Şablon:GM/2018-03-04
Émile Zola (2 Nisan 1840 – 29 Eylül 1902), dünya edebiyatının en ünlü yazarları arasına girmiş Fransız yazar. Edebiyatta natüralizm akımının ilk temsilcilerinden birisidir. Bilimsel yöntemlerden etkilenerek romancının "gözlemleyen" ve "deney yapan" olması gerektiğini savunmuştur. Yirmi ciltlik Rougon-Macquart'lar: İkinci İmparatorluk Devrinde Bir Ailenin Doğal ve Toplumsal Tarihi serisinde dönemin Fransız toplumunun bir tablosunu yansıtmaya çalıştı. Dreyfus Olayı'nda aldığı tavırla 19. yüzyılın son ve yirminci yüzyılın ilk çeyreğindeki uluslararası edebiyatın gündemine oturdu. Bir insanın Hristiyan dininden ve Fransız ırkından değil diye haksız yere mahkûm olmasına isyan etti; "Gerçek yürüyor ve hiçbir güç onu durduramayacak." sözleri Zola'nın sloganı oldu. Fransa devlet başkanına hitaben "İtham Ediyorum" makalesini yayımladıktan sonra baskılardan dolayı Fransa'yı terkedip bir süre Londra'da yaşamak zorunda kaldı. Dreyfus Davası'nın yeniden görülüp adaletin yerini bulması sonucu yurduna döndü. Ulusal kahraman hâline gelen Émile Zola, 1902'de kaldığı otelin yatak odasında duman zehirlenmesinden öldü. (Devamı...) |
Domingo Faustino Sarmiento (15 Şubat 1811 - 11 Eylül 1888), Arjantinli aktivist, entelektüel, yazar, devlet adamı ve Arjantin'in yedinci devlet başkanı. Yazıları, gazetecilikten otobiyografiye, siyaset felsefesine ve tarihçiliğe kadar çok çeşitli tür ve konuyu kapsamıştır. On dokuzuncu yüzyıl Arjantininde büyük etkisi olan 1837 Kuşağı olarak bilinen bir grup entelektüel grubunun üyesiydi. Eğitim konularıyla özellikle ilgilendi ve aynı zamanda bölgenin edebiyatı üzerinde önemli bir etkiye sahipti.
Sarmiento, fakir fakat politik açıdan aktif bir ailede büyümüştür. 1843-1850 yılları arasında sık sık sürgünde yaşadı ve Şili'de ve Arjantin'deyken yazılar yazdı. En büyük edebi başarısı, Sarmiento'nun Şili'deki sürgün esnasında El Progreso gazetesinde çalışırken yazdığı Juan Manuel de Rosas eleştirisi olan Facundo'dur. Kitap, Sarmiento'nun edebi olarak daha çok tanınmasını sağladı. Enerjisini ve çabasını diktatörlere karşı -özellikle Rosas'a karşı- olan savaşında harcadı ve gözünde demokrasi, sosyal hizmetler ve akılcı düşüncenin değer verildiği bir dünya olan aydınlaşmış Avrupa'yı gaucho 'nun barbarlığı ve özellikle de on dokuzuncu yüzyıl Arjantin'inin acımasız güçlüleri olan caudillo ile karşılaştırdı. 1868'den 1874'e kadar Arjantin devlet başkanı iken Sarmiento, Latin Amerika için çocuklar ve kadınlar için eğitim de dahil olmak üzere akılcı düşünce ve demokrasiyi savundu. Ayrıca, tren sistemlerini, posta sistemini ve kapsamlı bir eğitim sistemini modernize etme ve geliştirme fırsatını elde etti. (Devamı...) |