Kafiye
Bu madde hiçbir kaynak içermemektedir. (Ocak 2023) (Bu şablonun nasıl ve ne zaman kaldırılması gerektiğini öğrenin) |
Kafiye ya da uyak, şiirde mısra sonlarında bulunan sözcüklerin son heceleri arasındaki ses benzerliğidir. Şiirde uyak, dize sonlarında bulunan farklı görevlerdeki ekler veya anlamları ayrı sözcükler arasında görülür. Dize sonlarında yinelenen aynı görevdeki ekler ya da sözcükler uyak değildir. Bunlara redif denir.
Uyak türleri
[değiştir | kaynağı değiştir]Uyaktaki ses sayısına göre
[değiştir | kaynağı değiştir]Yarım Kafiye
[değiştir | kaynağı değiştir]Yarım uyak, dize sonundaki tek ses benzerliğine dayanan uyak türüdür.
-Diz
-Yaz
Buradaki "z" sesleri yarım uyaktır.
Tam Kafiye
Mısra sonlarındaki iki ses benzerliğine "tam uyak" denir.
Örnek:
- Ben yâr ile ettim savaş
- Akıttım gözümden kanlı yaş
Yukarıdaki örnek dizede “aş” sesleri tam kafiye oluşturmuştur.
Örnek:
- Bir hazan akşamı indimdi sahile ben
- Vardı, mavi sular üstünde beyaz bir yelken
Yukarıdaki örnek dizede "en" sesleri tam kafiye oluşturmuştur.
DİKKAT!
Uzun okunan ünlüler tek başına "tam kafiye oluşturur" Çünkü bu ünlüler iki ses yerine geçer.
Örnek:
- Gönlümüz düşmişdi girdâb-ı belâ deryâsına
- Geçdi derbend-i melâledden safâ sahrâsına
Yukarıdaki dizelerdeki “â” ünlüsü tam uyaktır.
Zengin Kafiye
[değiştir | kaynağı değiştir]Dize sonlarındaki üç ve daha fazla ses benzerliğine dayanan uyak türüdür.
Örnek:
- Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak,
- Ve bir zaman bakacaksın semâya ağlayarak...
Burada "yaprak" ve "ağlayarak" (-rak) ekleri zengin uyağa örnektir.
Dizilişlerine Göre Uyaklar
[değiştir | kaynağı değiştir]Düz Kafiye
[değiştir | kaynağı değiştir]Bir dörtlüğün bütün dizelerinin biribiriyle uyaklı ya da ilk üç mısra biribiriyle uyaklı dördüncü dize serbest şekilde olmasıdır.
Örnek:
Gül büyütenlere mahsus hevesle a
Renk renk dertlerimi gözümde besle a
Yalnız, annem gibi o ılık sesle a
İçimde dövünüp ağlama gurbet b
Sarmal Kafiye
[değiştir | kaynağı değiştir]Bir dörtlüğün birinci ve dördüncü dizelerinin kendi arasında, ikinci ve üçüncü dizelerinin kendi arasında uyaklı olmasına dayanan uyak türüdür. ABBA biçimindedir.
Örnek:
- a Balkonlara, yalılara dalar düşünürüm
- b O günler uzaklaşan yelkenlerin peşi sıra
- b Akan bulutlar gibi geçmiş: ne iz, ne hâtıra!
- a Sır şimdi bunca güzel hayat, güzel ölüm!
- [[Necati Cumalı
Çapraz Kafiye
[değiştir | kaynağı değiştir]Bir dörtlüğün birinci ve üçüncü dizelerinin kendi arasında, ikinci ve dördüncü dizelerinin kendi arasında uyaklı olmasına dayanan uyak türüdür. ABAB biçimindedir.
- a Ne doğan güne hükmüm geçer,
- b Ne halden anlayan bulunur;
- a Ah aklımdan ölümüm geçer;
- b Sonra bu kuş,bahçe, nur.
Örüşük Kafiye Şeması
[değiştir | kaynağı değiştir]Batı şiirinden şiirimize geçmiş kafiye şemasıdır. Özellikle TERZARİMA nazım şeklinde kullanılan bir kafiye şemasıdır. Üç dizeli bentliklerden oluşur. Son bent tek dizeden oluşur. Son kelimelere bakılır
Şeması; (a,b,a), (b,c,b), (c,d,c) şeklinde gösterilebilir.
Mani Tipi Kafiye
[değiştir | kaynağı değiştir]Halk Edebiyatı'ndaki manilerden yayılmış kafiye şemasıdır. Manilerden oluşur
A Uzaklar seçilmiyor
A Gönüldür geçilmiyor
B Gönül bir top ibrişim
A Dolaşmış açılmıyor
Şeması; (a,a,b,a), (c,c,d,c), ... gösterilebilir.
Uyakların dizelerdeki bulunma yerlerine göre
[değiştir | kaynağı değiştir]İç Kafiye
[değiştir | kaynağı değiştir]Dizelerin "ortasında" bulunan uyaktır.
Örnek:
- Şeb-i hicran yanar cânım döker kan çeşm-i giryânım
- Uyadır halkı efganım kara bahtım uyanmaz mı.
Burada "cânım" ve "efganım" (-an) sözcüklerinde iç uyak görülmektedir.
Baş Kafiye
[değiştir | kaynağı değiştir]Dizelerin başında bulunan uyaktır. Altay aliterasyonu diye de bilinir.
Örnek:
- Gönlümüz bağlandı zülfün teline
- Alınmaz gözleri mestim alınmaz
- Sencileyin cevredici kuluna
- Bulunmaz gözleri mestim bulunmaz.
İkinci dizedeki "alınmaz" ile dördüncü dizedeki "bulunmaz" (-l) sözcükleri baş uyak oluştururlar.
Özel durumlar
[değiştir | kaynağı değiştir]Tunç kafiye
[değiştir | kaynağı değiştir]Ses benzeşmesinin "üçten" fazla olması durumunda kelimelerin biri genellikle diğerini içine alır. Bu, durumda zengin kafiyenin adı “tunç kafiye” olur.
Örnek:
- Fikrim bir hulyaya bazı dalar da Düşünür, derim ki: Bu odalarda Kim bilir kaç kişi oturmuş yatmış.” (7 harf) (Yusuf Ziya Ortaç, Evim)
Örneğin bu beyitte "dalar da" ve "odalarda" sözcükleri tunç uyak oluşturur.
Cinaslı Kafiye
[değiştir | kaynağı değiştir]Mısra sonlarında anlam olarak farklı ancak yazılış olarak aynı olan yani eş sesli kelimelerin kullanılması sonucu oluşan kafiyedir.
- Örneğin;
- … bülbül,
- Kapımdaki asmaya,
- … vazgeçmem
- Götürseler asmaya.
Mısra sonlarında bulunan asmaya kelimeleri cinaslı kafiye örneğidir. "Asmak" iki farklı anlamda kullanılmış ve bu sayede ses ahengi oluşturularak "cinaslı kafiye" örneği verilmiştir. Söyleniş bakımından aynı ancak anlam olarak farklı sözcüklerden ya da söz yüklemlerinden oluşan uyak türüdür. Örnek:
- Dönülmez akşamın ufkundayız, vakit çok geç:
- Bu son fasıldır ey ömrüm, nasıl geçersen geç.
Buradaki alıntıda "geç" ve "geç" sözcükleri cinaslı uyak oluşturur
REDİFLER
Uyaktan sonra gelen aynı anlam ve görevdeki ek ya da sözcüklere redif denir. Redif ve uyaklar karıştırılmamalıdır. ÖRNEK:
Koyun verdi kuzu verdi süt verdi
Yemek verdi ekmek verdi et verdi
Kazma ile dövmeyince kıt verdi
Benim sadık yarim kara topraktır.
Örneğin yukarıdaki alıntıda kalın olarak gösterilen sözcükler rediftir.