18 Mayıs 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Eylül 2021. 
  4. ^ Uludağ, Alican (16 Nisan 2020). "Türkiye'den Paşalı'yı koruyamadık itirafı". Cumhuriyet gazetesi. 18 Nisan 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Eylül 2021. 
  5. ^ Torun, Tuba (11 Haziran 2018). "Ayşe Paşalı Sıla'yı nasıl kurtardı?". Gazete Duvar. 6 Temmuz 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Eylül 2021. 
  6. ^ a b c Karakuş, Filiz (19 Ocak 2021). "20 Ocak 2011: Ayşe Paşalı cinayeti davası başladı" (İngilizce). Çatlak Zemin. 28 Nisan 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Eylül 2021. 
  7. ^ "Cinayet gününü anlattı". Hürriyet gazetesi. 8 Şubat 2011. 30 Aralık 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Eylül 2021. 
  8. ^ Doğan, Cemal. "Koca dayağı, af ve cinayet!". Haberturk. 27 Aralık 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Eylül 2021. 
  9. ^ "Bakan Kavaf'a Göre A.P.'nin Ölümü "Münferit"". Bianet.org. 27 Aralık 2010. 9 Eylül 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Eylül 2021. 
  10. ^ Gülmez, Damla (12 Mayıs 2011). "Kadınlar 7/24 Nöbet Tuttu, Sonuç: Ağırlaştırılmış Müebbet". Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı. 9 Ağustos 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Eylül 2021. 
  11. ^ Emlik, Ömer (13 Mayıs 2011). "Babama müebbet verildi, çok mutluyum!". Haber7. 9 Eylül 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Eylül 2021. 
  12. ^ Ercoşkun Şenol, Kübra (26 Ekim 2018). "Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun Üzerine Bir İnceleme". ASOS 5. Uluslararası Hukuk Sempozyumu’nda yapılan sözlü bildiri. 13 Mart 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Eylül 2021.