İçeriğe atla

Abdurrahman Şeref Güzelyazıcı

Vikipedi, özgür ansiklopedi
Abdurrahman Şeref Güzelyazıcı
Doğum6 Mayıs 1904
Selanik
Ölüm15 Mayıs 1978 (74 yaşında)
İstanbul
Defin yeriEdirnekapı Sakızağacı Mezarlığı
Meslek
  • Şair
  • Kütüphaneci
  • Mutasavvıf
  • Vaiz
Dil
  • Türkçe
  • Arapça
  • Farsça
  • Fransızca
MilliyetTürkiye Türk
EğitimSaray Ayaşpaşa İlkokulu
Dâru'l-Hilâfetİ'l Aliyye Medresesi (1924)
Dârü’l-fünûn İlâhiyât Fakültesi (1927)
EvlilikHürmüz Hanım (?-1937)
Kevser Hanım (1940-)
ÇocuklarHürmüz Hanım:
  • Hilâl Cavidân
  • Ayşe Zühal

Kevser Hanım:
  • Zühal Ali Siyami
  • Latife
  • Emine Incilâ
  • Yahya Tayfur
  • Kadriye Mina
Akrabalarİbrahim Adnan Efendi (Babası)
Latife Hanım (Annesi)
Abdullah Hulusi Efendi (Abisi)

Abdurrahman Şeref Güzelyazıcı (6 Mayıs 1904, Selanik - 15 Mayıs 1978), Türk şair, kütüphaneci, mutasavvıf, vaiz, İstanbul müftülerinden.

6 Mayıs 1904 tarihinde Selanik Vilayeti’ne bağlı Petriç Kasabası’nda dünyaya geldi.[1] Devrin Petriç Müftüsü İbrahim Adnan Efendi ile müderris ve hattat Hacı Ali Efendi'nin kızı Latife Hanım’ın oğludur. Dört yaşında iken babasını, dokuz yaşında iken annesini kaybedip küçük yaşta yetim ve öksüz kaldı. Ağabeyi Abdullah Hulusi Efendi’nin himayesine büyüdü. Ahmed Efendi'den Kur'an, Yahya Efendi'den matematik dersleri aldı. Bir yıl sonra ailesinden kalanlarla birlikte Saray kasabasında muhacir sıfatıyla iskân edildi. İlkokulu Saray Ayaşpaşa İlkokulu’nda bitirdi.

1912 yılında başlayan Balkan Harbi yüzünden Petriç’te Hoca Halil Efendi'den aldığı derslerle başladığı tahsil hayatını önce İstanbul’da, sonra Amasya’da sürdürmek zorunda kaldı. Amasya’da Pendelli İlkokulu’nda Ahmed Efendi'den Kur'an, Yahya Efendi'den matematik dersleri aldı. Bir sene sonra ailesinin gei kalan fertleriyle birlikte muhacir sıfatıyla iskân edildiği Kırklareli’nin Vize kasabasında Ayaşpaşa İlkokulu’ndan mezun olarak ilk tahsilini tamamladı. Çok geçmeden, ağabeyi Abdullah Hulusi Efendi ve teyzesinin oğlu Asım Bey’le birlikte İstanbul'a geldi ve medrese öğrenimine başladı. 1924 yılında Dâru'l-Hilâfetİ'l Aliyye Medresesi'nden mezun oldu. Aynı yıl Tıbbiye Mektebine kayıt yaptırdı maddî imkânsızlıklar Tıbbiyeye devamına engel olduğu için Dârü’l-fünûn İlâhiyât Fakültesi’ne geçerek buradan 1927 yılında mezun oldu. Güzelyazıcı, İlahiyât tahsili sırasında sadece fakültede verilen derslerle yetinmemiş, Süleymaniye Kütüphânesi’nde verilen kütüphanecilik kursuna devam ederekbitirdi. Bur sırada değişik zatlardan aldığı derslerle kendisini geliştirdi. Özellikle Elmalılı Küçük Hamdi (Yazır) Efendi’den istifâde etti. Yazdığı şiirler dergilerde neşredildi. Fakülteyi bitirdikten sonra 10 Ağustos 1927 tarihinde tayin edildiği Fatih Millet Kütüphanesi, Pertev Paşa Kısmı’nda memuriyete başladı. Bu görevi ederken Âgâh Sırrı (Levend)’nın İstiklal Lisesi’nde Türkçe derslerini uhdesine aldı. Aynı zamanda Edebiyat Fakültesi Felsefe Şubesi’nin İhtisas kısmında görevlendirildi. Bu sırada tanıdığı hocalarından Abduş Efendi ile Nüzhet Efendi'nin ciddi ilgi ve desteklerini gördü. Bu arada Hürmüz Hanım’la evlendi.

Askerliği dolayısıyla görevlerinden ayrıldı ve 1932 yılında askerlik görevini tamamlayarak Fatih Millet Kütüphanesi’ndeki eski vazifesine döndü. Buna ilâveten Hayriye Lisesi Edebiyat Hocalığını da uhdesine alarak burada ders vermeye başladı. Burada üç yıl edebiyat okuttuktan sonra 1935 yılında Vefa Lisesi Türkçe hocalığına geçti. Resmî memuriyeti ise Murat Molla Kütüphanesi’ne nakledildi.

1934 yılında Hilâl Cavidân, 1936'da Ayşe Zühal adlarında iki kızı dünyaya geldi. 1936 yılında büyük kızı Hilâl Cavidân, 1937 yılında da eşi Hürmüz Hanım hayatını kaybetti. Tek çocukla dul kalan Güzelyazıcı, acılarını esere dönüştürdü ve kızı hakkında “Yeter” adlı şiirini, eşi Hürmüz Hanım için Abdülhak Hamid Tarhan’ın Makber'ine nazire olarak Mezar isimli şiir kitabını kaleme aldı.

Tasavvufa yönelerek Serezli Hacı Abdullah Hasib Efendi’ye bağlandı. Üç yıl sonra 1940 yılında Kevser Hanımla hayatını birleştirerek ikinci defa evlendi. Bu evliliklerinden Zühal, Ali Siyami, Latife, Emine Incilâ, Yahya Tayfur, Kadriye Mina adlarında altı çocuk sahibi oldu. İkinci Cihan Harbi’nin çıkışının müteakiben 1941 yılında silah altına çağrılarak yeniden askere alındı. 1943 yılında askerlikten terhis edilmesinin ardından Süleymaniye Kütüphanesi Tasnif Heyeti’ne tayin edilerek tekrar memuriyete döndü. Bu sırada bir yandan da Zeyrek Ortaokulu’nda Türkçe dersleri verirken bir yandan da üstadı Hasib Efendi’nin arzusu üzerine Şehzade Camii’nde, Cuma günleri öğleden önce halka vaaz vermekteydi. Bir süre sonra vaaz ve nasihatlerine Bayezid, Aksaray Pertevniyal Valide Sultan, Fatih camilerinin kürsülerinde devam etmeye başladı. 1948 yılında Çapa Kız Öğretmen Okulu’nda Din Dersleri Hocalığına tayin edilmiş ve burada verdiği derslerini takrirlerini 1957 yılında Din Dersleri başlığı altında toplayarak kitap hâlinde neşretmiştir. 1962 yılına kadar devam eden bu görevi sırasında, Mahmut Celaleddîn Ökten (1882-1961 ) ile birlikte yeniden kurulması faaliyetlerine öncülük ettiği İmam Hatip okullarının eğitime başlamasından sonra bu okullarda tefsir, hadis, fıkıh ve usullerini okuttu. Güzelyazıcı, 1950 yılında İstanbul Müftülüğü bünyesinde Vaizlik ve Hademe-i Hayrat Murakıplığı görevlerine getirildi. Ardından İstanbul İhtisas Vaizliğine tayin edildi. 1963-1968 yılları arasında İstanbul Fatih Camii’nde fahrî Hatiplik görevini deruhte etti. Fatih Camii minberinden irâd ettiği hutbelerini de İrşâdü’l-Müminin ila Fezâili’d-Din adıyla kitaplaştırarak yayımladı. Fatih İskender Paşa Camii’nde ramazan geceleri teravih öncesi vaazlar verdi.

30 Kasım 1972 tarihinde İstanbul Müftülüğü görevine getirildi. 1976 yılında Riyad'da Türkiye'yi temsilen katıldığı İslâm Konferansı’na sunduğu "İçtihad" konusundaki Arapça tebliği büyük ilgi gördü.

Toplum hizmetleri ile de yakından ilgilenen Güzelyazıcı, 30 Kasım 1972 tarihinden ölümüne kadar İbnülemin Mahmud Kemal İnal Vakfı başkanlığını yürüttü.

Abdurrahman Şeref Güzelyazıcı, 15 Mayıs 1978 tarihinde Müftülük vazifesini sürdürdüğü İstanbul'da öldü. Fatih Camii’nden kaldırılan cenâzesi Edirnekapı Sakızağacı Mezarlığı’nda Üstadı Hasib Efendi’nin mezarının yakınına toprağa verildi. İslâm ilimlerine hâkim, Şark hars ve irfanının seçkin bir temsilcisi olan Abdurrahman Şeref Güzelyazıcı çok iyi derecede Arapça, Farsça ve Fransızca biliyordu. İlminin ve fazlının yanında, yazdığı şiirlerle kendine has bir şöhretin sahibi idi. Divançesi basılmadı.

Edebî eserleri

[değiştir | kaynağı değiştir]
  • Eylül Yaprakları, 1938 (Önsöz: Tahir Olgun, Hece aruz vezniyle Şiirler, Tâhirül Mevlevî'ye İthaf)
  • Tecellilerden 1: Gönül Yolcuları (Hece aruz vezniyle Şiirler, Sinan Yayınevi, İstanbul 1944, 80 s.
  • Mezar (Makber'e nazire)
  • Divan-ı Şeref
  • Bahar Dalları
  • Perişan Çiçekler
  • Ayna Kırıkları
  • Fani Gölgeler
  • Gönül Şafakları
  • Ayrılık Çiğdemleri
  • Ruh ve Söylentiler,
  • Din Dersleri (Birinci Kitap), Ahmet Sait Matbaası, İstanbul, 1957, 254 s.
  • Din Dersleri - İbadet ve Ahlak, (İkinci Kitap),
  • Ehl-i Sünnet İnanışının Değişmez Metinleri, Sinan Matbaası, İstanbul, 1947.
  • İrşâdü’l-Müminin ila Fezâili’d-Din
  • Fâtih Minberinden Müminlere Hutbeler (2 Cilt, 1970, 1344 s.
  • Cennatü'l İrfan fi Tefsirü'l Kur'an (5 cilt)
  • Livâü'l İslâm fi İlmi'l Kelam (2 cilt)
  • Hakikat Meclisleri (vaazlar, 3 cilt)
  • Rüyalar – Tabirler
  • Rumuzü'l Ehadis
  • Nurgünler ve Geceler
  • Ongünler ve Geceler
  • Muhterem Aylar
  • Kırk Defa Kırk Hadis
  • Yasin Tefsiri
  • Ayetü'l Kürsi Tefsiri
  • Usûl-i Hadis
  • Hac Kitabı.
  1. ^ "Arşivlenmiş kopya". 17 Temmuz 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Temmuz 2019.